2k3c
2k3c- Nuh’un
Eziyetlere Maruz Kalması
Kavminden ileri gelenler
dediler ki: Biz seni gerçekten apaçık bir sapıklık içinde görüyoruz! (A’raf:
7/60)
Dedi ki: "Ey kavmim! Bende
herhangi bir sapıklık yoktur; fakat ben, âlemlerin Rabbi tarafından gönderilmiş
bir elçiyim. (A’raf: 7/61)
Onlara Nuh'un haberini oku:
Hani o kavmine demişti ki: "Ey kavmim! Eğer benim (aranızda) durmam ve Allah'ın
âyetlerini hatırlatmam size ağır geldi ise, ben yalnız Allah'a dayanıp
güvenirim. Siz de ortaklarınızla beraber toplanıp yapacağınızı kararlaştırın.
Sonra işiniz başınıza dert olmasın. Bundan sonra (vereceğiniz) hükmü, bana
uygulayın ve bana mühlet de vermeyin." (Yunus: 10/71)
Kavminden ileri gelen kafirler
dediler ki: "Biz seni sadece bizim gibi bir insan olarak görüyoruz. Bizden,
basit görüşle hareket eden alt tabakamızdan başkasının sana uyduğunu görmüyoruz.
Ve sizin bize karşı bir üstünlüğünüzü de görmüyoruz. Bilakis sizin yalancılar
olduğunuzu düşünüyoruz." (Hud: 11/27)
Dediler ki: Ey Nuh! Bizimle
mücadele ettin ve bize karşı mücadelede çok ileri gittin. Eğer doğrulardan isen,
kendisiyle bizi tehdit ettiğini (azabı) bize getir! (Hud: 11/32)
Sizden öncekilerin, Nuh, Âd ve
Semûd kavimlerinin ve onlardan sonrakilerin haberleri size gelmedi mi? Onları
Allah'tan başkası bilmez. Peygamberleri kendilerine mucizeler getirdi de onlar,
ellerini peygamberlerinin ağızlarına bastılar ve dediler ki: Biz, size
gönderileni inkar ettik ve bizi kendisine çağırdığınız şeye karşı derin bir
kuşku içindeyiz. (İbrahim: 14/9)
Bunun üzerine, kavminin inkarcı
ileri gelenleri şöyle dediler: "Bu, tıpkı sizin gibi bir beşer olmaktan başka
bir şey değildir. Size üstün ve hâkim olmak istiyor. Eğer Allah (peygamber
göndermek) isteseydi, muhakkak ki melekler gönderirdi. Biz geçmişteki
atalarımızdan böyle bir şey duymadık." (Mü’minun: 23/24)
"Bu, yalnızca kendisinde
delilik bulunan bir kimsedir. Öyle ise, bir süreye kadar ona katlanıp bekleyin
bakalım." (Mü’minun: 23/25)
(Nuh), Rabbim! dedi, beni
yalanlamalarına karşı bana yardım et! (Mü’minun: 23/26)
Nuh kavmine gelince,
peygamberleri yalancılıkla itham ettiklerinde onları, suda boğduk ve kendilerini
insanlar için bir ibret yaptık. Zalimler için acıklı bir azap hazırladık. (Furkan:
25/37)
Nuh kavmi de peygamberleri
yalancılıkla suçladılar. (Şuara: 26/105)
Onlar şöyle cevap verdiler:
Sana düşük seviyeli kimseler tâbi olup dururken, biz sana iman eder miyiz hiç! (Şuara:
26/111)
Nuh dedi ki: Onların yaptıkları
hakkında bilgim yoktur. (Şuara: 26/112)
Onların hesabı ancak Rabbime
aittir. Bir düşünseniz! (Şuara: 26/113)
Dediler ki: Ey Nuh! (Bu
davadan) vazgeçmezsen, iyi bil ki, taşlanmışlardan olacaksın! (Şuara: 26/116)
Nuh: Rabbim! dedi, kavmim beni
yalancılıkla suçladı. (Şuara: 26/117)
Artık benimle onların arasında
sen hükmünü ver. Beni ve beraberimdeki müminleri kurtar. (Şuara: 26/118)
Onlardan önce Nuh kavmi, Âd
kavmi, kazıklar sahibi Firavun, Semûd, Lût kavmi ve Eyke halkı da peygamberleri
yalanladılar. İşte bunlar da (peygamberlere karşı) birleşen topluluklardır. (Sad:
38/12-13)
Onlardan önce Nuh kavmi, Ress
halkı ve Semûd da yalanlamıştı. (Kaf: 50/12)
Daha önce de çok zalim ve pek
azgın olan Nuh kavmini (helâk etmişti). (Necm: 53/52)
Onlardan önce Nuh'un kavmi de
yalanladı, hem de kulumuzun yalancı olduğunda ısrar ederek: O, delirdi, dediler.
Ve (Nuh, davetten vazgeçmeye) zorlandı. (Kamer: 54/9)
Bunun üzerine, Rabbine: Ben
yenik düştüm, bana yardım et! diyerek yalvardı. (Kamer: 54/10)
Allah, inkar edenlere, Nuh'un
karısı ile Lût'un karısını misal verdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki salih
kişinin nikâhları altında iken onlara hainlik ettiler. Kocaları Allah'tan gelen
hiçbir şeyi onlardan savamadı. Onlara: Haydi, ateşe girenlerle beraber siz de
girin! denildi. (Tahrim: 66/10)
Fakat benim davetim, ancak
kaçmalarını arttırdı. (Nuh: 71/6)
Gerçekten de, (imana gelmeleri
ve böylece) günahlarını bağışlaman için onları ne zaman davet ettiysem,
parmaklarını kulaklarına tıkadılar, (beni görmemek için) elbiselerine
büründüler, ayak dirediler, kibirlendikçe kibirlendiler. (Nuh: 71/7)
(Öğütlerinin fayda vermemesi
üzerine) Nuh: Rabbim! dedi, doğrusu bunlar bana karşı geldiler de, malı ve
çocuğu kendi ziyanını arttırmaktan başka işe yaramayan kimseye uydular. (Nuh:
71/21)
Bunlar da, büyük hileler, büyük
desiseler kurdular! (Nuh: 71/22)
Ve dediler ki: Sakın
ilâhlarınızı bırakmayın; hele Ved'den, Suvâ'dan, Yeğûs'tan, Ye'ûk'tan ve
Nesr'den asla vazgeçmeyin! (Nuh: 71/23)
(Böylece) onlar gerçekten
birçoklarını saptırdılar. (Rabbim!) Sen de bu zalimlerin ancak şaşkınlıklarını
arttır! (Nuh: 71/24)
Nuh: "Rabbim! dedi, yeryüzünde
kafirlerden hiç kimseyi bırakma!" (Nuh: 71/26)
"Çünkü sen onları bırakırsan
kullarını saptırırlar; yalnız ahlâksız, nankör (insanlar) doğururlar
(yetiştirirler)." (Nuh: 71/27)
|