36. Sureyi asagidan okuyabilirsiniz:
2 sayfada 83 ayet
|
36:1 - |
Yâsîn. |
|
36:2 - |
Ey Muhammed! Hikmetli Kur'ân'a andolsun ki, sen risâlet görevi |
|
36:3 - |
Ey Muhammed! Hikmetli Kur'ân'a andolsun ki, sen risâlet görevi |
|
36:4 - |
Dosdoğru bir yol üzerindesin. |
|
36:5 - |
Babaları korkutulmamış ve kendileri de gafil olan bir kavmi, çok güçlü ve çok merhametli olan Allah'ın indirdiği (Kur'ân) ile korkutasın. |
|
36:6 - |
Babaları korkutulmamış ve kendileri de gafil olan bir kavmi, çok güçlü ve çok merhametli olan Allah'ın indirdiği (Kur'ân) ile korkutasın. |
|
36:7 - |
Andolsun ki onların çoğunun üzerine azab sözü hak olmuştur. Onlar imana gelmezler. |
|
36:8 - |
Çünkü biz onların boyunlarına kelepçeler geçirmişiz. O kelepçeler çenelerine dayanmıştır da burunları yukarı, gözleri aşağı somurtmaktadırlar. |
|
36:9 - |
Hem önlerinden bir sed, arkalarından bir sed çekmişiz, kendilerini sarmışızdır. Baksalar da görmezler. |
|
36:10 - |
Onları korkutsan da korkutmasan da onlara göre birdir, inanmazlar. |
|
36:11 - |
Sen ancak Kur'ân'a tabi olan ve görünmediği halde Rahman olan Allah'tan korkan kimseyi sakındırırsın. İşte onu bir bağışlanma ve çok şerefli bir mükafatla müjdele. |
|
36:12 - |
Gerçekten biz ölüleri diriltiriz, onların önceden yapıp gönderdiklerini ve bıraktıkları eserlerini yazarız. Zaten biz her şeyi açık bir kütükte, bir "imam-ı mübin"de (ana kitapta, yani Levh-i mahfuzda) sayıp tesbit etmişizdir. |
|
36:13 - |
Sen onlara, o şehir halkını örnek ver. Hani oraya peygamberler gelmişti. |
|
36:14 - |
Hani biz onlara iki peygamber göndermiştik, fakat onlar ikisini de yalanlamışlardı. Biz de (onları) üçüncü bir peygamberle destekledik. Onlara: "Şüphesiz ki biz size gönderilmiş elçileriz." dediler. |
|
36:15 - |
Onlar da: "Siz bizim gibi insandan başka birşey değilsiniz, hem Rahman olan Allah, hiçbir şey indirmedi. Siz sadece yalan söylüyorsunuz." dediler. |
|
36:16 - |
Peygamberler dediler ki: "Rabbimiz biliyor ki biz gerçekten size gönderilmiş elçileriz." |
|
36:17 - |
"Bize düşen de sadece apaçık tebliğdir." |
|
36:18 - |
Onlar dediler ki: "Herhalde biz sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık. Eğer bu işten vazgeçmezseniz, andolsun ki, sizi hiç tınmadan taşlarız ve mutlaka bizden size pek acıklı bir azab dokunur." |
|
36:19 - |
Peygamberler de şöyle cevap verdiler: "Sizin uğursuzluğunuz beraberinizdedir. Size öğüt verildi diye mi (uğursuzluğa uğradınız)? Doğrusu siz israfı âdet etmiş bir kavimsiniz." |
|
36:20 - |
O sırada şehrin ta ucundan bir adam koşarak geldi ve: "Ey kavmim! Uyun o elçilere!" |
|
36:21 - |
"Uyun sizden hiçbir ücret istemeyen o zatlara ki, onlar hidayete ermişlerdir." |
|
36:22 - |
"Bana ne oluyor da kulluk etmeyecekmişim beni yaratana? Hep döndürülüp O'na götürüleceksiniz." |
|
36:23 - |
"Hiç ben O'ndan başka ilâhlar edinir miyim? Eğer O Rahman, bana bir zarar dileyecek olsa, onların şefaati benden yana hiçbir şeye yaramaz ve onlar beni kurtaramazlar." |
|
36:24 - |
"Şüphesiz ki ben, o zaman apaçık bir sapıklık içinde olurum." |
|
36:25 - |
"Şüphesiz ki ben, Rabbinize iman getirdim, gelin dinleyin beni." |
|
36:26 - |
(Sonra ona) "haydi gir cennete!" denildi. O da dedi ki: "Ne olurdu kavmim bilseydi!" |
|
36:27 - |
"Rabbimin beni bağışladığını ve beni kendilerine ikram edilen kullarından kıldığını." |
|
36:28 - |
Biz arkasından kavminin üzerine bir ordu indirmedik, indirecek de değildik. |
|
36:29 - |
Sadece bir gürültü oldu, onlar da hemen sönüverdiler. |
|
36:30 - |
Yazıklar olsun o kullara ki, kendilerine glen her bir peygamberle mutlaka alay ediyorlardı. |
|
36:31 - |
Görmediler mi ki, kendilerinden önce nice kuşakları helak etmişiz. Onlar artık kendilerine dönüp gelmiyorlar. |
|
36:32 - |
Onların hepsi toplanıp, sadece bizim huzurumuza getirilmişlerdir. |
|
36:33 - |
Hem bir delildir onlara ölü toprak. Biz ona hayat verdik ve ondan taneler çıkardık da ondan yiyip duruyorlar. |
|
36:34 - |
Biz orada hurmalıklardan, üzüm bağlarından bahçeler yaptık. İçlerinde pınarlardan sular fışkırttık. |
|
36:35 - |
(Bunu), Onun ürününden ve kendi elleriyle yaptıklarından yesinler diye (yaptık). Hâlâ şükretmeyecekler mi? |
|
36:36 - |
Yerin bitkilerinden, kendi nefislerinden ve daha bilemeyecekleri şeylerden bütün çiftleri yaratan Allah'ın şanı ne yücedir. |
|
36:37 - |
Gece de onlara bir delildir. Biz ondan gündüzü soyar çıkarırız, bir de bakarlar ki karanlığa dalmışlar. |
|
36:38 - |
Güneş de bir delildir ki kendi yolunda akıp gidiyor. İşte bu çok güçlü ve her şeyi bilen Allah'ın takdiridir. |
|
36:39 - |
Ay'a gelince, ona menziller tayin ettik. Nihayet o eski hurma salkımının çöpü gibi (yay haline) dönmüştür. |
|
36:40 - |
Ne güneşin aya çatması yaraşır, ne de gece gündüzü geçebilir; onların her biri kendi yörüngesinde yüzerler. |
|
36:41 - |
Onlar için bir delil de bizim, onların neslini dolu bir gemide taşımamızdır. |
|
36:42 - |
Yine kendileri için onun gibi binecek şeyler yaratmamızdır. |
|
36:43 - |
Eğer dilesek onları boğarız da o zaman ne onların feryadına yetişen bulunur, ne de onlar kurtarılır. |
|
36:44 - |
Ancak tarafımızdan bir rahmet ve bir zamana kadar yaşatmak başka. |
|
36:45 - |
Durum böyle iken onlara: "Önünüzdekinden ve arkanızdakinden korkun ki size rahmet edilsin" denildiği zaman, |
|
36:46 - |
Ve kendilerine Rablerinin âyetlerinden herhangi bir âyet geldiği zaman mutlaka ondan yüz çevirirler. |
|
36:47 - |
Onlara: "Allah'ın size rızık olarak verdiği şeylerden hayra harcayın" dendiği zaman, o kâfirler, müminler için: "Allah'ın dileyince doyurabileceği kimseyi biz mi doyuracağız? Siz apaçık bir sapıklık içinde değil de nesiniz?" dediler. |
|
36:48 - |
Yine onlar: "Eğer doğru söylüyorsanız bu (kıyamet) vaadi ne zaman?" diyorlar. |
|
36:49 - |
Onlar sadece bir tek çığlığa bakıyorlar, bir çığlık ki, onlar çekişip dururken kendilerini yakalayıverir. |
|
36:50 - |
O zaman bir vasiyette bile bulunamazlar. Ailelerine de dönemezler. |
|
1 2 |