Hz
Hz. Yusuf-Kuyu ve
Zindan
İçlerinden bir
sözcü dedi ki: "Eğer (mutlaka bir şey) yapacaksanız, öldürmeyin Yusuf'u, onu
kuyunun derinliklerine bırakıverin de bir yolcu kafilesi alsın." (Yusuf Suresi,
10)
Nitekim onu
götürdükleri ve kuyunun derinliklerine atmaya topluca davrandıkları zaman, biz
ona (şöyle) vahyettik: "Andolsun, sen onlara kendileri, farkında değilken bu
yaptıklarını haber vereceksin." (Yusuf Suresi, 15)
Bir yolcu-kafilesi
geldi, sucularını (kuyuya su almak için) gönderdiler. O da kovasını sarkıttı.
"Hey müjde... Bu bir çocuk." dedi. Ve onu (kuyudan çıkarıp) 'ticaret konusu bir
mal' olarak sakladılar. Oysa Allah, yapmakta olduklarını bilendi. (Yusuf Suresi,
19)
(Yusuf) Dedi ki:
"Rabbim, zindan, bunların beni kendisine çağırdıkları şeyden bana daha
sevimlidir. Kurdukları düzeni benden uzaklaştırmazsan, onlara (korkarım) eğilim
gösterir, (böylece) cahillerden olurum." (Yusuf Suresi, 33)
Onunla birlikte
iki genç de zindana girmişti. Biri: "Ben (rüyamda) kendimi şarap sıkıyorken
gördüm." dedi. Öbürü: "Ben de kendimi başımın üstünde ekmek taşıyorken gördüm;
kuş da ondan yemekteydi" dedi. "Bunun yorumundan bize haber ver. Doğrusu biz
seni, iyilik yapanlardan görmekteyiz." (Yusuf Suresi, 36)
"Ey zindan
arkadaşlarım, birbirinden ayrı (bir sürü) Rabler mi daha hayırlıdır, yoksa
kahhar (kahredici) olan bir tek Allah mı?" (Yusuf Suresi, 39)
"Ey zindan
arkadaşlarım, ikinizden biri efendisine şarap içirecek, diğeri ise asılacak, kuş
onun başından yiyecek. İşte hakkında fetva istemekte olduğunuz iş (artık) olup
bitmiştir." İkisinden kurtulacağını sandığı kişiye dedi ki: "Efendinin katında
beni hatırla." Fakat şeytan, efendisine hatırlatmayı ona unutturdu, böylece daha
nice yıllar (Yusuf) zindanda kaldı. (Yusuf Suresi, 41-42)
|