Mîkât

Mîkât[294], bir şeyin za­manını, vaktini belirleyen sınır­dır. Kıyamete, dünyanın sonunu belirlediği için mikat denilmiştir. [295]

Kur'ân'da türevleriyle birlikte 13 âyette geçen bu kelime, "hacc" la ilgili kavramlardandır. Çoğulu "mevâkît"tir. Fiilin aslı "va-ka-ta" kökünden gelip, bir şeyin veya zamanın sınırlarını ihtiva eder. Aynı zamanda bir zaman birimi olup her şey için sınırlanan zamanı bildirir.[296]

Sîbeveyh, "vakt" lafzını mekânla birlikte kullanarak ona şöyle anlam verir: "Vakt" belli mekân içinde, belli bir süredir." Yine o, bunu sınırsız zaman içindeki belli bir vakte teşbih yaparak şöyle devam der: "Nasıl ki her hangi bir mekânın sınırları bellidir, zaman içinde de vaktin sınırları bellidir. Ancak bu belli ve sınırlı zaman, bir mekânla da kayıtlıdır. Dolayısıyla "mîkât" kelimesi belli fiil ve yer için belirlenmiş ve sınırlanmış zaman anlamını ifade eder.[297]

Câhiliye döneminde bu kelimenin, hac için zaman veya mekân anlamında kullanılmış olduğuna dair her hangi bir kanıta rastlayamadık. Zira o dönemde, insanlar Kâbeyi ziyaret veya hac yapmak istediklerinde, herhangi bir vakit sınırla­madıkları gibi önceden kararlaştırdıkları belli bir takım şartlar da yoktu. Buradan hareketle, Kur'ân, hac için mutlak bazı şartlar, mekânlar ve zamanlar önermiştir. Böylelikle "mevâkît" kelimesi de haccm ıstılahlarından biri haline gelmiştir.[298]

Kur'ân'da bu kelime bir âyette kullanılmıştır. Bu da o dönemde "ay" ile ilgili bir soruya cevap olarak nazil olmuş­tur.[299] Âyetin meali şudur:

"Sana yeni doğan ayları sorarlar. De ki, o, insanların faydası için, bir de hac için vakit ölçülerdir."[300]


16.02.2009 tarihinden beri 2320 defa okundu. Son takip: 23.03.2024 - 06:55