7
7- Hz.
Peygamber’in Medine Hayatı
7a- Müslümanların
Medine’de Sıkıntı Çekmeleri
7a1- Münafıkların
Hz. Peygamber’e Eziyetleri
Onlara: Allah'ın indirdiğine (Kitab'a)
ve Resûl'e gelin (onlara başvuralım), denildiği zaman, münafıkların senden iyice
uzaklaştıklarını görürsün. (Nisa: 4/61)
Nerede olursanız olun ölüm size
ulaşır; sarp ve sağlam kalelerde olsanız bile! Kendilerine bir iyilik dokunsa
"Bu Allah'tan" derler; başlarına bir kötülük gelince de "Bu senden" derler.
"Hepsi Allah'tandır" de. Bu adamlara ne oluyor ki bir türlü laf anlamıyorlar!
(Nisa: 4/78)
"Başüstüne" derler, ama
yanından ayrılınca onlardan bir kısmı, senin dediğinden başkasını gizlice kurar.
Allah da onların gizlice kurduklarını yazar. Sen onlara aldırma ve Allah'a
dayan; sana vekil olarak Allah yeter. (Nisa: 4/81)
Allah'ın sana lütfu ve
esirgemesi olmasaydı, onlardan bir güruh seni saptırmaya yeltenmişti. Onlar
yalnızca kendilerini saptırırlar, sana hiçbir zarar veremezler. Allah sana
Kitab'ı ve hikmeti indirmiş ve sana bilmediğini öğretmiştir. Allah'ın lütfu sana
gerçekten büyük olmuştur. (Nisa: 4/113)
Ey Resûl! Kalpleri iman
etmediği halde ağızlarıyla "inandık" diyen kimselerden ve yahudilerden küfür
içinde koşuşanların (hali) seni üzmesin. Onlar durmadan yalana kulak verirler,
ve sana gelmeyen (bazı) kimselere kulak verirler; kelimeleri yerlerinden
kaydırıp değiştirirler. "Eğer size şu verilirse hemen alın, o verilmezse
sakının!" derler. Allah bir kimseyi şaşkınlığa (fitneye) düşürmek isterse, sen
Allah'a karşı, onun lehine hiçbir şey yapamazsın. Onlar, Allah'ın kalplerini
temizlemek istemediği kimselerdir. Onlar için dünyada rezillik vardır ve
ahirette onlara mahsus büyük bir azap vardır. (Maide: 5/41)
Andolsun onlar önceden de fitne
çıkarmak istemişler ve sana nice işler çevirmişlerdi. Nihayet hak geldi ve onlar
istemedikleri halde Allah'ın emri yerini buldu. (Tevbe: 9/48)
Eğer sana bir iyilik erişirse,
bu onları üzer. Ve eğer başına bir musibet gelirse, "İyi ki biz daha önce
tedbirimizi almışız" derler ve böbürlenerek dönüp giderler. (Tevbe: 9/50)
Onlardan sadakaların (taksimi)
hususunda seni ayıplayanlar da vardır. Sadakalardan onlara da (bir pay)
verilirse razı olurlar, şayet onlara sadakalardan verilmezse hemen kızarlar. (Tevbe:
9/58)
(Yine o münafıklardan:) O
(Peygamber, her söyleneni dinleyen) bir kulaktır, diyerek Peygamberi incitenler
de vardır. De ki: O, sizin için bir hayır kulağıdır. Çünkü o Allah'a inanır,
müminlere güvenir ve o, sizden iman edenler için de bir rahmettir. Allah'ın
Resûlüne eziyet edenler için mutlaka elem verici bir azap vardır. (Tevbe: 9/61)
Eğer onlara, (niçin alay
ettiklerini) sorarsan, elbette, biz sadece lafa dalmış şakalaşıyorduk, derler.
De ki: Allah ile, O'nun âyetleriyle ve O'nun peygamberi ile mi alay ediyordunuz?
(Tevbe: 9/65)
(Ey Muhammed! O sözleri)
söylemediklerine dair Allah'a yemin ediyorlar. Halbuki o küfür sözünü elbette
söylediler ve müslüman olduktan sonra kafir oldular. Başaramadıkları bir şeye
(Peygambere suikast yapmaya) de yeltendiler. Ve sırf Allah ve Resûlü kendi
lütuflarından onları zenginleştirdiği için öç almaya kalkıştılar. Eğer tevbe
ederlerse onlar için daha hayırlı olur. Yüz çevirirlerse Allah onları dünyada
da, ahirette de elem verici bir azaba çarptıracaktır. Yeryüzünde onların ne
dostu ne de yardımcısı vardır. (Tevbe: 9/74)
(Peygamber'in eşine) bu ağır
iftirayı uyduranlar şüphesiz sizin içinizden bir guruptur. Bunu kendiniz için
bir kötülük sanmayın, aksine o, sizin için bir iyiliktir. Onlardan her bir
kişiye, günah olarak ne işlemişse (onun karşılığı ceza) vardır. Onlardan
(elebaşlık yapıp) bu günahın büyüklüğünü yüklenen kimse için de çok büyük bir
azap vardır. (Nur: 24/11)
Onlara: Gelin, Allah'ın
Peygamberi sizin için mağfiret dilesin, denildiği zaman başlarını çevirirler ve
sen onların, büyüklük taslayarak uzaklaştıklarını görürsün. (Münafikun: 63/5)
Onlar: Andolsun, eğer Medine'ye
dönersek, üstün olan, zayıf olanı oradan mutlaka çıkaracaktır, diyorlardı.
Halbuki asıl üstünlük, ancak Allah'ın, Peygamberinin ve müminlerindir. Fakat
münafıklar bunu bilmezler. (Münafikun: 63/8)
|