8e2
8e2- Hz.
Peygamber’in Şahid, Müjdeleyici ve Uyarıcı Olması
Doğrusu biz seni Hak (Kur'an)
ile müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Sen cehennemliklerden sorumlu
değilsin. (Bakara: 2/119)
İşte böylece sizin insanlığa
şahitler olmanız, Resûl'ün de size şahit olması için sizi mutedil bir millet
kıldık. Senin (arzulayıp da şu anda) yönelmediğin kıbleyi (Kâbe'yi) biz ancak
Peygamber'e uyanı, ökçeleri üzerinde geri dönenden ayırdetmemiz için kıble
yaptık. Bu, Allah'ın hidayet verdiği kimselerden başkasına elbette ağır gelir.
Allah sizin imanınızı asla zayi edecek değildir. Zira Allah insanlara karşı
şefkatli ve merhametlidir. (Bakara: 2/143)
Her bir ümmetten bir şahit
getirdiğimiz ve seni de onlara şahit olarak gösterdiğimiz zaman halleri nice
olacak! (Nisa: 4/41)
Ey ehl-i kitap! Peygamberlerin
arası kesildiği bir sırada size elçimiz geldi. Gerçekleri size açıklıyor ki
(kıyamette): "Bize bir müjdeleyici ve uyarıcı gelmedi" demiyesiniz. İşte size
müjdeleyici ve uyarıcı gelmiştir. Allah her şeye hakkıyla kadirdir. (Maide:
5/19)
De ki: Hangi şey şehadetçe en
büyüktür? De ki: (Hak peygamber olduğuma dair) benimle sizin aranızda Allah
şahittir. Bu Kur'an bana, kendisiyle sizi ve ulaştığı herkesi uyarmam için
vahyolundu. Yoksa siz, Allah ile beraber başka tanrılar olduğuna şahitlik mi
ediyorsunuz? De ki: "Ben buna şahitlik etmem." "O ancak bir tek Allah'tır, ben
sizin ortak koştuğunuz şeylerden kesinlikle uzağım" de. (En’am: 6/19)
Bu (Kur'an), Ümmü'l-kurâ
(Mekke) ve çevresindekileri uyarman için sana indirdiğimiz ve kendinden
öncekileri doğrulayıcı mübarek bir kitaptır. Ahirete inananlar buna da inanırlar
ve onlar namazlarını hakkıyla kılmaya devam ederler. (En’am: 6/92)
(Bu), kendisiyle insanları
uyarman, inananlara öğüt vermen için sana indirilen bir kitaptır. Artık bu
hususta kalbinde bir şüphe olmasın. (A’raf: 7/2)
Düşünmediler mi ki,
arkadaşlarında (Muhammed'de) delilik yoktur? O, ancak apaçık bir uyarıcıdır. (A’raf:
7/184)
De ki: "Ben, Allah'ın
dilediğinden başka kendime herhangi bir fayda veya zarar verecek güce sahip
değilim. Eğer ben gaybı bilseydim elbette daha çok hayır yapmak isterdim ve bana
hiçbir fenalık dokunmazdı. Ben sadece inanan bir kavim için bir uyarıcı ve
müjdeleyiciyim." (A’raf: 7/188)
İçlerinden bir adama: İnsanları
uyar ve iman edenlere, Rableri katında yüksek bir doğruluk makamı olduğunu
müjdele, diye vahyetmemiz, insanlar için şaşılacak bir şey mi oldu ki, o
kafirler: Bu elbette apaçık bir sihirbazdır, dediler? (Yunus: 10/2)
(De ki: Bu Kitap) "Allah'tan
başkasına ibadet etmemeniz için (indirildi). Şüphesiz ki ben, onun tarafından
size (gönderilmiş) bir uyarıcı ve müjdeleyiciyim. (Hud: 11/2)
Belki de sen (müşriklerin:)
"Ona (gökten) bir hazine indirilseydi veya onunla beraber bir melek gelseydi!"
demelerinden ötürü sana vahyolunan âyetlerin bir kısmını (duyurmayı) terk
edeceksin ve bu yüzden ruhun daralacaktır. (İyi bil ki) sen ancak bir
uyarıcısın. Allah ise her şeye vekîldir. (Hud: 11/12)
Kafirler diyorlar ki: Ona
Rabbinden bir mucize indirilseydi ya! (Halbuki) sen ancak bir uyarıcısın ve her
toplumun bir rehberi vardır. (Ra’d: 13/7)
Kendilerine azabın geleceği, bu
yüzden zalimlerin: "Ey Rabbimiz! Yakın bir müddete kadar bize süre ver de senin
davetine uyalım ve peygamberlere tâbi olalım" diyecekleri gün hakkında insanları
uyar. (Onlara denilir ki:) "Daha önce, sizin için bir zevâl olmadığına, yemin
etmemiş miydiniz?" (İbrahim: 14/44)
İşte bu (Kur'an), kendisiyle
uyarılsınlar, Allah'ın ancak bir tek Tanrı olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri
iyice düşünüp öğüt alsınlar diye insanlara (gönderilmiş) bir bildiridir.
(İbrahim: 14/52)
De ki: Şüphesiz ben apaçık bir
uyarıcıyım. (Hicr: 15/89)
O gün her ümmetin içinden
kendilerine birer şahit göndereceğiz. Seni de hepsinin üzerine şahit olarak
getireceğiz. Ayrıca bu Kitab'ı da sana, her şey için bir açıklama, bir hidayet
ve rahmet kaynağı ve müslümanlar için bir müjde olarak indirdik. (Nahl: 16/89)
Biz Kur'an'ı hak olarak
indirdik; o da hakkı getirdi. Seni de ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak
gönderdik. (İsra: 17/105)
Hamd olsun Allah'a ki, O,
(insanları) kendi tarafından çetin bir azap ile ikaz etmek, iyi iş ve
davranışlarda bulunan müminlere, kendileri için, içinde ebedi kalacakları
(cennette) güzel bir ecir bulunduğunu müjdelemek ve "Allah evlat edindi"
diyenleri de uyarmak için kuluna (Muhammed'e), kendisinde hiçbir (tezat ve)
eğrilik bulunmayan dosdoğru Kitab'ı indirdi. (Kehf: 18/1-4)
Biz resûlleri, sadece
müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak göndeririz. Kafir olanlar ise, hakkı, bâtıla
dayanarak ortadan kaldırmak için bâtıl yolla mücadele verirler. Onlar
âyetlerimizi ve uyarıldıkları şeyleri alaya almışlardır. (Kehf: 18/56)
De ki: Ben, sadece, vahiy ile
sizi ikaz ediyorum. Fakat, sağır olanlar, ikaz edildikleri zaman bu çağrıyı
duymazlar. (Enbiya: 21/45)
De ki: Ey insanlar! Ben ancak
sizin için apaçık bir uyarıcıyım. (Hac: 22/49)
Allah uğrunda, hakkını vererek
cihad edin. O, sizi seçti; din hususunda üzerinize hiçbir zorluk yüklemedi;
babanız İbrahim'in dininde (de böyleydi). Peygamberin size şahit olması, sizin
de insanlara şahit olmanız için O, gerek daha önce (gelmiş kitaplarda), gerekse
bunda (Kur'an'da) size "müslümanlar" adını verdi. Öyle ise namazı kılın; zekâtı
verin ve Allah'a sımsıkı sarılın. O, sizin mevlânızdır. Ne güzel mevladır, ne
güzel yardımcıdır! (Hac: 22/78)
(Resûlüm!) Biz seni ancak
müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. (Furkan: 25/56)
(Resûlüm!) Onu Rûhu'l-emîn
(Cebrail) uyarıcılardan olasın diye, apaçık Arap diliyle, senin kalbine
indirmiştir. (Şuara: 26/193-195)
(Önce) en yakın akrabanı uyar.
(Şuara: 26/214)
(De ki:) Ben ancak, bu şehrin
(Mekke'nin) Rabbine -ki O burayı dokunulmaz kılmıştır- kulluk etmekle emrolundum.
Her şey de zaten O'na aittir. Bana müslümanlardan olmam ve Kur'an okumam
emredildi. Artık kim doğru yola gelirse, yalnız kendisi için gelmiş olur; kim de
saparsa ona de ki: Ben sadece uyarıcılardanım. (Neml: 27/91-92)
"Ona Rabbinden (başkaca)
mucizeler indirilmeli değil miydi?" derler. De ki: Mucizeler ancak Allah'ın
katındadır. Ben ise sadece apaçık bir uyarıcıyım. (Ankebut: 29/50)
"Onu Peygamber kendisi uydurdu"
diyorlar öyle mi? Hayır! O, senden önce kendilerine hiçbir uyarıcı (peygamber)
gelmemiş bir kavmi uyarman için -doğru yolu bulalar diye- Rabbinden gönderilen
hak (Kitap) 'tır. (Secde: 32/3)
Ey Peygamber! Biz seni
hakikaten bir şahit, bir müjdeleyici ve bir uyarıcı olarak gönderdik. (Ahzab:
33/45)
Biz seni bütün insanlara ancak
müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik; fakat insanların çoğu bunu bilmezler.
(Sebe: 34/28)
Halbuki biz onlara okuyacakları
kitaplar vermediğimiz gibi senden önce onlara bir uyarıcı (peygamber) de
göndermemiştik. (Sebe: 34/44)
(Resûlüm! Onlara) de ki: Size
bir tek öğüt vereceğim: Allah için ikişer ikişer ve teker teker ayağa kalkın,
sonra da düşünün! Arkadaşınızda (peygamberde) hiçbir delilik yoktur! O ancak
şiddetli bir azap gelip çatmadan evvel sizi uyaran bir peygamberdir. (Sebe:
34/46)
Hiçbir günahkâr başkasının
günahını yüklenmez. Yükü (günahı) ağır gelen kimse onu taşımak için (başkasını)
çağırsa, bu çağırdığı akrabası da olsa, onun yükünden bir şey yüklenmez. Sen
ancak görmeden Rablerinden korkanları ve namazı kılanları uyarabilirsin. Kim
temizlenirse o, kendi menfaatine temizlenmiş olur. Dönüş Allah'adır. (Fatır:
35/18)
Sen sadece bir uyarıcısın.
(Fatır: 35/23)
Biz seni müjdeleyici ve uyarıcı
olarak hak ile gönderdik. Her millet için mutlaka bir uyarıcı (peygamber)
gelmiştir. (Fatır: 35/24)
Kendilerine bir uyarıcı
(peygamber) gelirse, herhangi bir milletten daha çok doğru yolda olacaklarına
dair bütün güçleriyle Allah'a yemin etmişlerdi. Fakat onlara uyarıcı (Muhammed)
gelince, bu, onların haktan uzaklaşmalarından başka bir şeyi arttırmadı. (Fatır:
35/42)
Ataları uyarılmamış, bu yüzden
kendileri de gaflet içinde kalmış bir toplumu uyarman için indirilmiştir.
(Yasin: 36/6)
Onları uyarsan da uyarmasan da
onlar için birdir, inanmazlar. (Yasin: 36/10)
Sen ancak zikre (Kur'an'a) uyan
ve görmeden Rahman'dan korkan kimseyi uyarabilirsin. İşte böylesini, bir
mağfiret ve güzel bir mükâfatla müjdele. (Yasin: 36/11)
Aralarından kendilerine bir
uyarıcının gelmesine şaştılar ve kafirler: Bu pek yalancı bir sihirbazdır!
Tanrıları, tek tanrı mı yaptı? Doğrusu bu tuhaf bir şeydir! dediler. (Sad:
38/4-5)
(Resûlüm!) De ki: Ben sadece
bir uyarıcıyım. Tek ve kahhâr olan Allah'tan başka bir tanrı yoktur. (Sad:
38/65)
Ben ancak apaçık bir uyarıcı
olduğum için bana vahyolunuyor. (Sad: 38/70)
Tâğut'a kulluk etmekten
kaçınıp, Allah'a yönelenlere müjde vardır. (Ey Muhammed!) Dinleyip de sözün en
güzeline uyan kullarımı müjdele. İşte Allah'ın doğru yola ilettiği kimseler
onlardır. Gerçek akıl sahipleri de onlardır. (Zümer: 39/17-18)
Bu kitap müjdeleyici ve
uyarıcıdır. Fakat onların çoğu yüz çevirdi. Artık dinlemezler. (Fussilet: 41/4)
Eğer onlar yüz çevirirlerse de
ki: İşte sizi Âd ve Semûd'un başına gelen kasırgaya benzer bir kasırgaya karşı
uyarıyorum! (Fussilet: 41/13)
Şehirlerin anası (olan
Mekke'de) ve onun çevresinde bulunanları uyarman ve asla şüphe olmayan toplanma
günüyle onları korkutman için, sana böyle Arapça bir Kur'an vahyettik.
(İnsanların) bir bölümü cennette, bir bölümü de çılgın alevli cehennemdedir.
(Şura: 42/7)
Apaçık olan Kitab'a andolsun
ki, biz onu (Kur'an'ı) mübarek bir gecede indirdik. Kuşkusuz biz uyarıcıyızdır.
(Duhan: 44/2-3)
De ki: Ben peygamberlerin ilki
değilim. Bana ve size ne yapılacağını da bilmem. Ben sadece bana vahyedilene
uyarım. Ben sadece apaçık bir uyarıcıyım. (Ahkaf: 46/9)
Şüphesiz biz seni, şahit,
müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. (Fetih: 48/8)
Aralarından bir uyarıcının
gelmesine şaştılar da, kafirler şöyle dediler: "Bu şaşılacak bir şeydir." (Kaf:
50/2)
O halde Allah'a koşun. Çünkü
ben, size O'nun katından (gelmiş) açık bir uyarıcıyım. (Zariyat: 51/50)
Allah ile beraber başka bir
tanrı edinmeyin. Zira ben size O'nun tarafından (gelmiş) açık bir uyarıcıyım.
(Zariyat: 51/51)
İşte bu ilk uyarıcılardan bir
uyarıcıdır. (Necm: 53/56)
Seveceğiniz başka bir şey daha
var: Allah'tan yardım ve yakın bir fetih. Müminleri (bunlarla) müjdele. (Saff:
61/13)
De ki: O bilgi, ancak Allah'a
mahsustur. Ben ise sadece apaçık bir uyarıcıyım. (Mülk: 67/26)
Nasıl Firavun'a bir elçi
göndermiş idiysek doğrusu size de, hakkınızda şahitlik edecek bir peygamber
gönderdik. (Müzzemmil: 73/15)
Kalk, ve (insanları) uyar.
(Müddessir: 74/2)
Sen ancak ondan korkanları
uyarırsın. (Naziat: 79/45)
|