Hasene
Hasene, insanın nefsinde, bedeninde, kısacası elde etmekle mesut ve bahtiyar olacağı her nimettir. İsim manasıyla güzel ve güzellik demektir. Hasen, yani güzel, sevince sebep olan ve arzu edilen herhangi bir şey demektir ki, hüsün, güzellik onun nefsinde etkili olan özel bir haldir. Buna göre "hüsün", ortada bulunan bir iş olmakla beraber, değeri enfüsi (sübjektif) etkisi nedeniyledir. Yani "hüsün", "istihsan"dan önce gelir. Ancak ortaya çıkışı onunladır. Bunun için hasen üç çeşittir. 1- Akıl ve basiret yönünden güzel bulunma. 2- Heves yönünden güzel bulunma. 3- Hüsün yönünden güzel bulunma. Halk, güzelliği hissi ile, genellikle de gözüyle arar. Kur'ân'daki güzellikler ise genellikle basiret yönünden güzel bulunmuş olanlardır. Hasen, hem zatlara hem manalara söylenir. Hasene, sıfat olduğunda böyleyse de, isim olunca maneviyatla ilgilidir. Hüsna ise yalnızca manevî şeylerle ilgili olarak söylenir. Hasene, Seyyie Hasene ve seyyîe ibaresi, beş manada tefsir edilmiştir: 1. Hasene, zafer ve ganimet; seyyie, katl ve hezimet "Size bir hasene (Bedir Günündeki gibi bir nasr/zafer ve ganimet) dokunursa, onları tasalandırır. Eğer size bir seyyie (Uhud Günündeki gibi bir katl ve hezimet) isabet ederse ona sevinirler." [141] "Onlara bir hasene (nasr/zafer ve ganimet) isabet ederse, "Bu Allah'ın indindendir" derler. Onlara bir seyyie (Uhud Günündeki gibi bir katl ve hezimet) isabet ederse, "Bu sendendir" derler." [142] "Eğer sana bir hasene (iyilik, nasr/zafer ve ganimet) isabet ederse, onları tasalandırır. Eğer sana bir seyyie (kötülük, katl ve hezimet) isabet ederse..."[143] 2. Hasene, tevhîd; seyyie, şirk "Kim hasene (tevhid) ile gelirse, ona ondan daha hayırlısı vardır (tevhidten dolayı bir hayr elde eder). Ve onlar o gün feza'dan emin olurlar. Kim de seyyie (şirk) ile gelirse, yüzleri ateşte sürtülür..."[144] "Kim hasene ile gelirse, ona ondan daha hayırlısı verilir. Kim de seyyie ile gelirse, seyyiât yapanlara, yaptıkları dışında karşılık verilmez." [145] "Kim bir hasene ile gelirse, ona onun on misli vardır. Kim de bir seyyie ile gelirse, onun misli dışında karşılık verilmez. Onlara zulmedilmez. "[146] 3. Hasene, yağmur ve mahsul bolluğu; seyyie, yağmurun, mahsul-nebat ve hayr'ın kıtlığı/yokluğu "Eğer onlara bir hasene (yağmur, mahsul ve hayr bolluğu) gelirse, "Bu zaten bizim hakkımızdır" derlerdi. Eğer onlara bir seyyie (yağmursuzluk/kuraklık ve mahsul kıtlığı) isabet ederse, Mûsâ ve o'nun beraberindekilerin uğursuzluğuna yorarlardı." [147] "So a seyyieyi (yağmursuzluğu/kuraklığı, hayr ve mahsul kıtlığını) hasene (yağmur ve mahsul bolluğu) ile değiştirdik." [148] "Onları hem hasene (yağmur ve mahsul bolluğu) ile hem de seyyie (yağmur ve mahsul kıtlığı) ile imtihan ettik." [149] "Ellerinin önden gönderdikleri sebebiyle onlara bir seyyie (yağmursuzluk/kuraklık) isabet ederse... " [150] 4. Hasene, akıbet; seyyie, dünyada azâb "Senden, haseneden evvel (akibetten önce) seyyieyi (dünyada azabı) çabuklaştırmanı isterler. " [151] 5. Hasene, afv ve güzel söz; seyyie, kabih/çirkin söz ve eziyet "Seyyieyi (kötü söz ve eziyeti) hasene (güzel söz ve afv) ile savarlar." [152] "Hasene (afv ve safh) ile, seyyie (kötü söz ve eziyet) bir olmaz." [153] "Seyyieyi (kötü söz ve eziyeti) ahsen (en güzel, afv ve safh) ile defet!" [154] "Rabb'lerinin vechini isteyerek sabrederler, salâtı ikâme ederler ve kendilerine verdiğimiz rızıktan gizli-açık infak ederler ve seyyieyi hasene ile savarlar. İşte yurdun ukbâsı bunlaradır."[155]
16.02.2009 tarihinden beri 3546 defa okundu. Son takip: 18.11.2024 - 08:14