Meta'

Meta'; yenilecek, içilecek, giyilecek ve benzeri faydalanılabi­lecek şeydir. Meta', kazanmak ve fayda­lanmak demektir. Faydalanılan herhangi bir şeye denilebilir. Me­ta', satılık kumaş ve kullanılacak alet ve edavat, gerek aletler ve edavatlar gerek mallar ve diğer faydalanılmaya yarayan az çok gerekli şey manalarına gelir. Türkçe'de "matah" dediğimiz za­man bu manayı kastederiz. "Metâ-ı gurur", müşteriyi kandırmak için allanıp pullana­rak hoş gösterilen ve alındıktan so a aşağılık olduğu anlaşılan mal demektir. Gurur, aldanmak demek olduğu gibi, "garr"ın ço­ğulu olarak aldatıcılar da demek olabilir. "Fîhâ metâen lekum büyü­ten" içlerinde herhangi bir şekilde faydalanma yetkisi bulunulan ev­ler, odalar demektir. Han, ha­mam, dükkan gibi açık olan yerle­ri içine aldığı gibi harap evleri, kendi evi içindeki konuklar için ayrılmış, ancak oturanı bulunma­yan odaları da kapsar. Nur: 24/29 ayetinde, meta', "bü­yük" evler ile birlikte kullanma, "faydalanma yetkisi bulunulan evler" anlamındadır.[241] Meta', dört şekilde tefsir edilir: 1. Ulaşılacak/varılacak son nokta "(Allah, Âdem, Havva ve İblis'e şöyle buyurdu: "Sizin için yeryüzünde bir hîne kadar bir müstekarr ve bir meta' (ecellerinizin nihayetine ulaşacağınız/ecellerinizi sona ereceği vakte kadar) vardır." [242] "Sizin için yeryüzünde bir zamana kadar bir müstakarr ve bir meta' (faydalanma} vardır."[243] "(Nebileri, Arab müşriklerine şöyle dedi): "Belki de o sizin için bir fitne ve bir vakte kadar bir metâ'dır" (ecellerinizin nihayetine ulaşıncaya kadar bir imtihan vesilesidir)." [244] 2. Menfaatler/faydalar "Deniz avı ve onu yemek sizin için helâl kılındı ki: hem sizin, hem de seyyarlar için bir meta' (hem sizin, hem yolcular için birtakım fayda) olsun." [245] "Meskun olmayıp da içlerinde sizin için meta' (sıcak ve soğuğa karşı menfaatler) bulunan evlere (hanlara /konaklama yerlerine) girmenizde bir gü­nah yoktur." [246] "Gördünüz mü yakmakta olduğunuz ateşi: onun ağa­cını siz mi inşâ ettiniz, yoksa Biz mi inşâ ettik?! Biz onu (dünya ateşinden) bir hatırlatma ve bir meta' (birtakım faydalara vesile) kıldık; mukvîn (çıplak arazilerde kalanlar) için."[247] "Sizin ve en'âmınız için bir meta' (yani, fayda/fayda­lanma) olmak üzere..." [248] 3. Boşanan kadına verilen mut'a/kendisi ile yararlanılacak herhangi bir mal "Boşanan kadınların, ma'rûf üzere bir meta' hakları vardır (yani, eşi ona imkânına göre mehrin dışında faydalanacak bir şey (mut'a) vermekle yükümlüdür). Bu, muttakiler üzerine bir borçtur." [249] "Güzel bir şekilde metâ'landırın (erkek, boşadığı kadına imkânları ölçüşünce bir mut'a, kendisiyle yararlanacağı bir mal vermelidir). Bu, muhsinler üze­rine bir borçtur." [250] 4. Demir, kurşun, kırmızı ve sarı ba­kır "Veya bir meta' (demir, kurşun ve sarı bakır) el­de etmek için... onun gibi bir köpük çıkar." [251]


16.02.2009 tarihinden beri 2730 defa okundu. Son takip: 20.11.2024 - 01:30