HZ
HZ. PEYGAMBER’İN
HAYATI
1- Cahiliyye Devri
1a- Cahiliye
Adetleri
Onlara (müşriklere): Allah'ın
indirdiğine uyun, denildiği zaman onlar, "Hayır! Biz atalarımızı üzerinde
bulduğumuz yola uyarız" dediler. Ya ataları bir şey anlamamış, doğruyu da
bulamamış idiyseler? (Bakara: 2/170)
Sana, hilâl şeklinde yeni doğan
ayları sorarlar. De ki: Onlar, insanlar ve özellikle hac için vakit ölçüleridir.
İyi davranış, asla evlere arkalarından gelip girmeniz değildir. Lâkin iyi
davranış, korunan (ve ölçülü giden) kimsenin davranışıdır. Evlere kapılarından
girin, Allah'tan korkun, umulur ki kurtuluşa erersiniz. (Bakara: 2/189)
Hep birlikte Allah'ın ipine
(İslâm'a) sımsıkı yapışın; parçalanmayın. Allah'ın size olan nimetini
hatırlayın: Hani siz birbirinize düşman kişiler idiniz de O, gönüllerinizi
birleştirmişti ve O'nun nimeti sayesinde kardeş kimseler olmuştunuz. Yine siz
bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı. İşte Allah
size âyetlerini böyle açıklar ki doğru yolu bulasınız. (Al-i İmran: 3/103)
Ey iman edenler! Kat kat
arttırılmış olarak faiz yemeyin. Allah'tan sakının ki kurtuluşa eresiniz. (Al-i
İmran: 3/130)
Kadınlara mehirlerini gönül
rızası ile (cömertçe) verin; eğer gönül hoşluğu ile o mehrin bir kısmını size
bağışlarlarsa onu da afiyetle yeyin. (Nisa: 4/4)
Ana-babanın ve yakınların
bıraktıklarından erkeklere bir pay vardır; ana-babanın ve yakınların
bıraktıklarından kadınlara da bir pay vardır. Gerek azından, gerek çoğundan
belli bir hisse ayrılmıştır. (Nisa: 4/7)
Ey iman edenler! Kadınlara
zorla vâris olmanız size helal değildir. Apaçık bir edepsizlik yapmadıkça,
onlara verdiğinizin bir kısmını ele geçirmek için de kadınları sıkıştırmayın.
Onlarla iyi geçinin. Eğer onlardan hoşlanmazsanız (biliniz ki) Allah'ın
hakkınızda çok hayırlı kılacağı bir şeyden de hoşlanmamış olabilirsiniz. (Nisa:
4/19)
Geçmişte olanlar bir yana,
babalarınızın evlendiği kadınlarla evlenmeyin; çünkü bu bir hayasızlıktır,
iğrenç bir şeydir ve kötü bir yoldur. (Nisa: 4/22)
Analarınız, kızlarınız,
kızkardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, kardeş kızları, kızkardeş kızları,
sizi emziren analarınız, süt bacılarınız, eşlerinizin anaları, kendileriyle
birleştiğiniz eşlerinizden olup evlerinizde bulunan üvey kızlarınız size haram
kılındı. Eğer onlarla (nikâhlanıp da) henüz birleşmemişseniz kızlarını almanızda
size bir mahzur yoktur. Kendi sulbünüzden olan oğullarınızın eşleri ve iki kız
kardeşi birden almak da size haram kılındı; ancak geçen geçmiştir. Allah çok
bağışlayıcı ve esirgeyicidir. (Nisa: 4/23)
"Onları mutlaka saptıracağım,
muhakkak onları boş kuruntulara boğacağım, kesinlikle onlara emredeceğim de
hayvanların kulaklarını yaracaklar (putlar için nişanlayacaklar), şüphesiz
onlara emredeceğim de Allah'ın yarattığını değiştirecekler" (dedi). Kim Allah'ı
bırakır da şeytanı dost edinirse elbette apaçık bir ziyana düşmüştür. (Nisa:
4/119)
Senden kadınlar hakkında fetva
istiyorlar. De ki, onlara ait hükmü size Allah açıklıyor: Kitap'ta, kendileri
için yazılmışı (mirası) vermeyip nikâhlamak istediğiniz yetim kadınlar, çaresiz
çocuklar ve yetimlere karşı âdil davranmanız hakkında size okunan âyetler
(Allah'ın hükmünü apaçık ortaya koymaktadır). Şüphesiz Allah yaptığınız
hayırları bilmektedir. (Nisa: 4/127)
Leş, kan, domuz eti, Allah'tan
başkası adına boğazlanan, boğulmuş, (taş, ağaç vb. ile) vurulup öldürülmüş,
yukarıdan yuvarlanıp ölmüş, boynuzlanıp ölmüş (hayvanlar ile) canavarların
yediği hayvanlar -ölmeden yetişip kestikleriniz müstesna- dikili taşlar (putlar)
üzerine boğazlanmış hayvanlar ve fal oklarıyle kısmet aramanız size haram
kılındı. Bunlar yoldan çıkmaktır. Bugün kafirler, sizin dininizden (onu yok
etmekten) ümit kesmişlerdir. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün size
dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak
İslâm'ı beğendim. Kim, gönülden günaha yönelmiş olmamak üzere açlık halinde dara
düşerse (haram etlerden yiyebilir). Çünkü Allah çok bağışlayıcı ve
esirgeyicidir. (Maide: 5/3)
Allah bahîra, sâibe, vasîle ve
hâm diye bir şey (meşru) kılmamıştır. Fakat kafirler, yalan yere Allah'a iftira
etmektedirler ve onların çoğunun da kafaları çalışmaz. (Maide: 5/103)
Onlara, "Allah'ın indirdiğine
ve Resûl'e gelin" denildiği vakit, "Babalarımızı üzerinde bulduğumuz (yol) bize
yeter" derler. Ataları hiçbir şey bilmiyor ve doğru yol üzerinde bulunmuyor
iseler de mi? (Maide: 5/104)
Allah'ın yarattığı ekinlerle
hayvanlardan Allah'a pay ayırıp zanlarınca, bu Allah'a, bu da ortaklarımıza
(putlarımıza) dediler. Ortakları için ayrılan Allah'a ulaşmıyor, fakat Allah
için ayrılan ortaklarına ulaşıyor! Ne kötü hüküm veriyorlar? (En’am: 6/136)
Bunun gibi ortakları,
müşriklerden çoğuna çocuklarını (kızlarını) öldürmeyi hoş gösterdi ki, hem
kendilerini mahvetsinler hem de dinlerini karıştırıp bozsunlar! Allah dileseydi
bunu yapamazlardı. Öyle ise onları uydurdukları ile başbaşa bırak! (En’am:
6/137)
Onlar saçma düşüncelerine göre
dediler ki: "Bu (tanrılar için ayrılan) hayvanlarla ekinler haramdır. Bunları
bizim dilediğimizden başkası yiyemez. Bunlar da binilmesi yasaklanmış
hayvanlardır." Birtakım hayvanlar da vardır ki, (Allah böyle emrediyor diye)
O'na iftira ederek üzerlerine Allah'ın adını anmazlar. Yapmakta oldukları
iftiraları yüzünden Allah onları cezalandıracaktır. (En’am: 6/138)
Dediler ki: "Şu hayvanların
karınlarında olanlar yalnız erkeklerimize aittir, kadınlarımıza ise haram
kılınmıştır. Şayet (yavru) ölü doğarsa, o zaman (kadın erkek) hepsi onda
ortaktır." Allah bu değerlendirmelerinin cezasını verecektir. Şüphesiz ki O
hikmet sahibidir, hakkıyla bilendir. (En’am: 6/139)
Bilgisizlikleri yüzünden
beyinsizce çocuklarını öldürenler ve Allah'ın kendilerine verdiği rızkı, Allah'a
iftira ederek (kadınlara) haram kılanlar, muhakkak ki ziyana uğramışlardır.
Onlar gerçekten sapmışlardır ve doğru yolu bulacak da değillerdir. (En’am:
6/140)
(Dişi ve erkek olarak) sekiz eş
yarattı: Koyundan iki, keçiden iki... De ki: O, bunların erkeklerini mi,
dişilerini mi, yoksa bu iki dişinin rahimlerinde bulunan yavruları mı haram
etti? Eğer doğru iseniz bana ilimle söyleyin. (En’am: 6/143)
Deveden de iki, sığırdan da iki
(yarattı.) De ki: O bunların erkeklerini mi, dişilerini mi, yoksa bu iki dişinin
rahimlerinde bulunan yavruları mı haram kıldı? Yoksa Allah'ın size böyle vasiyet
ettiğine şahit mi oldunuz? Bilgisizce insanları saptırmak için Allah'a karşı
yalan uydurandan kim daha zalimdir! Şüphesiz Allah o zalimler topluluğunu doğru
yola iletmez. (En’am: 6/144)
De ki: Allah şunu yasak etti,
diye şehadet edecek şahitlerinizi getirin! Eğer onlar şahitlik ederlerse, sen
onlarla beraber şahitlik etme; âyetlerimizi yalanlayanların ve ahiret gününe
inanmayanların arzularına uyma. Onlar, Rablerine eş tutuyorlar. (En’am: 6/150)
De ki: Gelin Rabbinizin size
neleri haram kıldığını okuyayım: O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın, ana-babaya
iyilik edin, fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin -sizin de onların da
rızkını biz veririz-; kötülüklerin açığına da gizlisine de yaklaşmayın ve
Allah'ın yasakladığı cana haksız yere kıymayın! İşte bunlar Allah'ın size
emrettikleridir. Umulur ki düşünüp anlarsınız. (En’am: 6/151)
Rüşd çağına erişinceye kadar,
yetimin malına, sadece en iyi tutumla yaklaşın; ölçü ve tartıyı adaletle yapın.
Biz herkese ancak gücünün yettiği kadarını yükleriz. Söz söylediğiniz zaman,
yakınlarınız dahi olsa adaletli olun, Allah'a verdiğiniz sözü tutun. İşte Allah
size, iyice düşünesiniz diye bunları emretti. (En’am: 6/152)
Onlar bir kötülük yaptıkları
zaman: "Babalarımızı bu yolda bulduk. Allah da bize bunu emretti" derler. De ki:
Allah kötülüğü emretmez. Allah'a karşı bilmediğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?
(A’raf: 7/28)
Ey Âdem oğulları! Her secde
edişinizde güzel elbiselerinizi giyin; yeyin, için, fakat israf etmeyin; çünkü
Allah israf edenleri sevmez. (A’raf: 7/31)
De ki: Allah'ın kulları için
yarattığı süsü ve temiz rızıkları kim haram kıldı? De ki: Onlar, dünya
hayatında, özellikle kıyamet gününde müminlerindir. İşte bilen bir topluluk için
âyetleri böyle açıklıyoruz. (A’raf: 7/32)
Yahut "Daha önce babalarımız
Allah'a ortak koştu, biz de onlardan sonra gelen bir nesildik (onların izinden
gittik). Bâtıl işleyenlerin yüzünden bizi helâk edecek misin?" dememeniz için
(böyle yaptık). (A’raf: 7/173)
Onların Beytullah yanındaki
duaları da ıslık çalmak ve el çırpmaktan başka bir şey değildir. (Ey kafirler!)
İnkâr etmekte olduğunuz şeylerden ötürü şimdi azabı tadın! (Enfal: 8/35)
(Haram ayları) ertelemek,
sadece kafirlikte ileri gitmektir. Çünkü onunla, kafir olanlar saptırılır.
Allah'ın haram kıldığının sayısını bozmak ve O'nun haram kıldığını helal kılmak
için (haram ayını) bir yıl helal sayarlar, bir yıl da haram sayarlar. (Böylece)
onların kötü işleri kendilerine güzel gösterilmiştir. Allah kafirler topluluğunu
hidayete erdirmez. (Tevbe: 9/37)
De ki: Allah'ın size indirdiği
rızıktan bir kısmını helal, bir kısmını da haram bulmanıza ne dersiniz? De ki:
Allah mı size izin verdi, yoksa Allah'a iftira mı ediyorsunuz? (Yunus: 10/59)
Onlar dediler ki: Babalarımızı
üzerinde bulduğumuz (dinden) bizi döndüresin ve yeryüzünde ululuk sizin ikinizin
olsun diye mi bize geldin? Halbuki biz size inanacak değiliz. (Yunus: 10/78)
Dediler ki: Ey Salih! Sen
bundan önce içimizde ümit beslenen birisiydin. (Şimdi) babalarımızın
taptıklarına tapmaktan bizi engelliyor musun? Doğrusu biz, bizi kendisine
(kulluğa) çağırdığın şeyden ciddi bir şüphe içindeyiz. (Hud: 11/62)
Dediler ki: Ey Şuayb!
Babalarımızın taptıklarını (putları), yahut mallarımız hususunda dilediğimizi
yapmayı terketmemizi sana namazın mı emrediyor? Oysa sen yumuşak huylu ve çok
akıllısın! (Hud: 11/87)
O halde onların tapmakta
oldukları şeylerden (bu şeylerin onları azaba götürdüğünden) şüphen olmasın.
Çünkü onlar ancak daha önce babalarının taptığı gibi tapıyorlar. Biz onların
(azaptan) nasiplerini mutlaka eksiksiz olarak vereceğiz. (Hud: 11/109)
Ortak koşanlar dediler ki:
"Allah dileseydi ne biz ne de babalarımız ondan başkasına tapardık. Onun emri
olmadan hiçbir şeyi de haram kılmazdık." Onlardan öncekiler de böyle
yapmışlardı. Peygamberlerin üzerine açık seçik tebliğden başka bir şey düşer mi!
(Nahl: 16/35)
Bir de kendilerine rızık olarak
verdiklerimizden, mahiyetini bilmedikleri şeylere (putlara) pay ayırıyorlar.
Allah'a andolsun ki, iftira etmekte olduğunuz şeylerden mutlaka sorguya
çekileceksiniz! (Nahl: 16/56)
Onlardan birine kız
müjdelendiği zaman öfkelenmiş olarak yüzü kapkara kesilir. (Nahl: 16/58)
Kendisine verilen müjdenin
kötülüğünden dolayı kavminden gizlenir. Onu, aşağılık duygusu içinde yanında mı
tutsun, yoksa toprağa mı gömsün! Bakın ki, verdikleri hüküm ne kadar kötüdür!
(Nahl: 16/59)
Kendilerinin hoşlarına gitmeyen
şeyleri Allah'a isnat ediyorlar. En güzel sonucun kendilerinin olduğunu anlatan
dilleri de yalanın örneğini veriyor. Hiç şüphesiz onlar için sadece ateş vardır
ve onlar, (ateşe) terkolunacaklar. (Nahl: 16/62)
Geçim endişesi ile
çocuklarınızın canına kıymayın. Biz, onların da sizin de rızkınızı veririz.
Onları öldürmek gerçekten büyük bir suçtur. (İsra: 17/31)
Dediler ki: Biz, babalarımızı
bunlara tapar kimseler bulduk. (Enbiya: 21/53)
Bunun üzerine, kavminin inkarcı
ileri gelenleri şöyle dediler: "Bu, tıpkı sizin gibi bir beşer olmaktan başka
bir şey değildir. Size üstün ve hâkim olmak istiyor. Eğer Allah (peygamber
göndermek) isteseydi, muhakkak ki melekler gönderirdi. Biz geçmişteki
atalarımızdan böyle bir şey duymadık." (Mü’minun: 23/24)
Mümin kadınlara da söyle:
Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler.
Görünen kısımları müstesna olmak üzere, zinetlerini teşhir etmesinler. Baş
örtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler. Kocaları, babaları,
kocalarının babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri,
erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları (mümin
kadınlar), ellerinin altında bulunanlar (köleleri), erkeklerden, ailenin
kadınına şehvet duymayan hizmetçi vb. tâbi kimseler, yahut henüz kadınların
gizli kadınlık hususiyetlerinin farkında olmayan çocuklardan başkasına
zinetlerini göstermesinler. Gizlemekte oldukları zinetleri anlaşılsın diye
ayaklarını yere vurmasınlar (Dikkatleri üzerine çekecek tarzda yürümesinler). Ey
müminler! Hep birden Allah'a tevbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz. (Nur: 24/31)
Evlerinizde oturun, eski
cahiliye âdetinde olduğu gibi açılıp saçılmayın. Namazı kılın, zekâtı verin,
Allah'a ve Resûlüne itaat edin. Ey Ehl-i Beyt! Allah sizden, sadece günahı
gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor. (Ahzab: 33/33)
(Resûlüm!) Hani Allah'ın nimet
verdiği, senin de kendisine iyilik ettiğin kimseye: Eşini yanında tut, Allah'tan
kork! diyordun. Allah'ın açığa vuracağı şeyi, insanlardan çekinerek içinde
gizliyordun. Oysa asıl korkmana lâyık olan Allah'tır. Zeyd, o kadından ilişiğini
kesince biz onu sana nikâhladık ki evlatlıkları, karılarıyla ilişkilerini
kestiklerinde (o kadınlarla evlenmek isterlerse) müminlere bir güçlük olmasın.
Allah'ın emri yerine getirilmiştir. (Ahzab: 33/37)
Onlar, yardım göreceklerini
umarak Allah'tan başka ilâhlar edindiler. (Yasin: 36/74)
Kuşkusuz onlar atalarını
dalâlette buldular da peşlerinden koşup gittiler. (Saffat: 37/69-70)
Onlardan biri, Rahman'a isnat
ettiği kız çocuğuyla müjdelenince, hiddetlenerek yüzü simsiyah kesilir. (Zuhruf:
43/17)
Hayır! "Sadece, biz
babalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izinde gidiyoruz" derler.
(Zuhruf: 43/22)
Senden önce de hangi memlekete
uyarıcı göndermişsek mutlaka oranın varlıklıları: Babalarımızı bir din üzerinde
bulduk, biz de onların izlerine uyarız, derlerdi. (Zuhruf: 43/23)
Geri dönerseniz, yeryüzünde
bozgunculuk yapmaya ve akrabalık bağlarını kesmeye dönmüş olmaz mısınız?
(Muhammed: 47/22)
O zaman inkar edenler,
kalplerine taassubu, cahiliye taassubunu yerleştirmişlerdi. Allah da elçisine ve
müminlere sükûnet ve güvenini indirdi, onların takvâ sözünü tutmalarını sağladı.
Zaten onlar buna lâyık ve ehil kimselerdi. Allah her şeyi bilendir. (Fetih:
48/26)
Ey müminler! Bir topluluk diğer
bir topluluğu alaya almasın. Belki de onlar, kendilerinden daha iyidirler.
Kadınlar da kadınları alaya almasınlar. Belki onlar kendilerinden daha
iyidirler. Kendi kendinizi ayıplamayın, birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın.
İmandan sonra fâsıklık ne kötü bir isimdir! Kim de tevbe etmezse işte onlar
zalimlerdir. (Hucurat: 49/11)
Bunlar (putlar), sizin ve
atalarınızın taktığı isimlerden başka bir şey değildir. Allah onlar hakkında
hiçbir delil indirmemiştir. Onlar ancak zanna ve nefislerinin arzusuna
uyuyorlar. Halbuki kendilerine Rableri tarafından yol gösterici gelmiştir.
(Necm: 53/23)
Bilin ki dünya hayatı ancak bir
oyun, eğlence, bir süs, aranızda bir övünme ve daha çok mal ve evlat sahibi olma
isteğinden ibarettir. Tıpkı bir yağmur gibidir ki, bitirdiği ziraatçilerin
hoşuna gider. Sonra kurur da sen onun sapsarı olduğunu görürsün; sonra da çer
çöp olur. Ahirette ise çetin bir azap vardır. Yine orada Allah'ın mağfireti ve
rızası vardır. Dünya hayatı aldatıcı bir geçimlikten başka bir şey değildir.
(Hadid: 57/20)
İçinizden zıhâr yapanların
kadınları, onların anaları değildir. Onların anaları ancak kendilerini doğuran
kadınlardır. Şüphesiz onlar çirkin bir laf ve yalan söylüyorlar. Kuşkusuz Allah,
affedicidir, bağışlayıcıdır. (Mücadele: 58/2)
Ey Peygamber! İnanmış kadınlar,
Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek,
çocuklarını öldürmemek, elleriyle ayakları arasında bir iftira uydurup
getirmemek, iyi işi işlemekte sana karşı gelmemek hususunda sana biat etmeye
geldikleri zaman, biatlarını kabul et ve onlar için Allah'tan mağfiret dile.
Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir. (Mümtehine: 60/12)
Diri diri toprağa gömülen kıza,
hangi günah sebebiyle öldürüldüğü sorulduğunda, (Tekvir: 81/8-9)
İnsanlardan alırken ölçüp
tarttıklarında tam, onlara vermek için ölçüp tarttıklarında ise noksan yapan
hilekârlara yazıklar olsun! (Mutaffifin: 83/1-3)
Hayır! Doğrusu
siz yetime ikram etmiyorsunuz, yoksulu yedirmeye birbirinizi teşvik
etmiyorsunuz. Haram helal demeden mirası yiyorsunuz. Malı aşırı biçimde
seviyorsunuz. (Fecr: 89/17-20)
|