Îbret/İ'tibar
İbret[24], Besâir ve Müfredât'ta zikredildiği gibi müşahede edileni öğrenmekle henüz müşahede edilmeyeni bilmeye vesile kılınan duruma denilir. Bu kelimenin aslı "abr"dir. Bir halden bir hale geçme manasını ifade eder. Ubur, gerek yüzerek, gerek gemi, hayvan, köprü veya başka bir araçla suyu, dereyi, denizi geçmek demektir. Bu nedenle gözyaşına da "abre" denilir. Çünkü gözden yanağa geçmektedir. Aynı kökten gelen "ibare" söyleyenden dinleyene geçen söz, "tabir", rüyanın zahirinden batınına geçmek manasınadır. Muteber kendisinden ibret alınan, önemli ve yararlanılan dikkate şâyân şey demektir. Enfes, övülen ve kıymetli, değerli anlamı bundan mecazdır. İtibarlı şey, itibarlı adam dememiz bundandır. Diğer kullanımlarında da hep bu geçiş anlamı vardır. Geçide, "ma'ber", geçiş vasıtasına "mi'bir" denilir. Çünkü sınırı geçmek onunla mümkün olur. Hislerle bilinen ilme "ta'bir" denilir. Çünkü onun sahibi hayal edilen şeylerden düşünülene intikal eder. Lafızlara ibare denilir, çünkü onlar manaları söyleyenin lisanından dinleyenin aklına geçerler. Kısaca ibret almak olarak ifade ettiğimiz i'tibar, müşahede edilen bir bilinene dikkat edip ondan bir meçhulü bilmeye intikal etmek demektir. İbret almak, taaccub ederek mutteîz olmaktır. "Said/mutlu kişi başkasından ibret alandır" denilir.
16.02.2009 tarihinden beri 2721 defa okundu. Son takip: 21.11.2024 - 10:56