Îlhâd-Mülhid
İlhâd[83], lahde koymak demektir. Doğruluktan eğrilmek, Hak'tan batıla sapmak anlamına gelir. Râgıb, "ilhad"ın iki türlü olduğunu söylemiştir; birisi, Allah'a şirk isnadı, diğeri sebeplerde şirk ilhadıdır. Birincisi imana aykırıdır. İkincisi ise imanı iptal etmezse de tutanaklarını zayıflatır. Ayetlerde ilhad, doğru mana vermeyip, doğru yoldan ayrılarak eğrisine çekmek demek olur. Yalanlamayı, yanlış yorumlamayı da kapsar. Bundan dolayı Türkçe'de ilhad; ta'til, ateizm manasına da kullanılır. [84] Kur'ân'da dört âyette zikredilen bu kelime, (le-he-de) kökünden gelir. Lügatta "meyledip yönelmek, gerçekten sapmak, ayrılık, inkar, gerçek itikattan ayrılarak, eğriliğe sapmak, Allah'ın varlığına ve birliğine inanmamak, normalden meyletmek, istikametten ayrılmak, mücadele ve münakaşa, dinsizlik” gibi anlamları ihtiva etmektedir. Istılahta ise, Allah Teâlâ'ya isim ve vasıf vermede, kayıtsız, lâubalî olmak, O'nun varlığı veya birliğini inkar etmek, dini açıdan disiplinsiz kişilerin yoluna meyletmek, tabi olmak anlamlarına gelir.[85] İlhâda sapan kişiye mülhid denir. Aynı kökten gelen "el-Lahd" ise "mezarın bir yanına oyulan yarığa" denir. Lehdin çoğulu "el-hâd" dır. Ayrıca "lehd", mağarayı andıran, mahzen gibi, ölülerin içinde biri üzerine konulduğu ve işaretle belirlendiği bir yer manasına da gelir. "İlhâd" ise, kabre bir oyuk yapmak manasına geldiği gibi, meyletmek ve başkasından yüz çevirmek manasında da kullanılır. Batıl mezhep üzere olanlara da "mülhid" (ateist) denir.[86] İlhad kavramı Kur'ân'ı Kerim'de dört ayette geçmekte ve bu ayetlerde "Allah'ın isimlerini tahrif etme ve onları inkâr etme, Kur'ân'ın Allah tarafından gönderildiğine inanmama veya onu başkasına nisbet etme gibi anlamlarda kullanıldığı görülmektedir.[87] İslâm bilginleri bu kavramla ilgili çeşitli görüşler öne sürmüşlerdir. Nitekim Hâzin, tefsirinde, İbn Abbâs'ın konuyla ilgili şöyle dediğini nakleder: "İlhad", mutedil davranmaktan ve doğruluktan (meyledip) ayrılmaktır. Kur'ân'daki manası ise, sözü asıl yerinden kaydırarak yani meylettirip saptırarak, uygunsuz bir yere yerleştirmektir.[88] Kur'ân'ın genel bağlamında ise bu kelime, Kur'ân'da ve Sünnette belirtilmeyen bir isimle Yüce Allah'a isim vermek demektir.[89] İslâm'dan önceki dönemde ise, ilhâd, bu manalarıyla değil, sadece lügat anlamlarıyla biliniyordu. Nitekim İbn Manzûr, kailini zikretmeksizin konuyla ilgili şu beyitleri örnek verir: “Kabire (lahde) konulup yok oluncaya kadar."; "Kiprikleri içine gömülmüş göz bebekleri."[90] İbn Sikkît ise "mülhidi", hakdan uzaklaşan ve böylece doğru olmayan şeyleri hakka yamamaya kalkışan biri olarak tanımlar.[91] Görüldüğü gibi yukarıda "ilhâd" kavramına verilmeye çalışılan manaların üçünde de "sapma, eğilme ve meyletme” söz konusudur. Bu sebepten, hakdan yüzünü dönüp, batıla meyleden ve batıl mezhep üzere yaşayanlara "mülhid" (ataist) denmiştir. İşte bu anlam câhiliye döneminde bilinmemiştir diyebiliriz.[92]
16.02.2009 tarihinden beri 4344 defa okundu. Son takip: 22.11.2024 - 10:09