8e3
8e3- Peygamber’in
Ümmetine Şahitliği
İşte böylece sizin insanlığa
şahitler olmanız, Resûl'ün de size şahit olması için sizi mutedil bir millet
kıldık. Senin (arzulayıp da şu anda) yönelmediğin kıbleyi (Kâbe'yi) biz ancak
Peygamber'e uyanı, ökçeleri üzerinde geri dönenden ayırdetmemiz için kıble
yaptık. Bu, Allah'ın hidayet verdiği kimselerden başkasına elbette ağır gelir.
Allah sizin imanınızı asla zayi edecek değildir. Zira Allah insanlara karşı
şefkatli ve merhametlidir. (Bakara: 2/143)
Her bir ümmetten bir şahit
getirdiğimiz ve seni de onlara şahit olarak gösterdiğimiz zaman halleri nice
olacak! (Nisa: 4/41)
O gün her ümmetin içinden
kendilerine birer şahit göndereceğiz. Seni de hepsinin üzerine şahit olarak
getireceğiz. Ayrıca bu Kitab'ı da sana, her şey için bir açıklama, bir hidayet
ve rahmet kaynağı ve müslümanlar için bir müjde olarak indirdik. (Nahl: 16/89)
Allah uğrunda, hakkını vererek
cihad edin. O, sizi seçti; din hususunda üzerinize hiçbir zorluk yüklemedi;
babanız İbrahim'in dininde (de böyleydi). Peygamberin size şahit olması, sizin
de insanlara şahit olmanız için O, gerek daha önce (gelmiş kitaplarda), gerekse
bunda (Kur'an'da) size "müslümanlar" adını verdi. Öyle ise namazı kılın; zekâtı
verin ve Allah'a sımsıkı sarılın. O, sizin mevlânızdır. Ne güzel mevladır, ne
güzel yardımcıdır! (Hac: 22/78)
Ey Peygamber! Biz seni
hakikaten bir şahit, bir müjdeleyici ve bir uyarıcı olarak gönderdik. (Ahzab:
33/45)
Şüphesiz biz seni, şahit,
müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. (Fetih: 48/8)
Nasıl Firavun'a bir elçi
göndermiş idiysek doğrusu size de, hakkınızda şahitlik edecek bir peygamber
gönderdik. (Müzzemmil: 73/15)
|