Ad Kavminin İnkar Etmede Israrı
Ad Kavminin İnkar
Etmede Israrı
Dediler ki: "Sen
bize yalnızca Allah'a kulluk etmemiz ve atalarımızın tapmakta olduklarınızı
bırakmamız için mi geldin? Eğer gerçekten doğru isen, bize vadettiğin şeyi
getir, bakalım." "Andolsun" dedi. "Rabbinizden üzerinize iğrenç bir azap ve
gazap gerekli kılındı. Allah'ın kendileri hakkında hiçbir delil indirmediği ve
sizin ile babalarınızın isimlendirdiği (düzüp uydurduğu) birtakım isimler (düzme
tanrılar ve kurallar) adına mı benimle mücadele ediyorsunuz? Öyleyse
bekleyedurun; şüphesiz, ben de sizlerle birlikte bekleyenlerdenim." (Araf
Suresi, 70-71)
Dediler ki: "Bizim
için fark etmez; öğüt versen de, öğüt verenlerden olmasan da." "Bu,
geçmiştekilerin 'geleneksel tutumundan başkası değildir. Ve biz azap görecek de
değiliz." (Şuara Suresi, 136-138)
Kendi kavminden,
inkâr edip ahirete kavuşmayı yalanlayan ve kendilerine, dünya hayatında refah
verdiğimiz önde gelenler dedi ki: "Bu, sizin benzeriniz olan bir beşerden
başkası değildir, kendisi de sizin yediklerinizden yemekte ve içtiklerinizden
içmektedir. Eğer sizin benzeriniz olan bir beşere boyun eğecek olursanız,
andolsun, siz gerçekten hüsrana uğrayanlar olursunuz. O, öldüğünüz, toprak ve
kemik haline geldiğiniz zaman, sizin mutlaka (yeniden diriltilip)
çıkarılacağınızı mı va'dediyor? Heyhat, size va'dedilen şeye heyhat...O (bütün
gerçek), yalnızca bizim (yaşamakta olduğumuz bu) dünya hayatımızdan ibarettir;
ölürüz ve yaşarız, biz diriltilecekler değiliz. O ise, yalnızca bir adam
(insan)dır, Allah'a karşı yalan uydurmaktadır, bizler de ona inanacak değiliz."
(Müminün Suresi, 33-38)
|