Neffâsâtin Fi'l-'Ukad
Neffâsât, üfürükçüler demektir. "Nefs" Tükrüksüz üfürmek mânâsına gelen "Nefh"in benzeridir. Tükrüklü olursa buna "Tefl" denir. Antara Şöyle der: İyileşirse (ne âlâ). Ben ona üflememişimdir. Kaybedilirse zaten o kaybolmayı hak etmiştir.[80] Neffâsâtin fi'l-'ukad deyimi ise, düğümlere üfleyen, yani sihir ve büyü yaparak insanları aldatan demektir. Neffâsât, Türkçe'de "nefes etmek" tabiri ile karşılanabilen, üflemek demektir. Biraz tükürüklü veya tükürüksüz olarak üfürür gibi yapmaktır. Râgıb, nefs; tükürük fırlatmaktır. Rukyecinin ve sâhirin nefsi de düğümler/ukdeler içine nefsetmesdir/tükürmesidir. Yılan zehir nefseder denmesi de bundandır, demiştir. "Neffaseh", üfürüntü demektir, nitekim, "göğüs darlığı olan üfüler" denmiştir. Nihâye'ye göre nefeste ille de tükürük karışması şart değildir.[81]
16.02.2009 tarihinden beri 3294 defa okundu. Son takip: 21.11.2024 - 09:48