Dünya

Dünya[185], "ednâ"nın di­şil ismi tafdili olup, "denâat" ya­hut "dünüvv"den türemiştir. En aşağı, en yakın demektir. "Semâe'd-dünya" deyimi ise en ya­kın sema, en aşağı sema anlamla­rına gelir. Dünya, "dunuvve" veya "dinâet'den "ednâ" ismi tafdilinin müennesi olup en yakın yahut "pek alçak" manasına bir sıfattır. "El-hayatü'd-dünyâ", "es-semaü'd-dünyâ", "ed-dâru'd-dünyâ" gibi isimlere sıfat olarak kulla­nılmıştır. Ayrıca ahiret kelimesinin karşıtı bir isim olarak da kullanılır ki, o zaman "el-hayâtü'd-dünyâ", yahut "ed-dâru'd-dünyâ" terkiple­rinden birinin yerine geçer. Ancak Kur'ân'da her zaman bu mana "hayâtü'd-dünyâ" sıfat tamlaması olarak yer almıştır. Şu halde "hayât-ı dünyâ", "dünya hayatı" değil, dünya demlen ha­yat, yani aşağılık ve alçak hayat anlamındadır. Veya "en yakın, içinde bulunulan hayat" demek­tir. [186] "Denâ" fiilinden ism-i tafdil, tekil müennes sığadır. Bizzat veya hükmen yaklaştı, zaman veya yer açısından yakına geldi, aşağı çekti ve alçaldı anlamlarını ifade etmektedir.[187] Kur'ân'da 115 yerde geçen "dünya" kelimesi, esasında isim olarak değil sıfat olarak kullanılmakta ve yüzde doksandan fazla yerde hayat kelimesini nitelemektedir. Bu kavram, Kur'ân'da bazen övülür bazen de yerilir. Onun tasvirine göre dünya hayatı bir oyun eğlenceden ibarettir.[188] Dolayısıyla Allah (c.c.) Kur'ân'da insanların nasıl amel işleyeceklerini görmesi için hayatı ve memati yarattığını[189] belirtir. Öte yandan "Dünya" kelimesi, İslâm öncesi Araplar arasında, hatta tek ta ıcı çevrelerin dışında dahi geniş ölçüde kullanıldığı anlaşılıyor; ama kelimeye dini bir anlam verildiği hususu çok şüphelidir.[190] Aşağıdaki şiirde şair, "dünya"yı güven veren, üzerinde yaşamaya değer bir şey görüyor. Bu yüzden ona olumlu bakıyor ve onu değerli buluyor: "Hayat yolculuğu için, dünya geçiminden azık al. Zira o, ne olursa olsun tedarik edilen azığın en iyisidir."[191] Görüldüğü gibi bu beyitte öteki dünya hakkında müphem bir işaret vardır, ama Antara'nın aşağıdaki beytinde hiç böyle bir ize rastlanmaz. Ahiret'in varlığına ve bundan haberdar olduğuna dair hiçbir işaret yoktur. Antara şöyle der: "Ableye karşı son derece aşkımdan dolayı kendimi küçültüyorum (Ablenin kulu yapıyorum) ve dünyanın bütün nimetleri arasında sadece Ableyi seviyorum."[192] Kur'ân aslında çağrışımlı olan bu kavramı yeniden kurar, dünya ve ahiret kavramlarını yeni bir biçimde birbirinin karşısına koyar.[193] Netice itibariyle Kur'ân'da dünya kavramı, insanın yaşadığı mekânı ifade eden arz kelimesinin genel karekterinden farklı olarak zaman unsurunu da içermektedir. Kavram, Allah'ın var olduğu bir sistemde, insanın eceli ile sınırlanan yeryüzündeki var edilişini, fıilerini ve onun sorumluluğunu, kısaca onun arzdaki hayatını ifade etmektedir.[194]


16.02.2009 tarihinden beri 2978 defa okundu. Son takip: 21.11.2024 - 12:41