Hâviyeh
Hâviye, cehennemin bir adıdır. İnsanlar oraya düşecekleri için ona bu ad verilmiştir. Hâviyeh, Kâmûs'ta cehennemin isimlerindedir. Yukarıdan aşağıya düşmek, sükût etmek mânâsına "huviy" veya "heveyan"dan müştak ism-i fail olarak "sakıt" mânâsına gelir. "Cevv-i hava" gibi içi boş, düşüldükçe düşülen derin, engin uçuruma, "mehvat gibi sukut yerine, yani cevap vermenin mümkün olmadığı mekana denilir (sarkma, düşme yeri). "Hark" çukur demek olduğu gibi, "hâviyeh" de mütemadiyen aşağı doğru devam eden uçurum veya uçuruma düşen demektir. Bu anlamda cehenneme isim olmuştur. Alusi’nin beyanına göre ona "hâviyeh" denilmesinin nedeni gayet derin olmasından dolayıdır. İncil tercümelerinde de hâviyeh kelimesi geçmektedir. "Ümmi hâviyeh" anası haviye ifadesine gelince, bununla ilgili üç anlamın olduğu rivayet edilmiştir. 1- Ümm, ana anlamında olduğundan, varılacak, barınılacak, kucağına düşülecek mekan anlamındadır. Anası kızgın ateş veya anası kızgın ateş çukur demektir. 2- Araplar bir kimsenin helakine dua için kinaye olarak "havtü ümmühü" derler. (Anası ağlasın, anası ağlayasıca) derler. "Kahrolasıca", "Allah canını alasıca" bedduaları gibi. Nitekim Ka'b İbn-i Sa'di Ğanevi’nin şu beyti aynı şeyi anlatır. "Anası ağlaya düşsün (haveytü ümmühü): o giderken sabah ne gönderdi. Ve dönerken gece ne çevirdi, (yani ne kahraman, ne afacan adamdı)." Hamâse'nin beyti de aynı anlamdadır. "Anaları bayılası (haveytü Ummuhüm) ne olmuştu onlara yıkıldıkları gün; Ceyşan adlı yerde kesintiye uğrayan büyüklenmelerinden dolayı. Mızraklar gerdanlarında iken kaçmak istemediler Ve çıkmak istemediler ölüm korkusu ile bir merdivene. Eğer kaçsalardı yine aziz olacaklardı. Lakin ölüme karşı sabır daha ziyade alicenaplık olur." Keşşaf sahibinin ve Râgıb'ın da Müfredât'ta belirttiği gibi, "fe ümmühü hâviyeh" ifadesi, "hevet ümmuhû" tabirinden türetilmiştir. Burada "hâviyeh" cehennemin bir ismi değil, "düşmek" demektir. Yani deyim olarak "anası düşmüş" demektir. Bu ifadenin inceliğinde şüphe yoktur. Ancak, bu durumda "mahiye" zamiri "hâviye"ye değil "dahiye"ye raci olmak durumunda kalır. Birinci görüş daha açıktır. 3- Katade'den ve Ebû Sâlih'ten rivayet edildiğine göre, "ümm" beynin aslı, kökü demek olup, burada "hâviye" cehennem de olabilir, düşmek anlamına da gelebilir. Yani "beynin kökü heviye olmuştur" veya "tepetaklak cehenneme yuvarlanmıştır" demek olur. Çünkü tepesi aşağı cehenneme atılacaktır. Böylece "mahiye" zamirinde her iki vecih de cereyan eder. Nâr, "hiye nârun" ifadesinde olduğu gibi müptedai mahzufun haberidir. [220]
16.02.2009 tarihinden beri 3609 defa okundu. Son takip: 18.11.2024 - 08:12