5a2
5a2- Hz.
Peygamber’in Kavmi Adına Korkması
(Resûlüm!) İnkârda yarışanlar
sana kaygı vermesin. Çünkü onlar, Allah'a hiçbir zarar veremezler. Allah onlara,
ahiretten yana bir nasip vermemek istiyor. Onlar için çok büyük bir azap vardır.
(Al-i İmran: 3/176)
Ey Resûl! Kalpleri iman
etmediği halde ağızlarıyla "inandık" diyen kimselerden ve yahudilerden küfür
içinde koşuşanların (hali) seni üzmesin. Onlar durmadan yalana kulak verirler,
ve sana gelmeyen (bazı) kimselere kulak verirler; kelimeleri yerlerinden
kaydırıp değiştirirler. "Eğer size şu verilirse hemen alın, o verilmezse
sakının!" derler. Allah bir kimseyi şaşkınlığa (fitneye) düşürmek isterse, sen
Allah'a karşı, onun lehine hiçbir şey yapamazsın. Onlar, Allah'ın kalplerini
temizlemek istemediği kimselerdir. Onlar için dünyada rezillik vardır ve
ahirette onlara mahsus büyük bir azap vardır. (Maide: 5/41)
"Ey Kitap ehli! Siz, Tevrat'ı,
İncil'i ve Rabbinizden size indirileni hakkıyla uygulamadıkça, (doğru) bir şey
(yol) üzerinde değilsinizdir" de. Rabbinden sana indirilen, onlardan çoğunun
küfür ve azgınlığını elbette artıracaktır. Kafirler topluluğuna üzülme. (Maide:
5/68)
Onların söylediklerinin
hakikaten seni üzmekte olduğunu biliyoruz. Aslında onlar seni yalanlamıyorlar,
fakat o zalimler açıkça Allah'ın âyetlerini inkar ediyorlar. (En’am: 6/33)
Eğer onların yüz çevirmesi sana
ağır geldi ise, yapabilirsen yerin içine inebileceğin bir tünel ya da göğe
çıkabileceğin bir merdiven ara ki onlara bir mucize getiresin! Allah dileseydi,
elbette onları hidayet üzerinde toplayıp birleştirirdi, o halde sakın
cahillerden olma! (En’am: 6/35)
(Ey Muhammed!) Onlar için ister
af dile, ister dileme; onlar için yetmiş kez af dilesen de Allah onları asla
affetmeyecek. Bu, onların Allah ve Resûlünü inkar etmelerinden ötürüdür. Allah
fâsıklar topluluğunu hidayete erdirmez. (Tevbe: 9/80)
Andolsun size kendinizden öyle
bir Peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız ona çok ağır gelir. O,
size çok düşkün, müminlere karşı çok şefkatlidir, merhametlidir. (Tevbe: 9/128)
(Resûlüm!) Eğer Rabbin
dileseydi, yeryüzündekilerin hepsi elbette iman ederlerdi. O halde sen,
inanmaları için insanları zorlayacak mısın? (Yunus: 10/99)
Sakın onlardan bazı sınıflara
verdiğimiz dünya malına göz dikme, onlardan dolayı üzülme ve müminlere alçak
gönüllü ol. (Hicr: 15/88)
(Resûlüm!) Sen, onların
hidayete ermelerine çok düşkünlük göstersen de bil ki Allah, saptırdığı kimseyi
(dilemezse) hidayete erdirmez. Onların yardımcıları da yoktur. (Nahl: 16/37)
Sabret! Senin sabrın da ancak
Allah'ın yardımı iledir. Onlardan dolayı kederlenme; kurmakta oldukları tuzaktan
kaygı duyma! (Nahl: 16/127)
Bu yeni Kitab'a inanmazlarsa
(ve bu yüzden helâk olurlarsa) arkalarından üzüntüyle neredeyse kendini harap
edeceksin. (Kehf: 18/6)
(Resûlüm!) Onlar iman
etmiyorlar diye neredeyse kendine kıyacaksın! (Şuara: 26/3)
(Önce) en yakın akrabanı uyar.
(Şuara: 26/214)
(Resûlüm!) Onların yüzünden
tasalanma, kurmakta oldukları tuzaklardan ötürü sıkıntı duyma. (Neml: 27/70)
(Resûlüm! Onlara) de ki: Size
bir tek öğüt vereceğim: Allah için ikişer ikişer ve teker teker ayağa kalkın,
sonra da düşünün! Arkadaşınızda (peygamberde) hiçbir delilik yoktur! O ancak
şiddetli bir azap gelip çatmadan evvel sizi uyaran bir peygamberdir. (Sebe:
34/46)
Onları uyarsan da uyarmasan da
onlar için birdir, inanmazlar. (Yasin: 36/10)
(Resûlüm!) Hakkında azap hükmü
gerçekleşmiş kimseyi ve ateşte olanı sen mi kurtaracaksın! (Zümer: 39/19)
İşte Allah'ın, iman eden ve iyi
işler yapan kullarına müjdelediği nimet budur. De ki: Ben buna karşılık sizden
akrabalık sevgisinden başka bir ücret istemiyorum. Kim bir iyilik işlerse onun
sevabını fazlasıyla veririz. Şüphesiz Allah bağışlayan, şükrün karşılığını
verendir. (Şura: 42/23)
(Resûlüm!) Sağırlara sen mi
işittireceksin; yahut körleri ve apaçık sapıklıkta olanları doğru yola sen mi
ileteceksin? (Zuhruf: 43/40)
Biz onların dediklerini çok iyi
biliriz. Sen onların üzerinde bir zorlayıcı değilsin. Tehdidimden korkanlara
Kur'an'la öğüt ver. (Kaf: 50/45)
Kendini (sana) muhtaç görmeyene
gelince, sen ona yöneliyorsun. Oysa ki onun temizlenip arınmasından sen sorumlu
değilsin. (Abese: 80/5-7)
|