Rabbu'l-'Âlemîn
Rabbu'l-'âlemîn, Allah'ın sıfatıdır. Bu terkibin dilimizde herkes tarafından bilinmesinden dolayı tercüme edilmesine gerek yoktur. Bunu "alemlerin rabbi" şekline sokmak mümkün ise de bunda fazla bir açıklık olmamakla beraber "lam"daki umumîlik, bilinen bir fert ile Allah'ın birliğini anlatan belirli bir isme izafet manaları noksan kalacaktır. Bu deyimi, "bütün alemlerin ve parçalarından her birinin bilinen yegâne rabbi" diye açıklamak ise, kısa ve öz anlatım yerine sözü uzatmak olacaktır. "Alemlerin rabbi" demek ise bu sakıncalarla beraber aslına da uygun olmaz. Çünkü Kur'ân "rabbi'l-'avâlim" demiyor, "rabbü'l-'âlemîn" diyor ve bununla özellikle akıl sahibi varlıkları üstün tutarak onların dikkatini çekiyor. Çünkü "âle", "âlemûn" gibi sağlam çoğullar, akıllı varlıklara ait olduklarından dolayı bunun meali, "bütün âlemlerin ve bütün parçalarının ve özellikle hepsinden üstün olan akıllı varlık alemlerinin yegâne rabbi" demektir. Bakara Sûresi'nin başında "huden lil muttakîn" (muttakîler için yol göstericidir)[33] ayetinden anlaşılacak olan bu öz işaretin, Kur'ân'ın inmesinin hikmetini göstermek itibariyle Fatiha'nın başında bulunması çok önemlidir. Alemlerin rabbi denince, her insan kendi görebildiği kadar olsun bütün alemlere, zihnînden bir geçit resmi yaptırır. Bunu yaptırınca mutlaka terbiye kanunu görür, bu kanunun her şeyde devreye girdiğine şahid olur. Demek ki biz, Rabbimizi, alemlere bakmakla bileceğiz. Fakat alemleri de ancak onunla bağlantı kurarak tanıyabileceğiz.
16.02.2009 tarihinden beri 3167 defa okundu. Son takip: 21.11.2024 - 10:54