5b2
5b2- Kureyş’in
Müslümanlara Eziyet Etmesi
Sana haram ayı, yani onda
savaşmayı soruyorlar. De ki: O ayda savaşmak büyük bir günahtır. (İnsanları)
Allah yolundan çevirmek, Allah'ı inkar etmek, Mescid-i Haram'ın ziyaretine mâni
olmak ve halkını oradan çıkarmak ise Allah katında daha büyük günahtır. Fitne de
adam öldürmekten daha büyük bir günahtır. Onlar eğer güçleri yeterse, sizi
dininizden döndürünceye kadar size karşı savaşa devam ederler. Sizden kim,
dininden döner ve kafir olarak ölürse, onların yaptıkları işler dünyada da
ahirette de boşa gider. Onlar cehennemliktirler ve orada devamlı kalırlar.
(Bakara: 2/217)
Eğer siz (Uhud'da) bir acıya
uğradınızsa, (Bedir'de de düşmanınız olan) o kavim de benzer bir acıya
uğramıştır. O günleri biz insanlar arasında döndürür dururuz (zaferi bazen bir
topluma bazen öteki topluma nasip ederiz.) Ta ki Allah, iman edenleri ortaya
çıkarsın ve aranızdan şahitler edinsin. Allah zalimleri sevmez. (Al-i İmran:
3/140)
Andolsun ki, mallarınız ve
canlarınız konusunda imtihana çekileceksiniz; sizden önce kendilerine kitap
verilenlerden ve müşriklerden birçok üzücü sözler işiteceksiniz. Eğer sabreder
ve takvâ gösterirseniz, muhakkak ki bu, (yapılacak) işlerin en değerlisidir.
(Al-i İmran: 3/186)
Bunun üzerine Rableri, onların
dualarını kabul etti. (Dedi ki:) Ben, erkek olsun kadın olsun -ki hep
birbirinizdensiniz- içinizden, çalışan hiçbir kimsenin yaptığını boşa
çıkarmayacağım. Onlar ki, hicret ettiler, yurtlarından çıkarıldılar, benim
yolumda eziyete uğradılar, çarpıştılar ve öldürüldüler; andolsun, ben de onların
kötülüklerini örteceğim ve onları altlarından ırmaklar akan cennetlere
koyacağım. Bu mükâfat, Allah tarafındandır. Allah; karşılığın güzeli O'nun
katındadır. (Al-i İmran: 3/195)
Ey iman edenler! Sizden önce
kendilerine Kitap verilenlerden dininizi alay ve oyun konusu edinenleri ve
kafirleri dost edinmeyin. Allah'tan korkun; eğer müminler iseniz. (Maide: 5/57)
Namaza çağırdığınız zaman onu
alay ve eğlence konusu yaparlar. Bu davranış, onların düşünemeyen bir toplum
olmalarındandır. (Maide: 5/58)
(Ey müminler!) Verdikleri sözü
bozan, Peygamber'i (yurdundan) çıkarmaya kalkışan ve ilk önce size karşı savaşa
başlamış olan bir kavme karşı savaşmayacak mısınız; yoksa onlardan korkuyor
musunuz? Eğer (gerçek) müminler iseniz, bilin ki, Allah, kendisinden korkmanıza
daha lâyıktır. (Tevbe: 9/13)
Eğer siz ona (Resûlullah'a)
yardım etmezseniz (bu önemli değil); ona Allah yardım etmiştir: Hani, kafirler
onu, iki kişiden biri olarak (Ebu Bekir ile birlikte Mekke'den) çıkarmışlardı;
hani onlar mağaradaydı; o, arkadaşına: Üzülme, çünkü Allah bizimle beraberdir,
diyordu. Bunun üzerine Allah ona (sükûnet sağlayan) emniyetini indirdi, onu
sizin görmediğiniz bir ordu ile destekledi ve kafir olanların sözünü alçalttı.
Allah'ın sözü ise zaten yücedir. Çünkü Allah üstündür, hikmet sahibidir. (Tevbe:
9/40)
Eğer ceza verecekseniz, size
yapılan işkencenin misliyle ceza verin. Ama sabrederseniz, elbette o,
sabredenler için daha hayırlıdır. (Nahl: 16/126)
Sabret! Senin sabrın da ancak
Allah'ın yardımı iledir. Onlardan dolayı kederlenme; kurmakta oldukları tuzaktan
kaygı duyma! (Nahl: 16/127)
Biz, onların seni dinlerken ne
maksatla dinlediklerini, kendi aralarında fısıldaşırlarken de o zalimlerin:
"Siz, büyülenmiş bir adamdan başkasına uymuyorsunuz!" dediklerini çok iyi
biliriz. (İsra: 17/47)
Yine onlar, seni yurdundan
çıkarmak için nerdeyse dünyayı başına dar getirecekler. O takdirde, senin
ardından kendileri de fazla kalamazlar. (İsra: 17/76)
"Hayır, dediler, (bunlar) saçma
sapan rüyalardır: bilakis onu kendisi uydurmuştur; belki de o, şairdir. (Eğer
öyle değilse) bize hemen, öncekilere gönderilenin benzeri bir âyet getirsin."
(Enbiya: 21/5)
Bunlardan önce helâk ettiğimiz
hiçbir belde iman etmemişti; şimdi bunlar mı iman edecekler? (Enbiya: 21/6)
(Resûlüm!) Kafirler seni
gördükleri zaman: "Sizin ilâhlarınızı diline dolayan bu mu?" diyerek seni hep
alaya alırlar. Halbuki onlar, çok esirgeyici Allah'ın Kitabını inkar edenlerin
ta kendileridir. (Enbiya: 21/36)
Onlar, başka değil, sırf
"Rabbimiz Allah'tır" dedikleri için haksız yere yurtlarından çıkarılmış
kimselerdir. Eğer Allah, bir kısım insanları (kötülüklerini) diğer bir kısmı ile
defedip önlemeseydi, mutlak surette, içlerinde Allah'ın ismi bol bol anılan
manastırlar, kiliseler, havralar ve mescitler yıkılır giderdi. Allah, kendisine
(kendi dinine) yardım edenlere muhakkak surette yardım eder. Hiç şüphesiz Allah,
güçlüdür, galiptir. (Hac: 22/40)
İnkâr edenler: Bu (Kur'an),
olsa olsa onun (Muhammed'in) uydurduğu bir yalandır. Başka bir zümre de bu
hususta kendisine yardım etmiştir, dediler. Böylece onlar hiç şüphesiz
haksızlığa ve iftiraya başvurmuşlardır. (Furkan: 25/4)
(Resûlüm!) Onların yüzünden
tasalanma, kurmakta oldukları tuzaklardan ötürü sıkıntı duyma. (Neml: 27/70)
Kafirler, iman edenlere: Bizim
yolumuza uyun, sizin günahlarınızı biz yüklenelim, derler. Halbuki onların
hiçbir günahını yüklenecek değillerdir. Gerçekte onlar, kesinlikle yalan
söylemektedirler. (Ankebut: 29/12)
Halbuki daha önce onu (hakkı)
inkar etmişlerdi. Uzak bir yerden gayb hakkında atıp tutuyorlardı. (Sebe: 34/53)
Senin şehrinden -ki ora (halkı)
seni çıkardı- daha kuvvetli nice şehirleri yok ettik; onlara bir yardım eden de
çıkmadı. (Muhammed: 47/13)
Yoksa onlar: (O,) bir şairdir;
onun, zamanın felâketlerine uğramasını bekliyoruz mu diyorlar? (Tur: 52/30)
Yahut bir tuzak mı kurmak
istiyorlar? Asıl tuzağa düşecek olanlar, inkar edenlerdir. (Tur: 52/42)
Ey iman edenler! Eğer benim
yolumda savaşmak ve rızamı kazanmak için çıkmışsanız, benim de düşmanım, sizin
de düşmanınız olanlara sevgi göstererek, gizli muhabbet besleyerek onları dost
edinmeyin. Oysa onlar, size gelen gerçeği inkar etmişlerdir. Rabbiniz Allah'a
inandığınızdan dolayı Peygamber'i de sizi de yurdunuzdan çıkarıyorlar. Ben,
sizin saklı tuttuğunuzu da, açığa vurduğunuzu da en iyi bilenim. Sizden kim bunu
yaparsa (onları dost edinirse) doğru yoldan sapmış olur. (Mümtehine: 60/1)
Şayet onlar sizi ele
geçirirlerse, size düşman kesilecekler, size ellerini ve dillerini kötülükle
uzatacaklardır. Zaten inkar edivermenizi istemektedirler. (Mümtehine: 60/2)
Allah, yalnız sizinle din
uğrunda savaşanları, sizi yurtlarınızdan çıkaranları ve çıkarılmanız için onlara
yardım edenleri dost edinmenizi yasaklar. Kim onlarla dost olursa işte zalimler
onlardır. (Mümtehine: 60/9)
Allah'ın kulu, O'na yalvarmaya
(namaza) kalkınca, neredeyse onun etrafında keçe gibi birbirlerine geçeceklerdi.
(Cih: 72/19)
Şüphesiz günahkârlar, (dünyada)
iman edenlere gülerlerdi. (Mutaffifin: 83/29)
Onlarla karşılaştıklarında kaş
göz hareketiyle alay ederlerdi. (Mutaffifin: 83/30)
Ailelerine döndüklerinde,
(alaylarından dolayı) keyiflenerek dönerlerdi. (Mutaffifin: 83/31)
Müminleri gördüklerinde:
"Şüphesiz bunlar sapıtmış" derlerdi. (Mutaffifin: 83/32)
Halbuki onlar, müminleri
denetleyici olarak gönderilmediler. (Mutaffifin: 83/34)
|