7a3
7a3- Yahudilerin
Müslümanlara Eziyetleri
İnsanlardan bir kısım
beyinsizler: Yönelmekte oldukları kıblelerinden onları çeviren nedir?
diyecekler. De ki: Doğu da batı da Allah'ındır. O dilediğini doğru yola iletir.
(Bakara: 2/142)
Ehl-i kitaptan bir kısmı
istediler ki, ne yapıp edip sizi saptırabilsinler. Oysa onlar sadece kendilerini
saptırırlar da farkına bile varmazlar. (Al-i İmran: 3/69)
Ehl-i kitaptan bir gurup şöyle
dedi: "Müminlere indirilmiş olana sabahleyin (görünüşte) inanıp akşamleyin inkar
edin. Belki onlar (böylece dinlerinden) dönerler. (Al-i İmran: 3/72)
Ey iman edenler! Kendilerine
kitab verilenlerden bir guruba uyarsanız imanınızdan sonra sizi yeniden
inkarcılığa sevkederler. (Al-i İmran: 3/100)
Onlar (ehl-i kitap) size,
incitmekten başka bir zarar veremezler. Sizinle savaşa girecek olsalar, size
arkalarını dönüp kaçarlar. Sonra kendilerine yardım da edilmez. (Al-i İmran:
3/111)
Ey iman edenler! Kendi
dışınızdakileri sırdaş edinmeyin. Çünkü onlar size fenalık etmekten asla geri
durmazlar, hep sıkıntıya düşmenizi isterler. Gerçekten, kin ve düşmanlıkları
ağızlarından (dökülen sözlerinden) belli olmaktadır. Kalplerinde sakladıkları
(düşmanlıkları) ise daha büyüktür. Eğer düşünüp anlıyorsanız, âyetlerimizi size
açıklamış bulunuyoruz. (Al-i İmran: 3/118)
Andolsun ki, mallarınız ve
canlarınız konusunda imtihana çekileceksiniz; sizden önce kendilerine kitap
verilenlerden ve müşriklerden birçok üzücü sözler işiteceksiniz. Eğer sabreder
ve takvâ gösterirseniz, muhakkak ki bu, (yapılacak) işlerin en değerlisidir.
(Al-i İmran: 3/186)
Kendilerine Kitap'tan nasip
verilenlere baksana! Sapıklığı satın alıyorlar ve sizin de yoldan çıkmanızı
istiyorlar! (Nisa: 4/44)
Yahudilerden bir kısmı
kelimeleri yerlerinden değiştirirler, dillerini eğerek, bükerek ve dine
saldırarak (Peygambere karşı) "İşittik ve karşı geldik", "dinle, dinlemez
olası", "râinâ" derler. Eğer onlar "İşittik, itaat ettik, dinle ve bizi gözet"
deselerdi şüphesiz kendileri için daha hayırlı ve daha doğru olacaktı; fakat
küfürleri (gerçeği kabul etmemeleri) sebebiyle Allah onları lânetlemiştir. Artık
pek az inanırlar. (Nisa: 4/46)
Kendilerine Kitap'tan nasip
verilenleri görmedin mi? Putlara ve bâtıla (tanrılara) iman ediyorlar, sonra da
kafirler için: "Bunlar, Allah'a iman edenlerden daha doğru yoldadır" diyorlar!
(Nisa: 4/51)
Ey Resûl! Kalpleri iman
etmediği halde ağızlarıyla "inandık" diyen kimselerden ve yahudilerden küfür
içinde koşuşanların (hali) seni üzmesin. Onlar durmadan yalana kulak verirler,
ve sana gelmeyen (bazı) kimselere kulak verirler; kelimeleri yerlerinden
kaydırıp değiştirirler. "Eğer size şu verilirse hemen alın, o verilmezse
sakının!" derler. Allah bir kimseyi şaşkınlığa (fitneye) düşürmek isterse, sen
Allah'a karşı, onun lehine hiçbir şey yapamazsın. Onlar, Allah'ın kalplerini
temizlemek istemediği kimselerdir. Onlar için dünyada rezillik vardır ve
ahirette onlara mahsus büyük bir azap vardır. (Maide: 5/41)
Ey iman edenler! Sizden önce
kendilerine Kitap verilenlerden dininizi alay ve oyun konusu edinenleri ve
kafirleri dost edinmeyin. Allah'tan korkun; eğer müminler iseniz. (Maide: 5/57)
Namaza çağırdığınız zaman onu
alay ve eğlence konusu yaparlar. Bu davranış, onların düşünemeyen bir toplum
olmalarındandır. (Maide: 5/58)
Yahudiler, Allah'ın eli
bağlıdır (sıkıdır), dediler. Hay dedikleri yüzünden elleri bağlanası ve lânet
olasılar! Bilakis, Allah'ın elleri açıktır, dilediği gibi verir. Andolsun ki
sana Rabbinden indirilen, onlardan çoğunun azgınlığını ve küfrünü arttırır.
Aralarına, kıyamete kadar (sürecek) düşmanlık ve kin soktuk. Ne zaman savaş için
bir ateş yakmışlarsa (fitneyi uyandırmışlarsa) Allah onu söndürmüştür. Onlar
yeryüzünde bozgunculuğa koşarlar; Allah ise bozguncuları sevmez. (Maide: 5/64)
Gizli konuşmaktan menedildikten
sonra yine o yasaklananı yapmaya kalkışarak günah, düşmanlık ve Peygamber'e
karşı gelmek hususunda gizlice konuşanları görmedin mi? Onlar sana geldikleri
zaman seni, Allah'ın selamlamadığı bir şekilde selamlıyorlar. Kendi içlerinden
de: Bu söylediklerimiz yüzünden Allah'ın bize azap etmesi gerekmez miydi?
derler. Cehennem onlara yeter. Oraya gireceklerdir. Ne kötü dönüş yeridir orası!
(Mücadele: 58/8)
|