a8
a8- İnfak (allah
Rızası İçin Malından Vermek) Etmeye Dair
a8a- İnfaka Teşvik
Ey iman edenler! Kendisinde
artık alış-veriş, dostluk ve kayırma bulunmayan gün (kıyamet) gelmeden önce,
size verdiğimiz rızıktan hayır yolunda harcayın. Gerçekleri inkar edenler
elbette zalimlerdir. (Bakara: 2/254)
Allah yolunda mallarını
harcayanların örneği, yedi başak bitiren bir dane gibidir ki, her başakta yüz
dane vardır. Allah dilediğine kat kat fazlasını verir. Allah'ın lütfu geniştir,
O herşeyi bilir. (Bakara: 2/261)
Sabreden, dürüst olan, huzurda
boyun büken, hayra harcayan ve seher vaktinde Allah'tan bağış dileyenler
(içindir). (Al-i İmran: 3/17)
Sevdiğiniz şeylerden (Allah
yolunda) harcamadıkça "iyi"ye eremezsiniz. Her ne harcarsanız, Allah onu
hakkıyla bilir. (Al-i İmran: 3/92)
Allah'ın, kereminden
kendilerine verdiklerini (infakta) cimrilik gösterenler, sanmasınlar ki o,
kendileri için hayırlıdır; tersine bu onlar için pek fenadır. Cimrilik ettikleri
şey de kıyamet gününde boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin mirası
Allah'ındır. Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır. (Al-i İmran: 3/180)
İman eden kullarıma söyle:
Namazlarını dosdoğru kılsınlar, kendisinde ne alış-veriş, ne de dostluk bulunan
bir gün gelmeden önce, kendilerine verdiğimiz rızıklardan (Allah için) gizli
açık harcasınlar. (İbrahim: 14/31)
Eli sıkı olma; büsbütün eli
açık da olma. Sonra kınanır, (kaybettiklerinin) hasretini çeker durursun (İsra:
17/29)
(O kullar), harcadıklarında ne
israf ne de cimrilik ederler; ikisi arasında orta bir yol tutarlar. (Furkan:
25/67)
O gün, ne mal fayda verir ne de
evlat. (Şuara: 26/88)
Korkuyla ve umutla Rablerine
yalvarmak üzere (ibadet ettikleri için), vücutları yataklardan uzak kalır ve
kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcarlar. (Secde: 32/16)
Allah'ın kitabını okuyanlar,
namazı kılanlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan (Allah için) gizli ve açık
sarfedenler, asla zarara uğramayacak bir kazanç umabilirler. (Fatır: 35/29)
Allah'ın size rızık olarak
verdiklerinden hayra sarfediniz, denildiğinde, kafirler müminlere dediler ki:
Allah'ın dilediği takdirde doyuracağı kimseleri biz mi doyuracağız? Siz
gerçekten apaçık bir sapıklık içindesiniz. (Yasin: 36/47)
Yine onlar, Rablerinin davetine
icabet ederler ve namazı kılarlar. Onların işleri, aralarında danışma iledir.
Kendilerine verdiğimiz rızıktan da harcarlar. (Şura: 42/38)
Mallarında, muhtaç ve yoksullar
için bir hak vardı. (Zariyat: 51/19)
Allah'a ve Resûlü'ne iman edin.
Sizi, üzerinde tasarrufa yetkili kıldığı şeylerden harcayın. Sizden iman edip de
(Allah rızası için) harcayan kimselere büyük mükâfat vardır. (Hadid: 57/7)
Ne oluyor size ki, Allah
yolunda harcamıyorsunuz? Halbuki göklerin ve yerin mirası Allah'ındır. Elbette
içinizden, fetihten önce harcayan ve savaşanlar, daha sonra harcayıp savaşanlara
eşit değildir. Onların derecesi, sonradan infak eden ve savaşanlardan daha
yüksektir. Bununla beraber Allah hepsine de en güzel olanı vadetmiştir. Allah'ın
yaptıklarınızdan haberi vardır. (Hadid: 57/10)
Kim Allah'a güzel bir ödünç
verecek olursa, Allah da onun karşılığını kat kat verir ve ayrıca onun çok
değerli bir mükâfatı da vardır. (Hadid: 57/11)
Sadaka veren erkeklere ve
sadaka veren kadınlara ve Allah'a güzel bir ödünç verenlere, verdiklerinin
karşılığı kat kat ödenir ve onlara değerli bir mükâfat vardır. (Hadid: 57/18)
Herhangi birinize ölüm gelip
de: Rabbim! Beni yakın bir süreye kadar geciktirsen de sadaka verip iyilerden
olsam! demesinden önce, size verdiğimiz rızıktan harcayın. (Münafikun: 63/10)
O halde gücünüz yettiğince
Allah'a isyandan kaçının. Dinleyin, itaat edin, kendi iyiliğinize olarak
harcayın. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa işte onlar kurtuluşa erenlerdir.
(Teğabun: 64/16)
Eğer Allah'a (rızası uğruna)
ödünç verirseniz, Allah onu sizin için kat kat arttırır ve sizi bağışlar. Allah
çok mükâfat verendir, ceza vermekte acele etmeyendir. Teğabun: 64/17)
(Resûlüm!) Senin, gecenin üçte
ikisine yakın kısmını, (bazen) yarısını, (bazen de) üçte birini yatmadan
(ibadetle) geçirdiğini ve beraberinde bulunanlardan bir topluluğun da (böyle
yaptığını) Rabbin elbette biliyor. Gece ve gündüzü (içinde olup bitenleri iyiden
iyiye) ölçüp biçen ancak Allah'tır. O sizin, bunu sayamayacağınızı bildiği için,
sizi bağışladı. Artık, Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Allah bilmektedir
ki, içinizde hastalar bulunacak, bir kısmınız Allah'ın lütfundan (rızık) aramak
üzere yeryüzünde yol tepecekler, diğer bir kısmınız da Allah yolunda
çarpışacaklardır. O halde Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Namazı kılın,
zekâtı verin, Allah'a gönül hoşluğuyla ödünç verin. Kendiniz için önden (dünyada
iken) ne iyilik hazırlarsanız Allah katında onu bulursunuz; hem de daha üstün ve
mükâfatça daha büyük olmak üzere. Allah'tan mağfiret dileyin, şüphesiz Allah çok
bağışlayıcı, çok esirgeyicidir. (Müzzemmil: 73/20)
Yoksulu doyurmaya teşvik etmez;
(Maun: 107/3)
|