İttîkâ
İttikâ, "vikâye"yi/korunmayı kabul etmek, başka bir ifade ile "vikâye"ye girmektir. "Vikaye" ise aşırı korumacılık, yani acı ve zarar verecek şeylerden sakınıp, kendini iyice korumak demektir. Lügat açısından, ittikâ ve vikaye’nin ismi olan takva, kuvvetli bir himayeye girerek korunmak, özetle kendini iyi sakınıp korumak demek olur. Bunun gereği olarak korkmak, kaçınmak, sakınmak ve çekinmek manalarına da kullanılır. "Tevakki" /çekinme deyiminde yorgunluğa katlanma, "ittikâ"da ise sadelik vardır. En kapsamlı, en kuvvetli koruma ise Allah'ın korumasıdır. Çünkü insanın koruması bugüne ve geleceğe tamamen hakim olamadığı gibi şimdiki halde görünen acı ve zararları bile engelleyemez. Bu nedenle gerçek korunma ancak Allah'ın korumasına girmekle gerçekleşebilir. Gerçi rahmâniyete ve yaradılışın aslına göre herkesin Allah'ın korumasından zorunlu ve tabiî olarak ihsan edilmiş bir payı vardır. O oranda herkes korumasız, zorunlu bîr korunmaya sahip olur. Fakat rahîmiyete ve ihtiyarî fillere göre insanın bu korumaya isteyerek ve idrak ederek girmesi, yani kendisinin de korunması şart olmuştur. Demek ki korumanın her yönüyle tecellisi insanın şimdiki zamandan daha çok akıbeti hedef edinen Allah'tan gereğince korkma hissine bağlıdır. İşte bunun için şeriatta mutlak sakınma veya takva, insanın kendisini Allah'ın koruması altına koyarak, ahirette zarar ve acı verecek şeylerden iyice koruması, diğer bir ifade ile günahlardan sakınması ve iyiliklere sarılması ile tarif olunur. Gerçi korku ve sevgi ile ilgili olarak, bir var olana, diğeri olmayana ait iki itibara sahiptir. "Tahliye ve süsleme", "Eûzü besmele" ve "tevhîd" kelimesinden itibaren bu iki itibarı görürüz. Bundan dolayı şer'î takvanın yalnız olumsuz ve mücerred/soyut perhizkârlıktan ibaret olduğunu zannetmek yanlıştır. Bununla beraber "ittikâ"nın, bunların yalnız biri için kullanıldığı da söz konusudur. Mesela Kur'ân'da korku, iman, tevbe, itaat, günah işlemeyi terk etmek, ihlas manalarından her birinde kullanıldığı yerler vardır. Kur'ân'da "ittikâ" ve "takva" üç derece üzerine zikrolunmuştur. Birincisi, ebedî azabtan sakınmak için Allah'a şirk koşmaktan kaçınmakla iman[360]. İkincisi, büyük günahları işlemekten ve küçük günahları sakınmak ile farzları eda etmek[361]. Şer'an bilinen takva budur. Üçüncüsü ise, kalbini Allah'tan başka meşgul edecek her şeyden arındırmak ve bütün varlığı ile Allah'a yönelmektir.[362] Kısacası takva kurtuluş ve mutluluk vesilesidir. [363]
16.02.2009 tarihinden beri 2465 defa okundu. Son takip: 21.11.2024 - 09:15