8d
8d- Hz.
Peygamber’in Mucizeleri
8d1- Kur’an’ın Hz.
Peygamber’e İnişi
Eğer kulumuza
indirdiklerimizden herhangi bir şüpheye düşüyorsanız, haydi onun benzeri bir
sûre getirin, eğer iddianızda doğru iseniz Allah'tan gayrı şahitlerinizi
(yardımcılarınızı) da çağırın. (Bakara: 2/23)
Andolsun ki sana apaçık âyetler
indirdik. (Ey Muhammed!) Onları ancak fâsıklar inkar eder. (Bakara: 2/99)
Ramazan ayı, insanlara yol
gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur'an'ın
indirildiği aydır. Öyle ise sizden ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun.
Kim o anda hasta veya yolcu olursa (tutamadığı günler sayısınca) başka günlerde
kaza etsin. Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. Bütün bunlar,
sayıyı tamamlamanız ve size doğru yolu göstermesine karşılık, Allah'ı tazim
etmeniz, şükretmeniz içindir. (Bakara: 2/185)
(Resûlüm!) O, sana Kitab'ı hak
ve önceki kitapları tasdik edici olarak tedricen indirmiş; daha önce de,
insanlara doğru yo- lu göstermek üzere Tevrat ile İncil'i ve Furkan'ı
indirmiştir. Bilinmeli ki, Allah'ın âyetlerini inkar edenler için şiddetli bir
azap vardır. Allah, suçlunun hakkından gelen mutlak güç sahibidir. (Al-i İmran:
3/3-4)
Sana Kitab'ı indiren O'dur.
Onun (Kur'an'ın) bazı âyetleri muhkemdir ki, bunlar Kitab'ın esasıdır. Diğerleri
de müteşâbihtir. Kalplerinde eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onu tevil etmek
için ondaki müteşâbih âyetlerin peşine düşerler. Halbuki onun tevilini ancak
Allah bilir. İlimde yüksek pâyeye erişenler ise: Ona inandık; hepsi Rabbimiz
tarafındandır, derler. (Bu inceliği) ancak akl-ı selim sahipleri düşünüp anlar.
(Al-i İmran: 3/7)
De ki: Biz, Allah'a, bize
indirilene, İbrahim, İsmail, İshak, Ya'kub ve Ya'kub oğullarına indirilenlere,
Musa, İsa ve (diğer) peygamberlere Rableri tarafından verilenlere iman ettik.
Onları birbirinden ayırdetmeyiz. Biz ancak O'na teslim oluruz. (Al-i İmran:
3/84)
Allah'ın sana gösterdiği
şekilde insanlar arasında hükmedesin diye sana Kitab'ı hak ile indirdik;
hainlerden taraf olma! (Nisa: 4/5)
Allah'ın sana lütfu ve
esirgemesi olmasaydı, onlardan bir güruh seni saptırmaya yeltenmişti. Onlar
yalnızca kendilerini saptırırlar, sana hiçbir zarar veremezler. Allah sana
Kitab'ı ve hikmeti indirmiş ve sana bilmediğini öğretmiştir. Allah'ın lütfu sana
gerçekten büyük olmuştur. (Nisa: 4/113)
Ey iman edenler! Allah'a,
Peygamberine, Peygamberine indirdiği Kitab'a ve daha önce indirdiği kitaba iman
(da sebat) ediniz. Kim Allah'ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve
kıyamet gününü inkar ederse tam manasıyla sapıtmıştır. (Nisa: 4/116)
Ey Resûl! Rabbinden sana
indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan O'nun elçiliğini yapmamış olursun.
Allah seni insanlardan koruyacaktır. Doğrusu Allah, kafirler topluluğuna
rehberlik etmez. (Maide: 5/67)
"Kitap, yalnız bizden önceki
iki topluluğa (hıristiyanlara ve yahudilere) indirildi, biz ise onların
okumasından gerçekten habersizdik" demeyesiniz diye; (En’am: 6/156)
Yahut "Bize de kitap
indirilseydi, biz onlardan daha çok doğru yolda olurduk" demeyesiniz diye (Kur'an'ı
indirdik). İşte size de Rabbinizden açık bir delil, hidayet ve rahmet geldi.
Kim, Allah'ın âyetlerini yalanlayıp onlardan yüz çevirenden daha zalimdir!
Âyetlerimizden yüz çevirenleri, yüz çevirmelerinden ötürü azabın en kötüsüyle
cezalandıracağız. (En’am: 6/157)
Onlara bir mucize getirmediğin
zaman, (ötekiler gibi) onu da derleyip getirseydin ya! derler. De ki: Ben ancak
Rabbimden bana vahyolunana uyarım. Bu (Kur'an), Rabbinizden gelen basiretlerdir
(kalp gözlerini açan beyanlardır); inanan bir kavim için hidayet ve rahmettir. (A’Raf:
7/203)
Hakikaten, biz dilersek sana
vahyettiğimizi ortadan kaldırırız; sonra bu durumda sen de bize karşı hiçbir
koruyucu bulamazsın. (İsra: 17/86)
Biz Kur'an'ı hak olarak
indirdik; o da hakkı getirdi. Seni de ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak
gönderdik. (İsra: 17/105)
Biz onu, Kur'an olarak,
insanlara dura dura okuyasın diye (âyet âyet, sûre sûre) ayırdık; ve onu
peyderpey indirdik. (İsra: 17/106)
Hamd olsun Allah'a ki, O,
(insanları) kendi tarafından çetin bir azap ile ikaz etmek, iyi iş ve
davranışlarda bulunan müminlere, kendileri için, içinde ebedi kalacakları
(cennette) güzel bir ecir bulunduğunu müjdelemek ve "Allah evlat edindi"
diyenleri de uyarmak için kuluna (Muhammed'e), kendisinde hiçbir (tezat ve)
eğrilik bulunmayan dosdoğru Kitab'ı indirdi. (Kehf: 18/1-4)
Rabbinin Kitab'ından sana
vahyedileni oku. Onun kelimelerini değiştirebilecek yoktur. O'ndan başka bir
sığınak da bulamazsın. (Kehf: 18/27)
Onlar: (Muhammed) bize
Rabbinden bir mucize getirmeli değil miydi? dediler. Önce gelen kitaplardakinin
apaçık delili (Kur'an) onlara gelmedi mi? (Taha: 20/133)
Andolsun, size içinde sizin
için öğüt bulunan bir kitap indirdik. Hâla akıllanmaz mısınız? (Enbiya: 21/10)
İşte bu (Kur'an) da, bizim
indirdiğimiz hayırlı ve faydalı bir öğüttür. Şimdi onu inkar mı ediyorsunuz?
(Enbiya: 21/50)
Muhakkak ki o (Kur'an)
âlemlerin Rabbinin indirmesidir. (Şuara: 26/192)
(Resûlüm!) Onu Rûhu'l-emîn
(Cebrail) uyarıcılardan olasın diye, apaçık Arap diliyle, senin kalbine
indirmiştir. (Şuara: 26/193-195)
Kendilerine okunmakta olan
Kitab'ı sana indirmemiz onlara yetmemiş mi? Elbette iman eden bir kavim için
onda rahmet ve ibret vardır. (Ankebut: 29/51)
Bu Kitab'ın, âlemlerin Rabbi
tarafından indirilmiş olduğunda asla şüphe yoktur. (Secde: 32/2)
Onlardan ileri gelenler:
Yürüyün, tanrılarınıza bağlılıkta direnin, sizden istenen şüphesiz budur. Son
dinde de bunu işitmedik. Bu, ancak bir uydurmadır. Kur'an aramızdan Muhammed'e
mi indirildi? diyerek kalkıp yürüdüler. Belki, bunlar Kur'an'ım hakkında şüphe
içine düştüler. Hayır! Azabımı henüz tatmadılar. (Sad: 38/6-8)
(Resûlüm!) Sana bu mübarek
Kitab'ı âyetlerini düşünsünler ve aklı olanlar öğüt alsınlar diye indirdik. (Sad:
38/29)
(Resûlüm!) Şüphesiz ki Kitab'ı
sana hak olarak indirdik. O halde sen de dini Allah'a has kılarak (ihlas ile)
kulluk et. (Zümer: 39/2)
(Resûlüm)! Şüphesiz biz bu
Kitab'ı sana, insanlar için hak olarak indirdik. Artık kim doğru yolu seçerse
kendi lehinedir; kim de saparsa ancak kendi aleyhine sapmış olur. Sen onların
üzerinde vekil değilsin. (Zümer: 39/41)
Azîz ve hakîm olan Allah, sana
ve senden öncekilere işte böyle vahyeder. (Şura: 42/3)
Şehirlerin anası (olan
Mekke'de) ve onun çevresinde bulunanları uyarman ve asla şüphe olmayan toplanma
günüyle onları korkutman için, sana böyle Arapça bir Kur'an vahyettik.
(İnsanların) bir bölümü cennette, bir bölümü de çılgın alevli cehennemdedir.
(Şura: 42/7)
Kitab'ı ve mîzanı hak olarak
indiren Allah'tır. Ne biliyorsun, belki de kıyamet saati yakındır! (Şura: 42/17)
İşte böylece sana da emrimizle
Kur'an'ı vahyettik. Sen, kitap nedir, iman nedir bilmezdin. Fakat biz onu
kullarımızdan dilediğimizi kendisiyle doğru yola eriştirdiğimiz bir nur kıldık.
Şüphesiz ki sen doğru bir yolu göstermektesin. (Şura: 42/52)
Apaçık olan Kitab'a andolsun
ki, biz onu (Kur'an'ı) mübarek bir gecede indirdik. Kuşkusuz biz uyarıcıyızdır.
(Duhan: 44/2-3)
O‚ âlemlerin Rabbinden
indirilmiştir. (Vakıa: 56/80)
Hiç şüphesiz o (Kur'an), çok
şerefli bir elçinin sözüdür. (Hakka: 69/40)
(O), âlemlerin Rabbi tarafından
indirilmiştir. (Hakka: 69/43)
(Resûlüm!) Kur'an'ı sana biz,
evet biz indirdik. (İnsan: 76/23)
(İşte o apaçık delil,) Allah
tarafından gönderilen ve en doğru hükümleri havi tertemiz sahifeleri okuyan bir
elçidir. (Beyyine: 98/2-3)
|