Îns Ve Cin Şeytanı
İns ve cin kelimeleri insanı ve insana sürekli olarak vesvese vermeye çalışan cini anlatır. İns ve cin iç içe girmiş iki kelimedir. İns insan demek, cin ise birkaç anlama gelir. Cinnin özelliği insana vesvese vermesidir ve şeytan olarak bilinir. İnsana vesvese veren şeytan iki türlüdür. Birincisi, görünmeyen, metafizik sahada yaşayan gizli takımından, cinnîler soyundandır. Diğeri de açık sahada yaşayan insan soyundandır. Bu mana Kur'ân'da: "Her nebîye, insanların ve cinlerin şeytanlarını düşman etmişizdir, bunlar aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar"[200] şeklinde ifade edilmiş, ins ve cin şeytanlarının genel olduğunu ve hepsinin şerrinden korunulması gerektğini ifade etmiştir. En açık mana budur. Hz. Ebû Zerr'in "ins şeytanından Allah'a sığındın mı?" diye sorduğu rivayet edilir. Cin en genel anlamıyla melekleri de kapsayacak şekilde tüm görünmeyeni ve gizli olanı ifade eder. Melekler vesvese vermese de vesveseciler onların adını kullanabilirler. Ferra ve bazılarına göre "fî sudûri'n-nâs"daki "nâs" ifadesinin, beyan olduğunu ve cinne de dendiğini söylemişlerdir. Nitekim, Cînn Sûresi'nde, "neferun mine'l-cinni ve ricâlun mine'l-cinni" denildiği gibi. Kelbi’den nakledildiğine göre, "nâsun mine'l-cinni" de denilir. Bu anlamda vesvâs, cinden olan nâsa da insten olan nâsa da vesvese verir demektir. Zemahşerî bu görüşe, cine, cin denilmesi onun gizliliğinden dolaydır, nâsa nâs denilmesi de beşer denilmesi gibi açıkta olmalarından dolayıdır diyerek karşı çıkmıştır. İns, mutlak insan manasına geldiği gibi, insanın ünsiyet ettiği enisine, yar ve yardımcısı manasına da gelir. Buna karşılık gelen de tanımadığı, yabancısı, meçhulü demek olur. Yine bu manaya yakın olarak, insanın nefsi yani bedeni yanı insi, öte tarafı vahşi diye adlandırılır. Mesela, elin iç yüzü veya ayağın üstü insî, elin dış tarafı ve ayağın tabanı vahşîdir. Aynı şekilde cin, gece karanlığı ve örtü/istitar anlamında, toplumdan gizli/saklı olan şeylere ve bütün ruhanîlere, özellikle ruhanîlerin bir kısmına dendiği gibi, insanların toplandığı çok kalabalık ve gür yerlere de içindekileri gizlediği/sakladığı için "cannenâs ve canânun nâs" denildiği lugatta geçmektedir. "Mine'l-cinneti ve'n-nâs" ayetindeki "nas" ifadesi tanınan bilinen insanlar demek ise, "cînn"de bunun mukabili olarak yabancı, gizli, tanınmadık, meçhul insanlar demek olur. Sonuçta ikisi de genel anlamda bütün insanları anlatmış olur. [201]
16.02.2009 tarihinden beri 29749 defa okundu. Son takip: 21.11.2024 - 08:57