Ferah

Ferah, üç şekilde tefsir edilir: 1. Şımarıp azmak, azgınlık etmek "Ferahlanma (şımarıp azma)! Doğrusu Allah ferahlananları (şımarıp azanları) sevmez." [49] "Şüphesiz o, ferahlanır (şımarıp azar)." [50] Bu şundandır: "Yeryüzünde haksız yere ferahlanıyor­dunuz (büyüklük taslıyordunuz, şımarıp azıyor­dunuz)." [51] 2. Rızâ (razı olma/hoşnutluk/memnu­niyet) "Onlar ise dünya hayat ile ferahlandılar (şimdi­ki/yakın hayata razı oldular). Halbuki dünya hayat, âhirete nisbetle bir geçimlikten başka birşey değildir." [52] "Her hizb sahib olduğu ile ferahlık duymaktadır (ona razıdır)." [53] "İlmden yanlarında bulunan ile ferahlandılar (yanlarındaki ilme razı oldular)." [54] 3. Bizatihi ferah/sevinmek "Hatta gemilerde bulunduğunuz ve onlar içindekileri alıp elverişli bir rüzgâr ile seyrettikleri, kendileri de bununla ferahlandıkları (sevindikleri) sırada..." [55]


16.02.2009 tarihinden beri 2778 defa okundu. Son takip: 21.11.2024 - 09:29