Allah
Allah’ın Üzerine
Yemin Ettiği Şeyler
Rabbine andolsun,
onların tümüne (bunu) soracağız. (Hicr Suresi, 92)
Andolsun, onların
söylemekte olduklarına karşı senin göğsünün daraldığını biliyoruz. (Hicr
Suresi, 97)
Andolsun hikmetli
Kur'an'a, (Yasin Suresi, 2)
Saflar halinde
dizilenlere andolsun, haykırıp sürükleyenlere, zikir okuyanlara, (Saffat Suresi,
1-3)
Sad, Zikir dolu
Kur'an'a andolsun; (Sad Suresi, 1)
Apaçık Kitab’a
andolsun; (Zuhruf Suresi, 2)
Tozu dumana katıp
savuran (rüzgar)lara, derken, ağır yük taşıyan (bulut)lara. Sonra kolaylıkla
akıp gidenlere, Sonra iş(ler)i taksim edenlere andolsun. (Zariyat Suresi, 1-4)
'Özen içinde
yollar ve yörüngelerle donatılmış' göğe andolsun; (Zariyat Suresi, 7)
İşte, göğün ve
yerin Rabbine andolsun ki, şüphesiz, o (size va'dedilen) sizin (aranızda)
konuştuklarınız kadar, elbette kesin bir gerçektir. (Zariyat Suresi, 23)
Tur'a andolsun.
Satır (satır) dizili kitaba, yayılmış ince deri üzerine; ma'mur eve,
yükseltilmiş tavana, kabarıp, tutuşan denize, (Tur Suresi, 1-6)
Battığı zaman
yıldıza andolsun; (Necm Suresi, 1)
Hayır, yıldızların
yer (mevki)lerine yemin ederim. Şüphesiz bu, eğer bilirseniz gerçekten büyük bir
yemindir. (Vakıa Suresi, 75-76)
Nun. Kaleme ve
satır satır yazdıklarına andolsun. (Kalem Suresi, 1)
Hayır;
gördüklerinize yemin ederim, görmediklerinize de. (Hakka Suresi, 38-39)
Artık, doğuların
ve batıların Rabbine yemin ederim; Biz gerçekten güç yetireniz; (Mearic Suresi,
40)
Hayır; aya
andolsun, dönüp gittiği zaman geceye, ağardığı zaman sabaha, (Müddessir Suresi,
32-34)
Hayır, kalkış
(kıyamet) gününe and ederim. Ve yine hayır; kendini kınayıp duran nefse de and
ederim. (Kıyamet Suresi, 1-2)
Birbiri ardınca
gönderilenlere andolsun; derken kökünden koparıp savuranlara. Yaydıkça
yayanlara. Böylece ayırdıkça ayıranlara, zikr (vahy, öğüt) bırakanlara; (Mürselat
Suresi, 1-5)
Ta en derinden
acıyla sökerek çıkaranlara andolsun. Yumuşacık çekip alanlara, yüzdükçe yüzerek
gidenlere, öncü olarak yarışıp geçenlere, derken işi bir düzen içinde evirip
çevirenlere, (Nazi’at Suresi, 1-5)
Artık hayır; yemin
ederim (gündüz) sinip (gece) dönen (gezegen)lere, bir akış içinde yerini
alanlara; kararmaya ilk başladığı zaman, geceye andolsun, ve nefes almaya
başladığı zaman, sabaha; (Tekvir Suresi, 15-18)
Yoo, şafak-vaktine
yemin ederim, geceye ve toplayıp-taşıdığı şeylere, ondördüne girdiği zaman aya;
(İnşikak Suresi, 16-18)
Burçları olan göğe
andolsun, o vadedilen güne, şahid olana (görene) ve şahit olunana (görülene). (Büruc
Suresi, 1-3)
Göğe ve Tarık'a
andolsun, Tarık'ın ne olduğunu sana bildiren nedir? (Karanlığı) Delen yıldızdır.
(Tarık Suresi, 1-3)
Dönüşlü olan göğe
andolsun. Yarılan yere de. (Tarık Suresi, 11-12)
Fecre andolsun, on
geceye, çifte ve tek'e, akıp-gittiği zaman geceye, bunlarda, akıl sahibi olan
için bir yemin var, değil mi? (Fecr Suresi, 1-5)
Hayır; bu şehre
yemin ederim, ki sen, bu şehirde oturmakta iken, babaya ve doğan-çocuğa da. (Beled
Suresi, 1-3)
Güneşe ve onun
parıltısına andolsun, onu izlediği zaman aya, onu (güneş) parıldattığı zaman
gündüze, onu sarıp-örttüğü zaman geceye, göğe ve onu bina edene, yere ve onu
yayıp döşeyene, nefse ve ona 'bir düzen içinde biçim verene', sonra ona fücurunu
(sınır tanımaz günah ve kötülüğünü) ve ondan sakınmayı ilham edene (andolsun).
(Şems Suresi, 1-8)
Sarıp-örttüğü
zaman geceye andolsun, parıldayıp-aydınlandığı zaman gündüze, erkeği ve dişiyi
yaratana; gerçekten sizin çabalarınız (çelişkili, parça parça) darmadağınıktır.
(Leyl Suresi, 1-4)
Kuşluk vaktine
andolsun, 'karanlığı iyice çöktüğü' zaman geceye, (Duha Suresi, 1-2)
İncire ve zeytine
andolsun, sina dağına, ve şu emin beldeye (güvenilir şehre). (Tin Suresi, 1-3)
Soluk soluğa koşan
(at)lara andolsun, (tırnaklarıyla) ateş saçanlara, sabah vakti baskın yapanlara.
Derken, orada tozu dumana katanlara, bununla bir (düşman) topluluğun orta yerine
kadar dalanlara. (Adiyat Suresi, 1-5)
Asra andolsun; (Asr
Suresi, 1)
|