a37c
a37c- Savaşta
Komutanın Emrine Uyma
Nice peygamberler vardı ki,
beraberinde birçok Allah erleri bulunduğu halde savaştılar da, bunlar, Allah
yolunda başlarına gelenlerden dolayı gevşeklik ve zaaf göstermediler, boyun
eğmediler. Allah sabredenleri sever. (Al-i İmran: 3/146)
Siz Allah'ın izni ile
düşmanlarınızı öldürürken, Allah, size olan vaadini yerine getirmiştir. Nihayet,
öyle bir an geldi ki, Allah arzuladığınızı (galibiyeti) size gösterdikten sonra
zaafa düştünüz; (Peygamberin verdiği) emir konusunda tartışmaya kalkıştınız ve
âsi oldunuz. Dünyayı isteyeniniz de vardı, ahireti isteyeniniz de vardı. Sonra
Allah, denemek için sizi onlardan (onları mağlup etmekten) alıkoydu. Ve andolsun
sizi bağışladı. Zaten Allah, müminlere karşı çok lütufkârdır. (Al-i İmran:
3/152)
O zaman Peygamber arkanızdan
sizi çağırdığı halde siz, durmadan (savaş alanından) uzaklaşıyor, hiç kimseye
dönüp bakmıyordunuz. (Allah) size keder üstüne keder verdi ki, bundan dolayı
gerek elinizden gidene, gerekse başınıza gelenlere üzülmeyesiniz. Allah
yaptıklarınızdan haberdardır. (Al-i İmran: 3/153)
Yara aldıktan sonra yine
Allah'ın ve Peygamber'in çağrısına uyanlar (özellikle) bunların içlerinden
iyilik yapanlar ve takvâ sahibi olanlar için pek büyük bir mükâfat vardır. (Al-i
İmran: 3/172)
Ey iman edenler! Allah'a itaat
edin. Peygamber'e ve sizden olan ülülemre (idarecilere) de itaat edin. Eğer bir
hususta anlaşmazlığa düşerseniz -Allah'a ve ahirete gerçekten inanıyorsanız- onu
Allah'a ve Resûl'e götürün (onların talimatına göre halledin); bu hem hayırlı,
hem de netice bakımından daha güzeldir. (Nisa: 4/59)
|