b40
b40- Öfke
b40a- Allah’ın
Gazabı
(Hûd) dedi ki: "Üzerinize
Rabbinizden bir azap ve bir hışım inmiştir. Haklarında Allah'ın hiçbir delil
indirmediği, sadece sizin ve atalarınızın taktığı kuru isimler hususunda benimle
tartışıyor musunuz? Bekleyin öyleyse, şüphesiz ben de sizinle beraber
bekleyenlerdenim!" (A’raf: 7/71)
Musa, kızgın ve üzgün bir halde
kavmine dönünce: "Benden sonra arkamdan ne kötü işler yapmışsınız! Rabbinizin
emrini (beklemeyip) acele mi ettiniz?" dedi. Tevrat levhalarını yere attı ve
kardeşinin (Harun'un) başını tutup kendine doğru çekmeye başladı. (Kardeşi):
"Anam oğlu! Bu kavim beni cidden zayıf gördüler ve nerede ise beni
öldüreceklerdi. Sen de düşmanları bana güldürme ve beni bu zalim kavimle beraber
tutma!" dedi. (A’raf: 7/150)
Musa'nın öfkesi dinince
levhaları aldı. Onlardaki yazıda Rablerinden korkanlar için hidayet ve rahmet
(haberi) vardı. (A’raf: 7/154)
Bunun üzerine Musa, öfkeli ve
üzüntülü olarak kavmine döndü. Ey kavmim! dedi, Rabbiniz size güzel bir vaatte
bulunmamış mıydı? Şu halde size zaman mı çok uzun geldi, yoksa üstünüze
Rabbinizin gazabının inmesini mi istediniz ki, bana olan vadinizden döndünüz? (Taha:
20/86)
Zünnûn'u da (Yunus'u da
zikret). O öfkeli bir halde geçip gitmişti; bizim kendisini asla
sıkıştırmayacağımızı zannetmişti. Nihayet karanlıklar içinde: "Senden başka
hiçbir tanrı yoktur. Seni tenzih ederim. Gerçekten ben zalimlerden oldum!" diye
niyaz etti. (Enbiya: 21/87)
|