Cum'a

Cemiyyet ve cemaat gibi top­lanma ve dernek mânâsı ile alâka­dar olan Cum'a[128], bizim de bu ad ile bildiğimiz malum gü­nün ismidir. Cuma gününe Arablar "Yevm-i Arûbe" (rahmet gü­nü) derlerdi. Hicret'ten so a "Cum'a" ismini aldı. Yevmü'l-Arûbe'nin Arapçalaştırılmış, Süryanice bir kelime olduğu ve rah­met anlamına geldiği ifade edilmiştir. Kâmûs'ta, Arapların gün­leri; Evvel, Ehven, Cebbar, Debbâr, Munis, Arûbe, Şeyyâr diye saydıkları ve bu isimlerin kayna­ğının Sâbiî ve Süryanî kökenli ol­duğu rivayet edilmiştir. İlk Cuma namazı, Hz. Pey­gamber Medine'ye gelmeden ve Cuma âyeti nazil olmazdan önce Medineli Müslümanlarca kılın­mıştı. İlk cumayı kıldıran zâtın Es'ad İbni Zürâre olduğu rivayet edilir. Mus'ab bin Umeyr de oldu­ğu mervidir. Peygamberimiz, Mekke'den ayrıldıktan so a, bir Pazartesi günü Kuba'ya vardı. Cuma sabahına kadar burada kal­dı. Bu arada Kuba mescidinin te­melini attı. Cuma sabahı Medi­ne'ye doğru yola çıkarak ilk Cu­ma namazını Salim bin Avfoğulları'nın vadisinde kıldırdı. [129]


16.02.2009 tarihinden beri 2470 defa okundu. Son takip: 21.11.2024 - 08:58