Mümin Kişinin Firavun ve Kavmini İmana Davet Etmesi
Mümin
Kişinin Firavun ve Kavmini İmana Davet Etmesi
"Göklerin yollarına. Böylelikle Musa'nın ilahına çıkabilirim. Çünkü ben, onun
yalancı olduğunu sanıyorum." işte Firavun'a, kötü ameli böyle çekici kılındı ve
yoldan alıkonuldu. Firavun'un hileli-düzeni, 'yıkım ve kayıpta' olmaktan başka
(bir şey) olmadı. İman eden (adam) dedi ki: "Ey Kavmim, siz bana tabi olun, ben
sizi doğru yola iletip-yönelteyim. Ey kavmim, gerçekten bu dünya hayatı,
yalnızca bir meta (kısa süreli bir yararlanma)dır. şüphesiz ahiret, (asıl) karar
kılınan yurt odur. Kim bir kötülük işlerse, kendi mislinden başkasıyla ceza
görmez; kim de -erkek olsun, dişi olsun- bir mü'min olarak salih bir amelde
bulunursa, işte onlar, içinde hesapsız olarak rızıklandırılmak üzere cennete
girerler. Ey kavmim, ne oluyor ki ben sizi kurtuluşa çağırıyorken, siz beni
ateşe çağırıyorsunuz. Siz beni Allah'a (karşı) inkâr etmeye ve hakkında bilgim
olmayan şeyleri O'na şirk koşmaya çağırıyorsunuz. Ben ise sizi, üstün ve güçlü
olan, bağışlayan (Allah')a çağırıyorum. İmkanı yok; gerçekten sizin beni
kendisine çağırmakta olduğunuz şeyin, dünyada da, ahirette de çağrıda bulunma
(yetkisi, gücü, değeri ve bağışlama)sı yoktur. şüphesiz, bizim dönüşümüz
Allah'adır. Ölçüyü taşıranlar, onlar ateşin halkıdırlar. İşte size
söylediklerimi yakında hatırlayacaksınız. Ben de işimi Allah'a bırakıyorum.
şüphesiz Allah, kulları pek iyi görendir." (Mümin Suresi, 37-44)
|