Hz
Hz. Nuh’un,
Kavmine Karşı Tavrı
Kavminden, ileri
gelen inkârcılar: "Biz seni yalnızca bizim gibi bir beşerden başkası görmüyoruz;
sana, sığ görüşlü olan en aşağılıklarımızdan başkasının uyduğunu görmüyoruz ve
sizin bize bir üstünlüğünüzü de görmüyoruz. Aksine, biz sizi yalancılar
sanıyoruz" dedi. Dedi ki: "Ey Kavmim, görüşünüz nedir söyleyin? Eğer ben
Rabbimden apaçık bir belge üzerinde isem ve Rabbim bana kendi katından bir
rahmet vermiş de (bu,) sizin gözlerinizden saklı tutulmuşsa? Siz bunu
istemiyorken biz sizi buna zorlayacak mıyız? Ey Kavmim, ben sizden buna karşılık
bir mal istemiyorum. Benim ecrim, yalnızca Allah'a aittir. Ben iman edenleri
kovacak değilim. Onlar gerçekten Rablerine kavuşacaklar. Ancak ben sizi,
cahillik etmekte olan bir kavim görüyorum. Ey kavmim, ben onları kovarsam,
Allah'tan (gelecek azaba karşı) bana kim yardım edecek? Hiç düşünmez misiniz?
Ben size Allah'ın hazineleri yanımdadır demiyorum, gaybı da bilmiyorum. Melek
olduğumu söylemiyorum ve gözlerinizin aşağılık gördüklerine, Allah kesin olarak
bir hayır vermez de demiyorum. Nefislerinde olanı Allah daha iyi bilir. Bu
durumda (bunun aksini yaparsam) gerçekten o zaman zalimlerdenim (demek)dir."
(Hud Suresi, 27-31)
Kavmimin önde
gelenleri: "Gerçekte biz seni açıkça bir 'şaşırmışlık ve sapmışlık' içinde
görüyoruz" dediler. O: "Ey kavmim, bende bir ‘şaşırmışlık ve sapmışlık’ yoktur;
ama ben alemlerin Rabbinden bir elçiyim." dedi. "Size Rabbimin risaletini tebliğ
ediyorum. (Ayrıca) Size öğüt veriyor ve sizin bilmediklerinizi ben Allah'tan
biliyorum. Sakınıp rahmete kavuşmanız için, içinizden sizi uyarıp korkutacak bir
adam aracılığı ile bir zikir (Kitap) gelmesine mi şaştınız?" (Araf Suresi,
60-63)
Dediler ki: "Ey
Nuh, bizimle çekişip-durdun, bu çekişmede ileri de gittin. Eğer doğru
söylüyorsan, bize vadettiğini getir (görelim.)" Dedi ki: "Eğer dilerse, onu size
Allah getirir ve siz (O'nu) aciz bırakacak değilsiniz. Eğer Allah sizi azdırmayı
dilemişse, ben size öğüt vermek istesem de, öğüdümün size yararı olmaz. O sizin
Rabbinizdir ve O'na döndürüleceksiniz." (Hud Suresi, 32-34)
Onlara Nuh'un
haberini oku. Hani kavmine demişti ki: "Ey kavmim, benim makamım ve Allah'ın
ayetleriyle hatırlatmalarım eğer size ağır geliyorsa ben, şüphesiz Allah'a
tevekkül etmişim. Artık siz ortaklarınızla toplanıp yapacağınız işi karara
bağlayın da işiniz size örtülü kalmasın (veya tasa konusu olmasın), sonra
hakkımdaki hükmünüzü -bana süre tanımaksızın- verin. (Yunus Suresi, 71)
Dediler ki: "Eğer
(bu söylediklerine) bir son vermeyecek olursan, gerçekten taşa tutulup
kovulacaksın." (Şuara Suresi, 116)
Nuh'a vahyedildi:
"Gerçekten iman edenlerin dışında, kesin olarak kimse inanmayacak. Şu halde
onların işlemekte olduklarından dolayı üzülme." (Hud Suresi, 36)
|