İhsan-Muhsin
İhsan[42] kelimesi lügatte iki şekilde açıklanır: birincisi; "ehsanahu"dur. Bir şeyi güzel yapmak demektir. Diğeri de "ehsane ileyh"dir ki ona iyilik etti demektir. Rasûlullah'tan gelen hadislerde de bir şeyi güzel yapmak olarak tarif edilmiştir ihsan. İhsan, sarplık ve sağlamlık demek olan "hasenet"ten türemiş olup bir yeri kale gibi sağlam yapmak, kocasının karısını koruması anlamına geçişli, ırzını koruyan, iffetli olmak ve evlenmeler manalarına geçişsiz olur. Evlenme, hürriyet, İslâm, iffetli olma manalarında kullanılır. İhsan, güzellemeler, güzel yapmak yani zatında ve Allah indinde güzel olan bir işi gereği gibi yapıp, o işin özündeki güzelliği dış yüzündeki güzellik ile süsleyip ortaya koymak demektir. Zira birçok güzel şey vardır ki, yapılırken çirkinleştirilir. Peygamber Efendimiz meşhur iman hadisinde ihsanı "Allah'a onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Çünkü sen onu görmezsin, o seni görüyor" şeklinde tefsir etmiştir. Şu halde ihsan İslâm'ın kemalindendir. 4/24'te "muhsanat" evli kadın anlamındadır. [43] Kur'ân'da türevleriyle birlikte yaklaşık 177 âyette geçmektedir. Bu kelimenin aslı "iyi olmak, güzel olmak, anlamında kullanılan "hasune" dir. Bunun karşıtı da kötü olmak anlamına gelen "sâe" dir.Dolayısıyla İhsan; "iyilik, "isâe" kötülük etmek demektir.[44] İslâm'dan önceki dönemde bu kelime, hoş görülen, beğenilen manadaki güzelliği ifade ederdi. O dönem şâ'irlerinden eş-Şammâh, "hüsn" kelimesini görünen bir güzellik anlamında kullanarak şöyle der: "Burası (ev), kendisine "güzel boyunlu ve süssüz ey Ceylan!" dediğimiz kızın evidir."[45] Kur'ân'da ihsan, iman üzerinde bir derece olarak değerlendirilir. Bu dereceye sadece, Allah'a karşı iman ve amellerinde samimi olan kullar yükselebilir. Ve Kur'ân'da şöyle denir: "İnanıp iyi işler yapanlara bundan böyle (Allah'a karşı gelmekten) korundukları ve inanıp iyi işler yaptıkları, so a (yasaklardan) sakınıp (onların) yasaklığına inandıkları ve yine korunup iyilik ettikleri takdirde daha önce yaptıklarından ötürü bir günah yoktur. Allah güzel davrananları sever.”[46] Hamdi Yazır, bu âyetin tefsiriyle ilgi olarak şöyle demektedir: "Görülüyor ki bu âyette, iman ve amel-i salih iki kez, takva da üç kez zikredilmiş ve nihayet "ihsan" mertebesine gelinmiştir ki, takvanın bu üç kez zikri, onun muhtelif yönlerine ve derecelerine işaret etmektedir."[47] 'İhsan" kelimesinin en güzel tanımı şu hadiste görülür: "İhsan" Allah'ı görür gibi ibadet etmendir. Şayet sen O’nu görmüyorsan O, seni görür."[48] Netice olarak "ihsan" kelimesi, Kur'ân muhtevası içinde sadece güzellik ve iyilik manasında kalmamış, takvadan daha üstün bir mertebede kullanılır olmuştur. Câhiliye döneminde ise böyle bir kullanım alanına sahip olmadığını düşünüyoruz.[49]
16.02.2009 tarihinden beri 5154 defa okundu. Son takip: 21.11.2024 - 08:37