Ribâ'
Ribâ', lügatte, ziyadelenmek, artmak, fazlalanmak anlamında masdar olup faiz dediğimiz, özel artışın ismi olmuştur. Şer'î dilde, karşılıklı faydaya yönelik bir sözleşmede karşılıksız kalan herhangi bir fazlalık demektir. Ribâ', bir muamelede hem karşılık olarak, hem de karşılıksız olarak, bir yalancılık, bir çelişkidir. Bir karşılık gözetme maksadı olmayınca "ribâ' " düşünülemez. cinsi ve ölçüsü bir olan şeyler birbiriyle değiştirildiği zaman ikisi arasındaki fiyat farkından dolayı bir fazlalık meydana geleceğinden bir artık değer ortaya çıkar. Yani ribânın ölçüsü, ya cins olarak, ya miktar olarak, ya da ikisi şeklinde kendini gösterir. Alışveriş, malı malla terazide tartarak değiştirmek demektir ve kâr demektir. Burada iki taraf da kâr eder. Ribâ' bir sözleşme sırasında gerçekleşir. Bir sözleşmede, cinsi ve miktarı birbirine eşit olan bir mal değiştirildiğinde bir fazlalık meydana gelmiş ise bu "ribâ'"dır. Bu bedelsiz fazlalığın karşılığı ödenmemiştir. Ribâ' ayeti nazil olduğunda, altın, gümüş ve nakit borçlanmalar ile ribâ' cahiliye devri Araplarınca bilinen bir şeydi. Hatta zenginlerin yediği içtiği sadece ribâ' idi. Biri diğerine altın veya gümüş belli bir miktar borç verirdi, aralarında kararlaştırdıkları vadeye göre, geçen süre için belli bir miktar fazladan ödeme yapılacağı daha önceden kararlaştırılırdı. Vadesi geldiğinde borç ödenemiyorsa alacaklısına, "veremeyeceğim, ibra et" yani "arttır" derdi. Böylece borç miktarı arttıkça artardı. Borcun aslına "reisü'1-mâl" eklenen kısma da "ribâ' " denilirdi. Araplar arasındaki geleneksel riba tam anlamıyla günümüzdeki nakit paralara ait faizin veya nema denilen fazlalığın kendisidir.
16.02.2009 tarihinden beri 2779 defa okundu. Son takip: 21.11.2024 - 10:08