Rûh
Rûh, vahy ve peygamberlik demektir. Bedenler ruhlarla dirilip canlandığı gibi, kalpler de vahiy ile canlandığı için ona "ruh" denmiştir. Rûh denildiğinde üç şey akla gelmektedir. 1- Mabihil hareke (hareketin kaynağı), 2- Mabihil hayat (hayatın kaynağı), 3- Mabihil idrak (idrakin merkezi). Hareketin kaynağı görüşüne göre rûh, maddenin tam karşıtı olarak, "kuvvet" demektir. Madde veya kuvvet, madde veya rûh denildiği zaman bu görüş kastedilir. Bu ruhun en kapsamlı anlamıdır. Bu anlamda elektrik bir ruhtur. Hareket eden hal, güç ruhtur. Ruhu "hayatın kaynağı" olarak görenlere göre rûh, bundan daha hususîdir. Zira hayat gücü mutlak güçten daha hususîdir. Bu görüş de kendi içinde ikiye ayrılır; birincisi, hayatın kendisidir ki bitkisel hayatı da içerir. İkincisi yaygın anlamıyla hayat, yani, hayvanı hayattır. Bitkisel ruhtan daha özeldir. İnsanî hayatta son bulur. İdrak merkezi görüşüne göre; duyumsamaya yaklaşan basit vicdandan, marifet, akıl erdirme, ilim, irade, kelam gibi en yüksek derecelere kadar genel olarak bilinç olaylarının yani manevî hayatın aracısı durumundaki rûh gelir. Bu rûh hakkında, "ona ruhumdan üfledim" [119] buyurulmuştur. Biz bunu kendisiyle duyar, vicdan, irade, akıl erdirme, içsel söz gibi belirtileriyle tanırız. Rûh, rabbimin bütün yaratıkları üzerindeki rubûbiyetinin emrinden bir emirdir. Rûh, beş şekilde tefsir edilir: 1- Rahmet "Onlara, Kendinden bir rûh (rahmet) ile imdat etmiştir (korumuştur)." [120] 2- Yedinci semada bulunan ve yüzü insan, bedeni melek suretinde olan bir melek [121] "O gün ki, kıyama duracak rûh (yedinci semada bulunan yüzü insan, bedeni melek suretinde olan o melek) ve melekler saff saff." [122] Melekler, arş hariç mahlukâtın tümünden daha büyüktürler. Sözkonusu bu melek de diğer melekler üzerinde bir bekçi ve gözetleyicidir. Arşın sağında kendisi tek bir saff, diğer bütün melekler de ayrı bir saff olarak duracaklardır. İsrâ süresindeki şu âyette geçen rûh'tan maksat da işte o melektir: "Bir de sana rûhtan/rûhu (yani, o meleği: yedinci semada bulunan yüzü insan, bedeni melek suretinde olan meleği) soruyorlar. De ki: "Rûh (yani, o melek) Rabbimin emrindendir." [123] 3- Cebrail "De ki: "Onu, Rûhu'l-Kudüs (Cebrail) indirdi;" [124] "Onu, Rûhu'l-Emın/Emin Rûh (Cebrail) indirdi." [125] "Onu, Rûhu'l-Kudüs (Cebrail) ile destekledik (güçlendirdik)." [126] "Derken Biz ona Ruhumuzu (Cebrail'i) gönderdik." [127] "O gece melekler ve Rûh (Cebrail) iner de iner." [128] 4- Vahy Kullarından dilediğine (nebilere) emrinden rûh (yani, vahy) ile melekleri indiriyor. [129] Kullarından dilediğine (nebilere) emrinden rûh (yani, vahy) ilka ediyor (yani, indiriyor). [130] İşte sana da böylece emrimizden rûh vahyettik (yani, emrimizden vahy vahyettik). [131] 5- İsa (a.s.) "(İsâ Allah'ın) Meryem'e ilka ettiği kelimesidir ("Ol!" demesi üzerine olmasıdır) ve O'ndan bir ruhtur (babasız doğmuştur)." [132] Âdem hakkında da şöyle buyurulmaktadır: "So a onu (Âdem'i) tesviye edip, o'na ruhundan üfürdü. " [133]
16.02.2009 tarihinden beri 2749 defa okundu. Son takip: 21.11.2024 - 01:49