2k26b
2k26b- Zülkarneyn
(a.s.)
(Resûlüm!) Sana Zülkarneyn
hakkında soru sorarlar. De ki: Size ondan bir hatıra okuyacağım. (Kehf: 18/83)
Gerçekten biz onu yeryüzünde
iktidar ve kudret sahibi kıldık, ona (muhtaç olduğu) her şey için bir sebep (bir
vasıta ve yol) verdik. (Kehf: 18/84)
O da bir yol tutup gitti.
(Kehf: 18/85)
Nihayet güneşin battığı yere
varınca, onu kara bir balçıkta batar buldu. Onun yanında (orada) bir kavme
rastladı. Bunun üzerine biz: Ey Zülkarneyn! Onlara ya azap edecek veya
haklarında iyilik etme yolunu seçeceksin, dedik. (Kehf: 18/86)
O, şöyle dedi: "Haksızlık edeni
cezalandıracağız; sonra o, Rabbine gönderilecek; sonra Allah da ona korkunç bir
azap uygulayacak." (Kehf: 18/87)
"İman edip de iyi davranan
kimseye gelince, onun için de en güzel bir karşılık vardır. Ve buyruğumuzdan,
ona kolay olanını söyleyeceğiz." (Kehf: 18/88)
Sonra yine bir yol tuttu.
(Kehf: 18/89)
Nihayet güneşin doğduğu yere
ulaşınca, onu öyle bir kavim üzerine doğar buldu ki, onlar için güneşe karşı bir
örtü yapmamıştık. (Kehf: 18/90)
İşte böylece onunla ilgili her
şeyden haberdardık. (Kehf: 18/91)
Sonra yine bir yol tuttu.
(Kehf: 18/92)
Nihayet iki dağ arasına
ulaştığında onların önünde, hemen hiçbir sözü anlamayan bir kavim buldu. (Kehf:
18/93)
Dediler ki: Ey Zülkarneyn! Bu
memlekette Ye'cûc ve Me'cûc bozgunculuk yapmaktadırlar. Bizimle onlar arasında
bir sed yapman için sana bir vergi verelim mi? (Kehf: 18/94)
Dedi ki: "Rabbimin beni içinde
bulundurduğu nimet ve kudret daha hayırlıdır. Siz bana kuvvetinizle destek olun
da, sizinle onlar arasına aşılmaz bir engel yapayım." (Kehf: 18/95)
"Bana, demir kütleleri
getirin." Nihayet dağın iki yanı arasını aynı seviyeye getirince (vadiyi
doldurunca): "Üfleyin (körükleyin)!" dedi. Artık onu kor haline sokunca:
"Getirin bana, üzerine bir miktar erimiş bakır dökeyim" dedi. (Kehf: 18/96)
Bu sebeple onu ne aşmaya
muktedir oldular ne de onu delebildiler. (Kehf: 18/97)
Zülkarneyn: Bu, Rabbimden bir
rahmettir. Fakat Rabbimin vadi gelince, O, bunu yerle bir eder. Rabbimin vadi
haktır, dedi. (Kehf: 18/98)
|