Kesb
Kesb[185] ve iktisab lügatte ve Kur'ân'da bazan aynı manada bazan da farklı manalarda kullanılmıştır. Kâmûs'ta yer aldığı gibî önecelikle kesb, iktisab, tekâsüb, rızık talep etmedir. Yani yararlanılacak, haz alınacak bir şey istemek ve aramaktır. Öyle ki bulmak ve ele geçirmek şart değildir. Kesb ve iktisabın farkı olmayınca birinin lehine öbürünün aleyhine olması ancak ilgili alanlardan kaynaklanabilir. Bu açıdan "mâ kesebet" kelimesindeki "mâ" ile "mektesebet" kelimesindeki "mâ"nın anlamları birbirinden ayrı olarak, birincisi Allah'ın teklif ettiği hayır, ikincisi, Allah'ın nehyettiği şer diye tefsir edilmiştir. Ayrıca kesbin isabet etme anlamı da vardır. Yani hedefini vurup, istediğini elde etmektir. Türkçe’de kazanmak anlamına gelir. "İktisab" ise, ister isabet etsin ister etmesin, mutlak anlamda tasarruf etmek ve gayret göstermektir. Yani çalışıp, çabalamaktır. Bir bakıma, kesbten daha genel, daha özel bir anlama sahiptir. Kesb, bazan "kazandırmak" anlamına da gelir, o zaman iki mef'ul alır. "Kesebtu fulânen el-mâle" "falana mal kazandırdım" denilir. İktisab bu anlamın karşılığı olduğunda, dönüşümlü fiil olur, yani başkasının kazandırmasıyla kazanmak anlamına gelir. Râgıb; bu manayı esas alarak "kesb, hem kendisi hem başkası için kazanıp aldığına, iktisab ise; sırf kendisinin yararlandığına denilir, bundan dolayı her kesb iktisab değildir, fakat her iktisab kesbtir" demiştir. Bu nedenle, iktisab, şehvetle, kesb ise hikmetle ilgili olur. [186] Kesîb: Kesîb, kum yığını demektir.
16.02.2009 tarihinden beri 3053 defa okundu. Son takip: 18.11.2024 - 07:30