5b9
5b9- Müşriklerin
Kur’an-ı Kerime İftira İsnat Etmeleri
O (Allah), Kitap'ta size şöyle
indirmiştir ki: Allah'ın âyetlerinin inkar edildiğini yahut onlarla alay
edildiğini işittiğiniz zaman, onlar bundan başka bir söze dalıncaya (konuya
geçinceye) kadar kafirlerle beraber oturmayın; yoksa siz de onlar gibi
olursunuz. Elbette Allah, münafıkları ve kafirleri cehennemde bir araya
getirecektir. (Nisa: 4/140)
Onlardan seni (okuduğun
Kur'an'ı) dinleyenler de vardır. Fakat onu anlamalarına engel olmak için
kalplerinin üstüne perdeler, kulaklarına da ağırlık verdik. Onlar her türlü
mucizeyi görseler bile yine de ona inanmazlar. Hatta o kafirler sana
geldiklerinde: "Bu Kur'an eskilerin masallarından başka bir şey değildir"
diyerek seninle tartışırlar. (En’am: 6/25)
Âyetlerimiz hakkında ileri geri
konuşmaya dalanları gördüğünde, onlar başka bir söze geçinceye kadar onlardan
uzak dur. Eğer şeytan sana unutturursa, hatırladıktan sonra artık o zalimler
topluluğu ile oturma. (En’am: 6/68)
Onlara âyetlerimiz okunduğu
zaman dediler ki: "(Evet) işittik, istesek biz de bunun benzerini elbette
söyleyebiliriz. Bu öncekilerin masallarından başka bir şey değildir." (Enfal:
8/31)
Onlara âyetlerimiz açık açık
okunduğu zaman (öldükten sonra) bize kavuşmayı beklemeyenler: Ya bundan başka
bir Kur'an getir veya bunu değiştir! dediler. De ki: Onu kendiliğimden
değiştirmem benim için olacak şey değildir. Ben, bana vahyolunandan başkasına
uymam. Çünkü Rabbime isyan edersem elbette büyük günün azabından korkarım.
(Yunus: 10/15)
Bu Kur'an Allah'tan başkası
tarafından uydurulmuş bir şey değildir. Ancak kendinden öncekini doğrulayan ve o
Kitab'ı açıklayandır. Onda şüphe yoktur, o âlemlerin Rabbindendir. (Yunus:
10/37)
Yoksa, onu (Muhammed) uydurdu
mu diyorlar? De ki: Eğer sizler doğru iseniz Allah'tan başka, gücünüzün
yettiklerini çağırın da (hep beraber) onun benzeri bir sûre getirin. (Yunus:
10/38)
Yoksa, "Onu (Kur'an'ı) kendisi
uydurdu" mu diyorlar? De ki: Eğer doğru iseniz Allah'tan başka
çağırabildiklerinizi (yardıma) çağırın da siz de onun gibi uydurulmuş on sûre
getirin. (Hud: 11/13)
(Resûlüm!) Yoksa, "Bunu
uydurdu" mu diyorlar? De ki: "Eğer onu uydurduysam günahım bana aittir. Fakat
ben sizin işlediğiniz günahtan uzağım." (Hud: 11/35)
Onlar, Kur'an'ı bölüp
ayıranlardır. (Bir kısmını kabul edip bir kısmını da reddedenlerdir. Veya
Kur'an'a şiir, kehanet ve masal diyenlerdir.) (Hicr: 15/91)
Onlara: Rabbiniz ne indirdi?
denildiği zaman, "Öncekilerin masallarını" derler. (Nahl: 16/24)
"Hayır, dediler, (bunlar) saçma
sapan rüyalardır: bilakis onu kendisi uydurmuştur; belki de o, şairdir. (Eğer
öyle değilse) bize hemen, öncekilere gönderilenin benzeri bir âyet getirsin."
(Enbiya: 21/5)
İnkâr edenler: Bu (Kur'an),
olsa olsa onun (Muhammed'in) uydurduğu bir yalandır. Başka bir zümre de bu
hususta kendisine yardım etmiştir, dediler. Böylece onlar hiç şüphesiz
haksızlığa ve iftiraya başvurmuşlardır. (Furkan: 25/4)
"Onu Peygamber kendisi uydurdu"
diyorlar öyle mi? Hayır! O, senden önce kendilerine hiçbir uyarıcı (peygamber)
gelmemiş bir kavmi uyarman için -doğru yolu bulalar diye- Rabbinden gönderilen
hak (Kitap) 'tır. (Secde: 32/3)
"Acaba o, yalan yere Allah'a
iftira mı etmiştir? Yoksa onda delilik mi var?" (dediler). Hayır! Ahirete
inanmayanlar azaptadırlar ve derin bir sapıklık içindedirler. (Sebe: 34/8)
Onlara apaçık âyetlerimiz
okunduğu zaman demişlerdi ki: Bu, sizi babalarınızın taptığı (putlardan)
çevirmek isteyen bir adamdan başkası değildir. Ve yine bu (Kur'an) da uydurulmuş
bir yalandan başka bir şey değildir, dediler. Hak kendilerine geldiğinde onu
inkar edenler de: Bu, apaçık bir büyüden başka bir şey değildir, dediler. (Sebe:
34/43)
Biz ona (Peygamber'e) şiir
öğretmedik. Zaten ona yaraşmazdı da. Onun söyledikleri, ancak Allah'tan gelmiş
bir öğüt ve apaçık bir Kur'an'dır. (Yasin: 36/69)
Bu ancak açık bir büyüdür,
derler. (Saffat: 37/15)
Yoksa onlar, (senin için)
''Allah'a karşı yalan uydurdu'' mu derler? Allah dilerse senin kalbini de
mühürler. Ve Allah bâtılı yok eder; sözleriyle hakkı ortaya koyar. Şüphesiz O,
kalplerde olanları bilendir. (Şura: 42/24)
Âyetlerimiz onlara açıkça
okunduğu zaman hakikat kendilerine geldiğinde onu inkar edenler: "Bu, apaçık bir
büyüdür" dediler. (Ahkaf: 46/7)
İnkâr edenler, iman edenler
hakkında dediler ki: "Bu iş bir hayır olsaydı, onlar bizi geçemezlerdi." Fakat
onlar bununla doğru yola girmek arzusunda olmadıkları için "Bu eski bir
yalandır" diyecekler. (Ahkaf: 46/11)
Yahut "Onu kendisi uydurdu!" mu
diyorlar? Hayır, onlar iman etmezler. (Tur: 52/33)
(Resûlüm!) Sen bu sözü (Kur'an'ı)
yalan sayanı bana bırak (kendini üzme). Biz onları, bilmedikleri bir yönden
yavaş yavaş azaba yaklaştırıyoruz. (Kalem: 68/44)
O llânetlenmiş şeytanın sözü de
değildir. (Tekvir: 81/25)
Böyle birine
âyetlerimiz okununca "Eskilerin masalları" derdi. (Mutaffifin: 83/13)
|