2k12b
2k12b- Yusuf ve
Kardeşleri
Andolsun ki Yusuf ve
kardeşlerinde, (almak) isteyenler için ibretler vardır. (Yusuf: 12/7)
(Kardeşleri) dediler ki:
Yusuf'la kardeşi (Bünyamin) babamıza bizden daha sevgilidir. Halbuki biz
kalabalık bir cemaatiz. Şüphesiz ki babamız apaçık bir yanlışlık içindedir.
(Yusuf: 12/8)
(Aralarında dediler ki:)
Yusuf'u öldürün veya onu (uzak) bir yere atın ki babanızın teveccühü yalnız size
kalsın! Ondan sonra da (tevbe ederek) salih kimseler olursunuz! (Yusuf: 12/9)
Onlardan biri: Yusuf'u
öldürmeyin, eğer mutlaka yapacaksanız onu kuyunun dibine atın da geçen
kervanlardan biri onu alsın (götürsün), dedi. (Yusuf: 12/10)
Dediler ki: "Ey babamız! Niçin
Yusuf hakkında bize güvenmiyorsun! Oysa ki biz onun iyiliğini istemekteyiz.
(Yusuf: 12/11)
Yarın onu bizimle beraber
(kıra) gönder de bol bol yesin (içsin), oynasın. Biz onu mutlaka koruruz."
(Yusuf: 12/12)
(Babaları) dedi ki: Onu
götürmeniz beni mutlaka üzer. Siz ondan habersizken onu bir kurdun yemesinden
korkarım. (Yusuf: 12/13)
Dediler ki: Hakikaten biz
(kuvvetli) bir topluluk olduğumuz halde, eğer onu kurt yerse, o zaman biz
gerçekten âciz kimseler sayılırız. (Yusuf: 12/14)
Onu götürüp de kuyunun dibine
atmaya ittifakla karar verdikleri zaman, biz Yusuf'a: Andolsun ki sen onların bu
işlerini onlar (işin) farkına varmadan, kendilerine haber vereceksin, diye
vahyettik. (Yusuf: 12/15)
Akşamleyin ağlayarak babalarına
geldiler. (Yusuf: 12/16)
Ey babamız! dediler, biz
yarışmak üzere uzaklaştık: Yusuf'u eşyamızın yanında bırakmıştık. (Ne yazık ki)
onu kurt yemiş! Fakat biz doğru söyleyenler olsak da sen bize inanmazsın.
(Yusuf: 12/17)
Gömleğinin üstünde sahte bir
kan ile geldiler. (Ya'kub) dedi ki: Bilakis nefisleriniz size (kötü) bir işi
güzel gösterdi. Artık (bana düşen) hakkıyla sabretmektir. Anlattığınız
karşısında (bana) yardım edecek olan, ancak Allah'tır. (Yusuf: 12/18)
Yusuf'un kardeşleri gelip onun
huzuruna girdiler, (Yusuf) onları tanıdı, onlar onu tanımıyorlardı. (Yusuf:
12/58)
(Yusuf) onların yüklerini
hazırlayınca dedi ki: "Sizin bababir kardeşinizi de bana getirin. Görmüyor
musunuz, ben ölçeği tam dolduruyorum ve ben misafirperverlerin en iyisiyim.
(Yusuf: 12/59)
Eğer onu bana getirmezseniz,
artık benim yanımda size verilecek bir ölçek (erzak) yoktur, bana hiç
yaklaşmayın!" (Yusuf: 12/60)
Dediler ki: Onu babasından
istemeye çalışacağız, kuşkusuz bunu yapacağız. (Yusuf: 12/61)
Eşyalarını açtıklarında
sermayelerinin kendilerine geri verildiğini gördüler. Dediler ki: Ey babamız!
Daha ne istiyoruz. İşte sermayemiz de bize geri verilmiş. (Onunla yine) ailemize
yiyecek getiririz, kardeşimizi koruruz ve bir deve yükü de fazla alırız. Çünkü
bu (seferki aldığımız) az bir miktardır. (Yusuf: 12/65)
Yusuf'un yanına girdiklerinde
öz kardeşini yanına aldı ve "Bilesin ki ben senin kardeşinim, onların
yaptıklarına üzülme" dedi. (Yusuf: 12/69)
(Yusuf) onların yükünü
hazırladığı zaman maşrabayı kardeşinin yükü içine koydu! (Kafile hareket
ettikten) sonra bir tellal: Ey kafile! Siz hırsızsınız! diye seslendi. (Yusuf:
12/70)
(Yusuf'un kardeşleri) onlara
dönerek: Ne arıyorsunuz? dediler. (Yusuf: 12/71)
(Kardeşleri) dediler ki: "Eğer
o çaldıysa, daha önce onun bir kardeşi de çalmıştı. "Yusuf bunu içinde sakladı,
onlara açmadı. (Kendi kendine) dedi ki: Siz daha kötü durumdasınız! Allah, sizin
anlattığınızı çok iyi bilir. (Yusuf: 12/77)
Ondan ümitlerini kesince,
(meseleyi) gizli görüşmek üzere ayrılıp (bir kenara) çekildiler. Büyükleri dedi
ki: "Babanızın sizden Allah adına söz aldığını, daha önce de Yusuf hakkında
işlediğiniz kusuru bilmiyor musunuz? Babam bana izin verinceye veya benim için
Allah hükmedinceye kadar bu yerden asla ayrılmayacağım. O hükmedenlerin en
hayırlısıdır. (Yusuf: 12/80)
Yusuf dedi ki: Siz,
cahilliğiniz yüzünden Yusuf ve kardeşine yaptıklarınızı biliyor musunuz? (Yusuf:
12/89)
Yoksa sen, gerçekten Yusuf
musun? dediler. O da: (Evet) ben Yusuf'um, bu da kardeşim. (Birbirimize
kavuşmayı) Allah bize lütfetti. Çünkü kim (Allah'tan) korkar ve sabrederse,
şüphesiz Allah güzel davrananların mükâfatını zayi etmez, dedi. (Yusuf: 12/90)
(Kardeşleri) dediler ki:
Allah'a andolsun, hakikaten Allah seni bize üstün kılmış. Gerçekten biz hataya
düşmüşüz. (Yusuf: 12/91)
(Yusuf) dedi ki: "Bugün sizi
kınamak yok, Allah sizi affetsin! O, merhametlilerin en merhametlisidir."
(Yusuf: 12/92)
"Şu benim gömleğimi götürün de
onu babamın yüzüne koyun, (gözleri) görecek duruma gelir. Ve bütün ailenizi bana
getirin." (Yusuf: 12/93)
(Oğulları) dediler ki: Ey
babamız! (Allah'tan) bizim günahlarımızın affını dile! Çünkü biz gerçekten
günahkârlar idik. (Yusuf: 12/97)
|