Hz
Hz. İbrahim ve Hz.
İsmail
Onu ve Lut'u
kurtarıp içinde, alemler (insanlık) için bereketler kıldığımız yere (ülkeye)
çıkardık. (Enbiya Suresi, 71)
Böylelikle,
onlardan ve Allah'tan başka taptıklarından kopup-ayrılınca ona İshak'ı ve (oğlu)
Yakup'u armağan ettik ve her birini peygamber kıldık. (Meryem Suresi, 49)
(İbrahim) Dedi ki:
"Şüphesiz ben, Rabbime gidiciyim; O, beni hidayete erdirecektir." "Rabbim, bana
salihlerden (olan bir çocuk) armağan et." Biz de onu halim bir çocukla
müjdeledik. Böylece (çocuk) onun yanında koşabilecek çağa erişince (İbrahim
ona): "Oğlum" dedi. "Gerçekten ben seni rüyamda boğazlıyorken gördüm. Bir bak,
sen ne düşünüyorsun." (Oğlu İsmail) Dedi ki: "Babacığım, emrolunduğun şeyi yap.
İnşaallah, beni sabredenlerden bulacaksın." Sonunda ikisi de (Allah’ın emrine ve
takdirine) teslim olup (babası, İsmail’i kurban etmek için) onu alnı üzerine
yatırdı. Biz ona: "Ey İbrahim" diye seslendik. "Gerçekten sen, rüyayı
doğruladın. Şüphesiz Biz, ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz." Doğrusu bu,
apaçık bir imtihandı. Ve ona büyük bir kurbanı fidye olarak verdik. Sonra
gelenler arasında ona (hayırlı ve şerefli bir isim) bıraktık. İbrahim’e selam
olsun. Biz, ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz. Şüphesiz o, Bizim mümin
olan kullarımızdandır. (Saffat Suresi, 99-111)
Rabbi ona: "Teslim
ol" dediğinde (O:) "Alemlerin Rabbine teslim oldum" demişti. (Bakara Suresi,
131)
|