7e7d
7e7d- Münafıkların
Tebük Konusundaki Tutumu
Eğer yakın bir dünya malı ve
kolay bir yolculuk olsaydı (o münafıklar) mutlaka sana uyup peşinden gelirlerdi.
Fakat meşakkatli yol onlara uzak geldi. Gerçi onlar, "Gücümüz yetseydi mutlaka
sizinle beraber çıkardık" diye kendilerini helâk edercesine Allah'a yemin
edecekler. Halbuki Allah onların mutlaka yalancı olduklarını biliyor. (Tevbe:
9/42)
Allah'a ve ahiret gününe iman
edenler, mallarıyla canlarıyla savaşmaktan (geri kalmak için) senden izin
istemezler. Allah takvâ sahiplerini pek iyi bilir. (Tevbe: 9/44)
Ancak Allah'a ve ahiret gününe
inanmayan, kalpleri şüpheye düşüp, kuşkuları içinde bocalayanlar senden izin
isterler. (Tevbe: 9/45)
Eğer onlar (savaşa) çıkmak
isteselerdi elbette bunun için bir hazırlık yaparlardı. Fakat Allah onların
davranışlarını çirkin gördü ve onları geri koydu; onlara "Oturanlarla (kadın ve
çocuklarla) beraber oturun!" denildi. (Tevbe: 9/46)
Eğer içinizde (onlar da savaşa)
çıksalardı, size bozgunculuktan başka bir katkıları olmazdı ve mutlaka fitne
çıkarmak isteyerek aranızda koşarlardı. İçinizde, onlara iyice kulak verecekler
de vardır. Allah zalimleri gayet iyi bilir. (Tevbe: 9/47)
Onlardan öylesi de var ki:
"Bana izin ver, beni fitneye düşürme" der. Bilesiniz ki onlar zaten fitneye
düşmüşlerdir. Cehennem, kafirleri mutlaka kuşatacaktır. ‘Tevbe: 9/49)
Allah'ın Resûlüne muhalefet
etmek için geri kalanlar (sefere çıkmayıp) oturmaları ile sevindiler;
mallarıyla, canlarıyla Allah yolunda cihad etmeyi çirkin gördüler; "bu sıcakta
sefere çıkmayın" dediler. De ki: "Cehennem ateşi daha sıcaktır!" Keşke
anlasalardı! (Tevbe: 9/81)
Eğer Allah seni onlardan bir
gurubun yanına döndürür de (Tebük seferinden Medine'ye döner de başka bir savaşa
seninle beraber) çıkmak için senden izin isterlerse, de ki: Benimle beraber asla
çıkmayacaksınız ve düşmana karşı benimle beraber asla savaşmayacaksınız! Çünkü
siz birinci defa (Tebük seferinde) yerinizde kalmaya razı oldunuz. Şimdi de geri
kalanlarla (kadın ve çocuklarla) beraber oturun! (Tevbe: 9/83)
"Allah'a inanın, Resûlü ile
beraber cihad edin" diye bir sûre indirildiği zaman, onlardan servet sahibi
olanlar, senden izin istediler ve: Bizi bırak (evlerinde) oturanlarla beraber
olalım, dediler. (Tevbe: 9/86)
Geride kalan kadınlarla beraber
olmaya razı oldular, onların kalplerine mühür vuruldu. Bu yüzden onlar
anlamazlar. (Tevbe: 9/87)
Bedevîlerden, (mazeretleri
olduğunu) iddia edenler, kendilerine izin verilsin diye geldiler. Allah ve
Resûlüne yalan söyleyenler de oturup kaldılar. Onlardan kafir olanlara elem
verici bir azap erişecektir. (Tevbe: 9/90)
Sorumluluk ancak, zengin
oldukları halde senden izin isteyenleredir. Çünkü onlar geri kalan kadınlarla
beraber olmaya razı oldular. Allah da onların kalplerini mühürledi, artık onlar
(neyin doğru olduğunu) bilmezler. (Tevbe: 9/93)
(Seferden) onlara döndüğünüz
zaman size özür beyan edecekler. De ki: (Boşuna) özür dilemeyin! Size asla
inanmayız; çünkü Allah, haberlerinizi bize bildirmiştir. (Bundan sonraki)
amelinizi Allah da görecektir, Resûlü de. Sonra görüleni ve görülmeyeni bilene
döndürüleceksiniz de yapmakta olduklarınızı size haber verecektir. (Tevbe: 9/94)
Onların yanına döndüğünüz zaman
size, kendilerinden (onları cezalandırmaktan) vazgeçmeniz için Allah adına and
içecekler. Artık onlardan yüz çevirin. Çünkü onlar murdardır. Kazanmakta
olduklarına (kötü işlerine) karşılık ceza olarak varacakları yer cehennemdir. (Tevbe:
9/95)
Onlardan razı olasınız diye
size yemin edecekler. Fakat siz onlardan razı olsanız bile Allah fâsıklar
topluluğundan asla razı olmaz. (Tevbe: 9/96)
|