5b4
5b4- Kureyş’in Hz.
Peygamber’den Mucize İstemesi
Bilmeyenler dediler ki: Allah
bizimle konuşmalı ya da bize bir âyet (mucize) gelmeli değil miydi? Onlardan
öncekiler de işte tıpkı onların dediklerini demişlerdi. Kalpleri (akılları)
nasıl da birbirine benzedi? Gerçekleri iyice bilmek isteyenlere âyetleri apaçık
gösterdik. (Bakara: 2/118)
Muhammed'e (görebileceğimiz)
bir melek indirilseydi ya! dediler. Eğer biz öyle bir melek indirseydik elbette
iş bitirilmiş olur, artık kendilerine göz bile açtırılmazdı. (En’am: 6/8)
O'na Rabbinden bir mucize
indirilseydi ya! dediler. De ki: Şüphesiz Allah mucize indirmeye kadirdir. Fakat
onların çoğu bilmezler. (En’am: 6/37)
Kendilerine bir mucize gelirse
ona mutlaka inanacaklarına dair kuvvetli bir şekilde Allah'a andiçtiler. De ki:
Mucizeler ancak Allah katındandır. Ama mucize geldiğinde de inanmayacaklarının
farkında mısınız? (En’am: 6/109)
Eğer biz onlara melekleri
indirseydik, ölüler de onlarla konuşsaydı ve her şeyi toplayıp karşılarına
getirseydik, Allah dilemedikçe yine de inanacak değillerdi; fakat çokları bunu
bilmezler. (En’am: 6/111)
Onlara bir mucize getirmediğin
zaman, (ötekiler gibi) onu da derleyip getirseydin ya! derler. De ki: Ben ancak
Rabbimden bana vahyolunana uyarım. Bu (Kur'an), Rabbinizden gelen basiretlerdir
(kalp gözlerini açan beyanlardır); inanan bir kavim için hidayet ve rahmettir. (A’raf:
7/203)
Ona (Muhammed'e) Rabbinden bir
mucize indirilse ya! diyor. De ki: Gayb ancak Allah'ındir. Bekleyin (bakalım)
ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim. (Yunus: 10/20)
Belki de sen (müşriklerin:)
"Ona (gökten) bir hazine indirilseydi veya onunla beraber bir melek gelseydi!"
demelerinden ötürü sana vahyolunan âyetlerin bir kısmını (duyurmayı) terk
edeceksin ve bu yüzden ruhun daralacaktır. (İyi bil ki) sen ancak bir
uyarıcısın. Allah ise her şeye vekîldir. (Hud: 11/12)
Kafirler diyorlar ki: Ona
Rabbinden bir mucize indirilseydi ya! (Halbuki) sen ancak bir uyarıcısın ve her
toplumun bir rehberi vardır. (Ra’d: 13/7)
Kafir olanlar diyorlar ki: Ona
Rabbinden bir mucize indirilmeli değil miydi? De ki: Kuşkusuz Allah dilediğini
saptırır, kendisine yöneleni de hidayete erdirir. (Ra’d: 13/27)
Andolsun senden önce de
peygamberler gönderdik ve onlara da eşler ve çocuklar verdik. Allah'ın izni
olmadan hiçbir peygamber için mucize getirme imkânı yoktur. Her müddetin
(yazıldığı) bir kitap vardır. (Ra’d: 13/38)
"Eğer doğru söyleyenlerden
idiysen, bize melekleri getirmeliydin." (Hicr: 15/7)
Onlar: "Sen, dediler, bizim
için yerden bir kaynak fışkırtmadıkça sana asla inanmayacağız." (İsra: 17/90)
"Veya senin bir hurma bahçen ve
üzüm bağın olmalı; öyle ki, içlerinden gürül gürül ırmaklar akıtmalısın." (İsra:
17/91)
"Yahut da altından bir evin
olmalı, ya da göğe çıkmalısın. Bize, okuyacağımız bir kitap indirmediğin sürece
(göğe) çıktığına da asla inanmayız." De ki: Rabbimi tenzih ederim. Ben, sadece
beşer bir elçiyim. (İsra: 17/93)
Onlar: (Muhammed) bize
Rabbinden bir mucize getirmeli değil miydi? dediler. Önce gelen kitaplardakinin
apaçık delili (Kur'an) onlara gelmedi mi? (Taha: 20/133)
"Hayır, dediler, (bunlar) saçma
sapan rüyalardır: bilakis onu kendisi uydurmuştur; belki de o, şairdir. (Eğer
öyle değilse) bize hemen, öncekilere gönderilenin benzeri bir âyet getirsin."
(Enbiya: 21/5)
Onlar (bir de) şöyle dediler:
Bu ne biçim peygamber; (bizler gibi) yemek yiyor, çarşılarda dolaşıyor! Ona bir
melek indirilmeli, kendisiyle birlikte o da uyarıcı olmalıydı! (Furkan: 25/7)
Yahut kendisine bir hazine
verilmeli veya içinden yeyip (meşakkatsizce geçimini sağlayacağı) bir bahçesi
olmalıydı. (Ayrıca) o zalimler (müminlere): Siz, ancak büyüye tutulmuş bir adama
uymaktasınız! dediler. (Furkan: 25/8)
"Ona Rabbinden (başkaca)
mucizeler indirilmeli değil miydi?" derler. De ki: Mucizeler ancak Allah'ın
katındadır. Ben ise sadece apaçık bir uyarıcıyım. (Ankebut: 29/50)
Apaçık delil kendilerine
gelinceye kadar ehl-i kitaptan ve müşriklerden inkarcılar (küfürden) ayrılacak
değillerdi. (Beyyine: 98/1)
|