Sübhâne

Sübhâne[361] kelimesi, Zemahşerî’ye göre tesbihin özel is­midir. Erkek kişiye isim olur: Os­man gibi. Sonunun üstün olması izhari metruk bir gizli fiil iledir. Takdiri "esbahe Allahe sübhane"dir. "Sübhane", so a fiil yeri­ne konmuş, onun yerini tutmuş­tur. Bu kelime, Allah düşmanları­nın ona yaklaştırdıkları çirkin iş­lerin tümünden açık bir tenzihe, tüm iddia ve iftiralarını reddet­meye delil olmaktadır. Bunda asıl amaç, şaşırtıcı ve görkemli bir sanat görüldüğü za­man Allah'ı tesbih etmektir. Daha so a şaşınlınca kullanılan bir söz­cük haline gelmiştir. Bununla bir­likte hayret makamında da kulla­nılır. Bazıları bu kullanımda tesbih anlamının kaybolacağını sanmışlarsa da bu doğru değildir. Çünkü asıl olan hayret üzere tesbihtir. Bununla birlikte, "sübhan"ın Osman gibi özel isim olmasına ili­şenler, özel isim olmasını tamla­ma durumu dışındaki durumlara tahsis edenler de olmuştur. Bu ne­denle Kadı Beydâvî, "ismen littesbihi" demekle yetinmiştir. Kâmûs sahibi Besâir'e göre de, tesbih Al­lah'ı takdis etmek olup "sebehe"den alınmıştır. Allah'a ibadet­te acele etmek manasında kulla­nılmış olup, ondan so a bütün sözlü ve yazılı ibadetlerde kulla­nılmıştır. "Sübhâne" kelimesi de aslın­da "gufrâne" gibi masdardır, da­ha so a tesbihin ismi olmuştur. Tesbih fiilinin sülâsisi kullanılma­dığından masdar yerine konul­muş isim denilmiştir. Bu nedenle "sübhâne"yi Ebu's-Suûd'un nak­lettiği gibi, tenzih ile değil, tenezzüh (noksanlıklardan uzak tut­ma) şeklinde yorumlamak daha anlamlıdır. Kısacası "sübhân", Allah'ın zâtının temizliğini ve kutsallığını ifade eder. Biz de buna sübhaniyet diyebiliriz. Çünkü Sübhan, Allah'ın esmâ-î hüsnâsından da olur. [362]


16.02.2009 tarihinden beri 3100 defa okundu. Son takip: 20.11.2024 - 11:17