Fetih
Fetih, açmak, bir kapalılığı gidermek demektir. Daha çok bir memleketi savaşarak veya savaşmadan teslim almaya, yenmeye ve zafer bulmaya denir. Zafer bulmadıkça kapalıdır. Fetih gerçekleşmemiş olur. Kur'ân’da 38 âyette zikredilen bu kelime lügatta birkaç mana ifade eder. 1- Kapamanın zıddı olan açmak. 2- Yeryüzünü sulayan, nehir, göze ve akarsular veya su kanalları. Kanaatimizce burada önleri açık olan sular "feth" ile ifade edilmektedir. 3- Dâru'l-harb'in müslümanlara açılması.[75] 4- "el-Fetâhetu"; hükm ve hükmetmek anlamında. Belki de hükümetlerin sulta ve hakimiyetleri her yere sirayet edip mani tanımadığı için bu kelime kullanılmıştır. Nitekim bu manaya uygun olarak el-'Aşaru'l-Cûfî şöyle demiştir: "Dikkat et! Kim Amr'a elçi olarak tebligatta bulunursa, benim sizin hükmünüze ihtiyacım olmadığını bildirsin."[76] Kadıya (yargıca) da hakkı açıp ortaya çıkardığından dolayı "fettâh" denilmiştir. Aynı zamanda "fettâh", türlü türlü şekiller açmak ve hükmetme anlamıyla Allah'ın güzel isimlerindendir.[77] Kur'ân'da geçtiği âyetler incelendiğinde bu kavramın anlamı üç grupta incelenebilir: 1- Kapamanın zıddı olarak[78], 2- Hüküm anlamında[79], 3- Beldelerin fethi, İslâm'ın yayılması, savaş meydanlarında müslümanların galip gelmesi[80]. Tüm bu manaları serd ettikten so a diyebiliriz ki "feth" kelimesinin, Kur'ân'da ıstılah olması, İslâmî dönemden so adır. Zira câhiliye döneminde, bu kelimenin dini bir manada kullanıldığına rastlayamadık.[81] Feth, dört şekilde tefsir edilir: 1. Kadâ' (yargı/hükm) "Hakikat şu ki, Biz sana feth ettik: apaçık bir feth (senin lehine hükmettik: apaçık bir hükm)." [82] "So a, aramızı fethedecek (aramızda hükm verecek), hak ile; ve O, her şeyi bilen bir fettahtır." [83] "Rabbimiz! Bizimle kavmimizin arasını hak ile iftah et! Sen fâtihlerin (hüküm verenlerin) en hayırlısısın." [84] "Derler ki: "(Söyleyin bakalım) bu feth (yani, hükm) ne zaman; eğer doğru söyleyenler iseniz." De ki: "Feth (hükm) Günü'nde kâfirlere îmânları fayda vermez." [85] 2. Göndermek "Allah insanlara rahmetinden feth edecek (rızkından gönderecek) olursa, onu tutacak olmaz." [86] "Nihayet Ye'cûc ve Me'cûc feth edildiğinde (gönderildiğinde)..." [87] "Nihayet üzerlerine şiddetli bir azâb kapısı feth ettiğimizde (gönderdiğimizde)..." [88] 3. Bizatihi feth (açmak, açılmak) "Nihayet oraya gelip kapıları feth edildiğinde (açıldığında)…" [89] 4. Nasr (yardım, zafer) "Ola ki Allah o fethi (Muhammed'e ve o'nun âline selâm, olsun) nasrı (yardımı-zaferi)), yahut indinden bir emr ihsan eder." [90] "Allah'tan bir nasr ve yakın bir feth (çabuk bir yardım ve zafer)..." [91]
16.02.2009 tarihinden beri 2704 defa okundu. Son takip: 21.11.2024 - 10:14