KutileAshab-ı Uhdud
[232] ... Adeta bütün bu şeylere (önceki ayetlerde zikredilenlere) yemin ederim ki onlar lanetlenmişlerdir, deniyor. "Kutile" bedduadır. Abese:80/17'deki gibi... [233] ... Yani Ashabü'l-uhdud lanetlendi. [234] ... Yani lanetlendiler ... [235] "Kutile" ifadesi, lafzen "öldürüldü" yahut bir beddua olarak "öldürülse" anlamına gelir. Bu ifadenin lafzi çevirisi -ister bir durum tasviri, isterse temenni olarak alınsın- burada anlamsız olurdu. Bu nedenle birçok müfessir (ki Taberi de onlardan biridir) onu, "Allah'ın rahmetinden kovulmuş" olmak, (lu'ine) yani kendi fiili veya davranışı yüzünden ruhsal olarak "öldürülmüş olmak" şeklinde anlarlar. Benim "kendini mahveden" şeklindeki çevirimin nedeni budur. [236] İsfahani Müfredat’ında, Firuzabadi Kamus'unda, İbn-i Manzur Lisanü'l-Arab'ında, İbn-i Kesir, Zuhayli, Sabuni vs. tefsirlerinde "kutile" kelimesinin bu ayetlerde "luine" anlamında olduğunu tasrih etmişlerdir. Zerkeşi ise el-Burhan’da "kutile" ve türevlerinin söz konusu ayetlerde mecazi birer ifade olduğunu ve tahkir ihtiva ettiğini belirtiyor.[237] "Katele" öldürdü; bunun meçhul sigası "kutile" ise öldürüldü anlamındadır. Ancak Kur'an'ın birçok yerinde bu kelime türevleriyle beraber beddua anlamında kullanılmıştır. Lanet olsun, kahrolsun, helak olsun vs. Mütercimlerimiz "kutile" kelimesinde yer yer meydana gelen bu anlam değişikliklerini/kelimenin gerçek anlamının dışında kullanılmış olma durumunu bazen dikkate alırken bazen de oralı olmamışlardır. Biz sadece Buruc: 85/4 üzerinde durmayı yeterli görüyoruz: Elmalı: Tel'in edildi sahipleri o uhdud'un... Çantay: ... o ateş hendeklerinin sahipleri gebertilmiştir. "Mekke" kafirleri de onlar gibi lanete uğratılmışlardır. Bilmen: Hendeklerin sahipleri mel'un bulunmuştur. Yavuz: (Eski devirlerde mü'minlere çeşitli eziyetler yapan ve) Ashab-ı Uhdud (diye adlanan kavme lanet edildiği gibi, Mekke müşrikleri de) lanetlenmişlerdir. Davudoğlu: Ki, hendek sahiplen lanetlenmiştir. Ateş: Ki kahroldu o hendeğin adamları. Bulaç: Kahrolsun Ashab-ı Uhdud Veya ateş dolu hendeklerde mü'minleri yakarak, işkenceyle öldüren hendek sahipleri öldürüldü veya onlara la'net edildi. T.D. V.: ... hendeğe atılanlar (yakılarak) öldürüldü. Y. Öztürk: Ki gebertildi o hendekçi grup/o kamçıları hendek gibi iz bırakan herifler. A. Öztürk: Ki hendek sahipleri katledilmişlerdir, (kahrolsunlar) Koçyiğit: ... hendeklerin sahipleri kahredilmiştir. Hizmetli: Kahrolsun ... Ashab-ı Uhdud ... Varol: kahrolsun o hendek ashabı ... Piriş: Kahrolsun hendek sahipleri. Görüldüğü üzere bazı mütercimler "kutile" kelimesi için "gebertilmiştir, öldürüldü, canı çıksın, gebertildi" gibi anlamlar öngörmüşlerdir. Böyle bir öngörüye sahip olmanın sebebi "kutile" kelimesinin mecazi anlamına riayet etmemektir. Oysa ki otoritelerin görüşleri de göz önüne alındığında kelimenin olması gereken anlamı ve tercümesi bu şekilde olmamalıdır. Diğer bir husus da şudur: Bilindiği üzre "kutile" fiili burada beddua olarak kullanılmıştır. Türkçe'de beddua, fiilin geçmiş zaman kipiyle değil, emir ya da istek kipiyle ifade edilir. Fakat yapılan tercümelere bakıldığında dikkate değer çoğunlukta mütercimin "kutile" ibaresini, beddua anlamını verecek şekilde çevirmedikleri (gebertildi, kahroldu, öldürüldü, tel'in edildi); öte yandan Atay, T.D.V., Koçyiğit, Bulaç, Varol, Hizmetli ve Piriş'in ise beddua anlamıyla tercüme ettikleri görülecektir. Yukarıdaki eleştirilerimize de dayanarak "kutile" kelimesinin aşağıdaki şekillerde tercüme edilebileceğine inanıyoruz: - Lanet olası Ashab-ı Uhdud veya lanet olsun Ashab-ı Uhdud' a ... - Kahrolası Ashab-ı Uhdud veya kahrolsun Ashab-ı Uhdud. vb.
16.02.2009 tarihinden beri 3200 defa okundu. Son takip: 21.11.2024 - 09:55