26. Sureyi asagidan okuyabilirsiniz:
5 sayfada 227 ayet
|
26:151 - |
"Yeryüzünde bozgunculuk yapıp dirlik düzenlik vermeyen bozguncuların emrine uymayın." |
|
26:152 - |
"Yeryüzünde bozgunculuk yapıp dirlik düzenlik vermeyen bozguncuların emrine uymayın." |
|
26:153 - |
"Sen dediler, olsa olsa iyice büyülenmiş birisin!" |
|
26:154 - |
"Sen de ancak bizim gibi bir beşersin. Eğer doğru söyleyenlerden isen, haydi bize bir âyet (mucize) getir." |
|
26:155 - |
Salih "İşte (mucize) bu dişi devedir; su içme hakkı (bir gün) onundur, belli bir günün içme hakkı da sizin" dedi. |
|
26:156 - |
"Sakın ona bir kötülükle ilişmeyin, yoksa sizi büyük bir günün azabı yakalayıverir." |
|
26:157 - |
Derken onu kestiler; fakat pişman da oldular. |
|
26:158 - |
Çünkü kendilerini azap yakalayıverdi. Şüphesiz bunda bir âyet (alınacak bir ders) vardır, ama çokları iman etmiş değillerdir. |
|
26:159 - |
Ve şüphesiz Rabbin, işte O mutlak galip ve engin merhamet sahibidir. |
|
26:160 - |
Lût (kavmi) de peygamberleri yalancılıkla itham etti. |
|
26:161 - |
Hani kardeşleri Lût onlara şöyle demişti: "Siz Allah'tan kormaz mısınız?" |
|
26:162 - |
"Haberiniz olsun ki, ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim." |
|
26:163 - |
"Gelin artık, Allah'tan korkun ve bana itaat edin." |
|
26:164 - |
"Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum. Benim mükafatımı verecek olan ancak âlemlerin Rabbidir." |
|
26:165 - |
"İnsanlar içinden erkeklere mi gidiyorsunuz?" |
|
26:166 - |
"Bırakıyorsunuz da sizler için yarattığı eşleri! Doğrusu siz insanlıktan çıkmış bir kavimsiniz!" |
|
26:167 - |
Onlar şöyle dediler: "Ey Lût! (Bu davadan) vazgeçmezsen, iyi bilki, sürülenlerden olacaksın." |
|
26:168 - |
Lût "Doğrusu ben, dedi, sizin bu işinize buğzedenlerdenim." |
|
26:169 - |
"Yâ Rabbi! Beni ve ailemi onların yapageldiklerin(in vebalin)den kurtar." |
|
26:170 - |
Biz de onu ve ailesinin tamamını kurtardık, |
|
26:171 - |
Ancak (geride) bir yaşlı kadın kaldı. |
|
26:172 - |
Sonra geridekilerin hepsini helak ettik. |
|
26:173 - |
Ve üzerlerine öyle bir yağmur yağdırdık ki, (uyarılanların) o yağmuru ne kötü bir yağmurdu! |
|
26:174 - |
Şüphesiz bunda bir âyet (alınacak bir ders) vardır. Ama çokları iman etmiş değillerdir. |
|
26:175 - |
Ve şüphesiz Rabbin, işte O mutlak galip ve engin merhamet sahibidir. |
|
26:176 - |
Eyke halkı da peygamberleri yalancılıkla itham etti. |
|
26:177 - |
Hani Şuayb onlara şöyle demişti: "Siz Allah'tan korkmaz mısınız?" |
|
26:178 - |
"Haberiniz olsun ki ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim." |
|
26:179 - |
"Gelin, Allah'tan korkun ve bana itaat edin." |
|
26:180 - |
"Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum. Benim mükafatımı verecek olan yalnız âlemlerin Rabbidir." |
|
26:181 - |
"Ölçeği tam ölçün de hak yiyenlerden olmayın." |
|
26:182 - |
"Ve doğru terazi ile tartın." |
|
26:183 - |
"Halkın eşyalarını değerinden düşürmeyin. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın." |
|
26:184 - |
"O sizi ve sizden önceki nesilleri yaratan Allah'tan korkun." |
|
26:185 - |
Onlar şöyle dediler: "Sen, olsa olsa iyice büyülenmiş birisin." |
|
26:186 - |
"Sen de bizim gibi bir beşerden başka nesin? Bil ki, biz seni ancak yalancılardan biri sayıyoruz." |
|
26:187 - |
"Şayet doğru sözlülerden isen, üstümüze gökten bir parça düşürüver." |
|
26:188 - |
Şuayb, "Rabbim, yaptıklarınızı en iyi bilendir" dedi. |
|
26:189 - |
Hülasa, onu yalancı saydılar da kendilerini o gölge gününün azabı yakalayıverdi. O cidden büyük bir günün azabı idi! |
|
26:190 - |
Şüphesiz bunda bir âyet (alınacak bir ders) vardır. Ama çokları iman etmiş değillerdir. |
|
26:191 - |
Ve şüphesiz Rabbin, işte O, mutlak galip ve engin merhamet sahibidir. |
|
26:192 - |
Ve muhakkak ki bu (Kur'ân) âlemlerin Rabbinin indirmesidir. |
|
26:193 - |
(Resulüm!) Onu Rûhu'l-emin (Cebrail) indirdi; |
|
26:194 - |
Uyarıcılardan olasın diye senin kalbin üzerine; |
|
26:195 - |
Açık parlak bir Arapça lisan ile. |
|
26:196 - |
O, şüphesiz daha öncekilerin kitaplarında da vardı. |
|
26:197 - |
İsrailoğulları bilginlerinin onu bilmesi, onlar için bir âyet (delil) değil midir? |
|
26:198 - |
Biz onu Arapça bilmeyenlerden birine indirseydik de, bunu o okusaydı, yine de ona iman etmezlerdi. |
|
26:199 - |
Biz onu Arapça bilmeyenlerden birine indirseydik de, bunu o okusaydı, yine de ona iman etmezlerdi. |
|
26:200 - |
Böylece onu günahkarların kalplerine soktuk. (okuyup anladılar, ama yine de) acıklı azabı görünceye kadar ona iman etmezler. |
|
1 2 3 4 5 |