Küfüvv
Küfüv, denk ve benzer demektir. Ebû Ubeyde şöyle der. "Kefee", "Kefu" ve "Kifâe" kelimelerinin hepsi aynı mânâda olup benzer ve denk demektir. Küfüvv kelimesi "vav"lı, "hemzeli" bütün kıraetlerinde aynı manadadır. Bir şeye denk olmayı, eşit olmayı ifade eder. Ancak bu denkliğin iki yönü vardır. Birincisi, her biri diğerinin haiz olduğu bütün özelliklere sahip olmakla, diğerinden bağımsız olarak her birinin makamına tamamen kaim olacak konumda, yeterli ve eşit olmasıdır. İttifakları halinde diğerine ihtiyaç duymayarak yapacağı şeyi tek başına ve birlikte yapabilirler; ihtilafları halinde ise, birbirilerini tam olarak engelleyeceklerinden hiçbir şey yapamazlar. Bu anlamda küfüvv, eşit, denk bir eş ve arkadaştan ibaret değil; aynı zamanda, zıd, eşit rakip ve karşıt manasına da gelir. Bu manaca iki erkek birbirine, iki dişi birbirine küfüv olabilirse de, bir erkekle bir dişi birbirine küfüv olamazlar. İkincisi ise her biri farklı kıymet ve değerde, birbirinin karşıtı değil, birbirini tamamlayan çift olarak anlaşılır. Bu anlamda bir dişi ile bir erkek küfüvv olabilir. Nikahta küfüvv bu anlamdadır. Râgıb, biri diğerine yamanıp da perde yapılan kumaş parçasına "kefâe" denildiğini ifade etmiştir. "Falan falan zıdlaşmakta küfüvdür/denktir" denilir. Bir şeyi ters çevirmeye, yüzü koyun ters kapamaya "ekfâe" denilir. Kısacası küfüvv, beraber, eşit, müsavi, muadil, denk, eş, kafadar, akran, yar dediğimiz manaları içine alarak misil ve nazır demektir. İhlas Sûresi'nde her ne şekilde olursa olsun küfüvün Allah için mümkün olmadığı ifade edilmektedir. [266]
16.02.2009 tarihinden beri 2619 defa okundu. Son takip: 18.11.2024 - 08:04