Ahzâb
Ahzâb, "hizb"in çoğuludur. Hizb: Râgıb'ta; bir kalınlığı bulunan cemaat demektir. Kâmûs ve tercemesi Okyonus'ta, mutlak anlamda "taife", insan gurubu demektir. Asıl mânâ budur. Silaha, harb aletlerine ve özellikle insan topluluklarına "hizb" denir. Bir kimsenin has askerine ve belirli arkadaşına da onun hizbi denir "Onlar şeytanın hizbidir"[90] ayeti de bu anlamdadır. Bir adamın her gün alışkanlık haline getirerek yaptığı virdine, zikrine, teşbih ve duasına da (ibadet-iş) de denilir. Kendine okumayı görev saydığı bir miktar dua demektir. Hizb: Toprağı katı ve kalın olan yere dahi denilir. Aynı şekilde "ahzab" Hz. Peygamber'e karşı savaşmak üzere toplanıp Medine'yi muhasaraya kalkışan ve Hendek savaşına neden olan azgın kâfirler cemaatine de isim olmuştur. Ahzab Sûresi ismini de buradan almıştır. [91] Ahzâb, dört şekilde tefsir edilir: 1. Umeyye Oğulları, Muğire Oğulları ve Al-i Ebî Talha -ki hepsi de Kureyş'tendir- "Kendilerine Kitap verdiklerimiz (ehl-i Tevrat'ın mü'minleri) sana indirilene sevinirler. Fakat ahzâbtan (Benî Umeyye, Beni Muğîre ve Al-i Ebî Talha'dan: onların kâfirlerinden) onun bazısını inkâr edenler vardır." [92] "İşte bunlar (Ehl-i Tevrat'ın müminleri) ona îmân ederler. Ahzâbtan (Benî Umeyye, Benî Muğlre ve Al-i Ebî Talha b. Abdu'l-Uzza'dan) kim de onu inkâr ederse..." [93] "Ahzâb (Benî Umeyye, Benî Muğîre ve Al-i Ebî Talha b. Abdu'l-Uzza) döküntüsünden bozuk bir ordu..." [94] 2. Nastûrî ve Mar-Ya'kûbî Hristiyanlar "Ahzâb kendi aralarında (dinde: Hristiyanlık'ta) ihtilaf ettiler." [95] Bu sebeble İsâ (a.s) hakkında hiziblere ayrıldılar; Nastûrîler, "İsâ Allah'ın oğludur" derken; Mar-Ya'kûbîler, "Allah Mesih'in bizzat kendisidir" dediler. Melkânîler ise, "Allah üçün üçüncüsüdür" diyerek ilahların ilkinin Allah, ikincisinin İsâ, üçüncüsünün de Meryem olduğunu iddia ettiler. "So a ahzâb kendi aralarında ihtilaf ettiler. Elim bir günün azabından dolayı zulmedenlerin vay haline!"[96] 3. Nûh, Âd ve Semud kavimlerinden, Şu'ayb ve Fir'avn kavimlerine kadar olan kâfirler "Onlardan önce Nûh kavmi, Âd (kavmi) ve kazıklar sahibi Fir'avn ve Semud (kavmi), Lût kavmi ve ashâbu'1-Eyke yalanladı. İşte bunlar ahzâbtır." [97] Bunun bir benzeri de Mü'min sûresinde, Al-i Fir'avn'dan mü'min bir adam olan Hazqıyel/Hazqil/Harbil[98] el-Kıbtî'nin söylediği şu sözlerdir: "Doğrusu ben sizin için o Ahzâb Günü gibi bir günden (o geçmiş ümmetlerin başına gelen azâb gibi bir azabın sizin başınıza da gelmesinden) korkuyorum. Nûh kavmi, Âd, Semud ve onların ardından (Şu'ayb kavmine kadar) gelen (ümmet)ler(den müteşekkil o ahzâb’ın başına gelenin benzerinden..."[99] 4. Bazı Arab kabilelerinin başında bulunan Ebu Süfyan ve Yahudiler -ki bunlar Hendek Günü Nebi'ye (a.s) karşı hizib oluşturup üç mevkide savaştılar- "Hani onlar hem üstünüzden (Yemen yönünden vadinin üst tarafından -ki bununla, Yemen yönünden vadinin üst tarafından gelen; başlarında Benî-Nadr'dan Mâlik b. Avf el-Nazrî ve Uyeyne b. Hısn el-Fezârî'nin, beraberlerinde de Gatafan'dan 1.000 kişinin, onların beraberinde de Benî Esed/Esîd/Üseyd'den Talha b. Huveylid el-Ka'nesî/el-Faksî ile Yahudilerden Beni Kurayza ve Huyey b. Ahtab el-Yahudî'nin bulunduğu grup kasdedilmektedir, hem de aşağınızdan (batı tarafından, vadinin içinden/vadinin alt tarafından -bununla da, Ebû Süfyan'ın başlarında bulunduğu Mekkeliler ile beraberinde, başlarında Yezid b. Huneys'in [100] bulunduğu batıdan vadinin alt tarafından gelen Kureyşliler kastedilmektedir) gelmişlerdi." [101] Asıl adı Amr b. Süfyan olan Ebu'1-Âver es-Sülemî de Hendeğin karşısından gelmişti. Bunlar O gün, Nebi'ye karşı hizibleştiler. "Onlar (münafıklar), ahzâbın (Kureyş ile birlikte Medine'yi kuşatan müşrik Arab kabilelerinin) gitmediğini sanıyorlardı. Eğer ahzâb tekrar gelse (savaşmak üzere onlara geri dönse)..."[102]
16.02.2009 tarihinden beri 5185 defa okundu. Son takip: 22.11.2024 - 01:39