Bağy
Bağy, hased ve zulüm demektir. Bu kelimenin aslı fesat manasınadır. Yara kötüleştiğinde, “Beğiye’l-cerh” denilir. Asmaî böyle açıklamıştır.[7] Bağy, haksızlıkla yükselmek, isteyerek teaddi (düşmanlık) etmek demektir. Sulh teşebbüsü yapıldığı, şüphe varsa giderildiği halde, birisi sulha yanaşmayıp hemen haksızlıkla üste çıkma hevesine kapılırsa "bağy" etmiş olur. İki Müslüman topluluktan biri "bağy" ederek diğer tarafla savaşa tutuşmuş ise diğer Müslüman topluluklara düşen görev Hucurat: 49/8 da (fekâtilû elletî tenbağî) "o vakit bağy olanla savaşın" şeklinde açıklanmıştır. [8] el-Bağy, dört şekilde tefsir edilir: 1. Zulm "İsm'i (zenbi/günahı) ve bağy'i (zulmü)..." [9] "Fahşadan, münkerden ve bağy'den (zulmden) nehyeder." [10] "Ve onlar-ki kendilerine bir bağy (zulm) isabet ettiğinde..." [11] 2. Ma'siyet (isyan, itaatsizlik) "Fakat onları necata çıkarınca, yeryüzünde haksız yere bağyederler (ma'siyet işlerler, isyan ederler). Ey insanlar! Bağyiniz (ma'siyetiniz, isyanınız) sadece kendi aleyhinizedir (onun zararı sizedir). (Bu yalnızca), dünya hayatının metaıdır." [12] 3. Hased/kıskançlık "Kendilerini sattıkları o şey ne kötüdür ki: bağy (hased) ederek Allah'ın indirdiklerine küfrettiler."[13] "Onlar ancak kendilerine ilm gelmesinin ardından aralarındaki bağy (hased/kıskançlık) sebebiyle ayrılığa düştüler." [14] 4. Zina "Anan da bağy (zinâkâr/zâniye) değildi." [15] "İffetli olmak istedikleri halde cariyelerinizi bağye (biğâ) (zinaya)[16] zorlamayın!" [17]
16.02.2009 tarihinden beri 5102 defa okundu. Son takip: 21.11.2024 - 09:28