Nefs

Nefs, bir şeyin zâtı ve kendisi demektir. Ruh ve kalp manasına da gelir. Özellikle nefs, kişi ve ruh manalarına geldiği için bazı kim­seler bundan ruhun ebedî oldu­ğunu anlamışlardır. "Her nefis ölümü tadacaktır"[82] ayetinde olduğu gibi tat­mak bir hayat eseridir ve zevk anında tadıcının baki, yaşıyor ol­duğunu ifade eder. Ayet "her ne­fis, bedeninin ölümünü tadacak­tır" demek olur. Bazı müfessirler bunun zorlama bir yorum oldu­ğunu söylemişler. "Zâikatü'l-mevt" ifadesinin ölecek demek ol­duğu açıktır. Belli ki tadan kim ise ölen o olacaktır. Ruhun ölmediği ile ilgili çeşitli deliller ortaya kon­sa da, genelde ruhların ölmediği konusu ne aklen ne de naklen tam olarak ispatlanmış değildir. Böyle bir zorunluluk sabit değildir. Zemahşerî, nefislerden mak­sadın, ruh ile bedenin ortak adı olduğunu söylemiş ve "nefisler, insanların kendileridir, Zümer: 39/42 ayetlerindeki 'nefislerin alınması', insanın öldürülmesi, yani, hisse­den, anlayan bir hayat sahibi ol­masını sağlayan organların, par­çaların alınması demektir. Sağlığı yok edilince sanki kendisi de yok edilmiştir. Çünkü Allah, ölümü, uykuyu hep nefislere bağlamış­tır." demiştir. Nefis, kendisiyle akıl ve tem­yiz yapılan, ruh ise teneffüs ve ha­reket yapılandır. Ölümde ikisi de alınır. Uykuda ise yalnız nefis alı­nır. Manevî hayatın esası olan ru­ha nefis denmiştir. Nefis, kendini duyan, kendine ve kendindekine vicdanı olan, yani "ben" şuuruna sahip olan zat demektir. Şeriat geleneğinde nefs ise, şehvet ve gazabın başlangıcı olan kuvvei nefsaniyye demektir. [83]


16.02.2009 tarihinden beri 2655 defa okundu. Son takip: 21.11.2024 - 09:13