Cihâd
Cihâd, düşmana karşı gerçekleştirilen bir savunmada bütün gücünü harcamak, kullanmak demektir. Cihad üç kısmıdır. Birincisi kendisini açıkça belli eden düşman ile yapılan mücadele ve mücahede. İkincisi, şeytan ile yapılan cihad. Üçüncüsü, nefs ile yapılan cihaddır. Cihad kavramı bu üç anlamı da içinde taşır. Bu nedenle, mücahede (cihad) kavramı mukatele (savaşmak) deyiminden daha genel bir anlama sahiptir. Hz. Hasan'ın Hacc: 22/78 ayetini okuyarak "adam Allah uğrunda cihad eder, halbuki kılıcını bir kere olsun sallamamıştır" dediği rivayet olunur. Allah uğrunda cihadın hakkı da onun hak ve ihlasa uygun olması, haksızlıktan, kötü gaye ve maksatlardan uzak olması, mümkün olduğu kadar gevşeklik ve tembellikten arınmış olmasıdır. [94] Kur'ân'da türevleriyle birlikte 41 âyette geçmektedir. Cihad, Arapça bir kelime olup, "cehd" ve "cühd" kökünden gelir. Lügatta güç ve gayret sarfetmek, meşakkate katlanmak, kararlı ve şuurlu olarak gayret göstermek, amelde mübalağa etmek, zahmet çekmek gibi manalar ifade eder. Cihad; mal, can ve düşünce unsurlarından birisiyle yapılır.[95] Cihâd, ister sosyal eylem biçiminde, isterse şahsi gayret biçiminde, ister ekonomik masraf, isterse fiziki mücadele tarzında olsun ve ister dışarıdaki düşmana, isterse içerideki düşmana karşı yapılsın, Allah yolunda yapılan her türlü davranışı içine alır. Dolayısıyla savaş, cihadın önemli bir biçimini teşkil etse de ve cihad hakkındaki çeşitli âyetler esasen savaşmaya yönelik olsa da[96] cihadı sadece savaşa indirgemek ve onunla sınırlamak, ona karşı yanhşhk ve haksızlık olur. Çünkü cihadda esas kasıt insanlarla savaşmak değil, kötülükleri, haksızlıkları, zulümleri ortadan kaldırmaktır.[97] Halbuki cihad gayesiyle yapılmayan savaşlarda yukarıda saydığımız maksatlardan bir çoğu olamayabilir.[98] İslâm ıstılahında ise "cihâd", Allah Teâlâ'nın dinini tanıtmak ve başka dinlere üstün kılmak için, mal, dil, can ve diğer vasıtalarla elden gelen güç ve gayreti sarfetmeye denir.[99] Cihâd, nefsin perdelerini, Allah'a giden yola dikilen engelleri aşıp ruhla özdeşleşmek, Allah'a ulaşmak için güç ve kapasite ölçüsünde uğraşmak, didinmek demektir. Bu itibarla cihad, ister Allah yolunda çekilen zorluklar, isterse nefisle yapılan mücadele olsun, her türlü sıkıntı ve işkenceyi içine alır. Dolayısıyla kişinin hoşuna gitse de, haramlardan kaçması, ibadetleri yerine getirmesi bir cihaddır.[100] Kur'ân literatüründe, hem İslâm'ı yeni iklimlere ulaştırma mücadelesinin hem de İslâm'ın başkalarına karşı direnmesinin adı olmuş ve böylelikle de yeni bir kavram haline gelmiştir. İşte kelimeye yüklenen bu anlam, câhiliye döneminde bilinmemiştir. Zira o dönemde sadece gayret sarfetmek ve çaba göstermek manalarına gelen bu kelimeye İslâm, bu çaba ve gayretin, sadece Allah yoluna hasredilmesiyle ona yeni bir anlam kazandırmıştır.[101] Nitekim bu kavramın câhiliye döneminde sadece lügat manasıyla kullanıldığını görmekteyiz. O dönem şairlerinden el-A'şâ şöyle der: "Av köpekleri etrafı kolaçan etti. Onları gayrete getirmekle birlikte bu iş için çırpınıp yorulan dört kişi de onların yanında dolaşıp durdu."[102] Cihâd, üç şekilde tefsir edilir: 1. Söz ile cihâd "Bununla (Kur'ân'la) onlara karşı cihâd et; büyük cihâd!" [103] "Ey Nebi! Kâfirlere ve münafıklara karşı (söz ile) cihâd et!" [104] Bunun bir benzeri de Tahrîm sûresindedir.[105] 2. Silah ile savaşmak "Mü'minlerden mazeret sahibi olmaksızın oturanlarla, Allah yolunda cihâd edenler (silahla savaşanlar) bir olmaz. Allah cihâd edenleri (Allah yolunda, silahla savaşanları) oturanlardan pek büyük bir ecirle üstün kılmıştır." [106] 3. 'Amel "Kim cihâd ederse (hayırlı 'amel işlerse), ancak nefsi için cihâd eder (sadece kendisi için 'amel eder, faydası onadır)." [107] "Bizim uğrumuzda cihâd edenleri ('amel işleyenleri)..." [108] "Allah uğrunda hak cihâdıyla ('ameliyle) cihâd ('amel) edin!" [109]
16.02.2009 tarihinden beri 2703 defa okundu. Son takip: 21.11.2024 - 09:10